Şükürler olsun ki; dua, bereket ve ibadet ayı mübarek Ramazan ayına kavuştuk. Bütün sıkıntılara rağmen bu ay boyunca manevi bir iklim bütün ülkemizde hissedilecek inşallah.
Ramazan ayı en başta ibadet ayıdır. Çünkü bu ayda yapılacak ibadetlere başka vakitlere nispetle daha fazla sevap verileceğini Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) müjdelemiştir. Teravihleri, sahurları ve iftarlarıyla bu ay kalplerin yumuşamasına ve kardeşliğin pekişmesine de vesile olur diye ümit ediyoruz.
Ramazan ayı temelde ibadet ayı olduğu halde bazen yapılan israflar sebebiyle günahlara bulaşmak da mümkün olabilir. Ramazan ayının israf ayı olmadığını çok iyi bilmek icap eder. Çoğu zaman muhtaçlara ikram etmek niyetiyle verilen iftar yemeklerinde nimetler israf edilebiliyor. İsraf haram olduğuna göre, Ramazan ayında çok daha dikkatli olmak gerekmez mi? Mutlaka muhtaçlara el uzatıp ikram etmek ve iftar sofraları hazırlamak takdir edilir. Ancak bunu yaparken israfa kapı açmak makul görülebilir mi?
Ramazan ayında çok fazla dikkat edilmesi gereken bir başka mesele de bu ayın bazılarınca “eğlence ayı” gibi görülmesidir. Maalesef bu anlayış, biraz da belediyelerin yaptığı ‘kutlamalar’ sebebiyle toplumda yer etti. Daha once çoğu defa eleştirildiği üzere bir yanda teravih namazları kılınırken, yanı başında düzenlenen ‘Ramazan çadırları’nda türkü, şarkı ve eğlenceler düzenleniyordu. Nispeten azalmış olsa da bu yanlış uygulamaların devam ettiği yerler vardır. Ramazan ayının daha ilk günlerini idrak ettiğimize göre bu mesele gündeme taşınmalı ve bu ayın ‘eğlence ayı’ olmadığını anlatılmalıdır.
Bu seneki Ramazan ayının, 2024 mahali idare seçimleriyle ilgili propaganda günlerine denk gelmesi de başka bir handikaptır. Bu ay birlik ve beraberlik ayı olduğu halde, siyasi propagandalar bu manevi mevsime gölge düşürebilir. Her siyasi parti ve bilhassa Diyanet camiası bu meselede çok daha dikkatli olmak durumundadır. Ramazan çadırlarındaki sohbetler, seminer ve konferanslarda siyaset yapılmaması isabetli olur. Aksi halde insanlar ‘Ramazan programları’ndan da küstürülmüş olunur ki bunun da ayrı bir mesuliyeti olsa gerek.
Mübarek Ramazan ayının israf ve eğlence ayı olmadığını hem bilmek hem de programları buna göre yapmak gerekir. Tabii ki Ramazan ayına göre kendilerine çeki düzen vermesi icap edenler arasında gazete ve TV kanalları da vardır. Bazı gazeteler “Ramazan hediyeleri” vermek suretiyle okuyucu kazanmaya çalışırken, öte yandan da bu ayın manevi havasına uymayan şekilde yayınlar yapmaktadırlar. Böyle çelişkili durumları tasvip etmek mümkün değil.
Netice olarak dua ve Kur’an ayı Ramazan’ı en iyi şekilde idrak edebilmek için herkes ve hepimiz üzerlerimize düşen vazifeyi yerine getirmek durumundayız.
Ramazan ayı; israf, eğlence, tartışma, kınama, kamplaşma ve kavga ayı değildir. “Eski/İyi Ramazan”ları aratmayacak; yeni ve bu ayın ruhuna uygun Ramazan aylarına kavuşmak duasıyla.
