Yusuf KAMBUR

Tarih: 27.05.2024 09:59

KURBAN BİLİNCİ

Facebook Twitter Linked-in

Biz her ümmete Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O’nun adını ansınlar diye kurban kesmeyi bir ibadet kıldık.

Bakınız, İlahınız tek bir İlah’tır. O’na teslim olun!

(Ey Peygamber!)

Gönülden boyun eğenleri (O’nun rızasıyla) müjdele.”

(Hac: 22/34)

İçten gelen bir bağlılıkla “Senden gelen her emre/yasağa amenna ve saddekna” diyebilmektir Müslümanlık. İman ettim ve bu imanımın gereğini bihakkın yerine getireceğim kararlılığıdır.

“Allah rızasına yaklaşmanın” bin bir yolu vardır. Her biri şeytanın iman sarayına girmeye çalıştığı ana kapıya vurulan kilit üzerine kilit mesabesindedir. 

Şeytan ve şeytani düzen/anlayışa kapanan kapılar ilahi rahmet ve inayete açılır. Kur’an’da peygamber diliyle bize böyle öğretilmiştir: “De ki; benim namazım, tüm ibadetlerim (kurbanım), hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.”(En’am: 6/162)

O kutlu Elçi de, “Âdemoğlu kurban bayram günlerinde Allah katında kurban kesmekten daha güzel bir amel işlemez…”(Tirmizi, Edahi, 1) buyurarak kurban kesmenin önemine dikkat çekmiştir.

Hal böyle olunca, kurban bayramı yaklaştığında ortaya serilen “tutarsız, bilinçsiz, şuursuz hezeyanlar” iman zafiyetine işaret eder. Tersyüz olmuş bilincin saçmalıkları olarak kabul edilir.

“Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak!” feryadı gün geçtikçe daha kıymetli hale geliyor. Ne oluyor bize, neler oluyor böyle? Müslüman bir toplum olarak nasıl savrulduk böylesine? Bu zihni savruluş daha ne kadar devam edecek?

Kurban ibadetinin insana öğrettiği önemli hususlardan biri de “varlık hiyerarşisini doğru okuyabilmektir.” İlahi yasa gereği “kâinat ve içindeki her şey insanın hizmetine amade kılınmıştır.”(Casiye: 45/13; Hac: 22/36) Hayvanlar etinden, sütünden, yününden, gücünden vesair istifade edilmek üzere yaratılmıştır. 

Onları, Allah adıyla/O’nun adına kesecek (kurban edecek); “eti, kemiği, yünü, her şeyi sizin ve sizin sayenizde ihtiyaç sahiplerinin” olacak, Rabbinize de “takvanız, ihlas ve samimiyetiniz, iman sözüne sadakatiniz” ulaşacaktır.(Hac: 22/37) 

Allah’a gönülden boyun eğmek böyle davranmayı gerektirir. “Hayvanlar tapınmak için yaratılmamıştır.” Hayvan sevgisi, hayvanlara merhamet başka bir şeydir hayvanları kutsallaştırmak başka bir şeydir. 

Hindistan örneğinde olduğu gibi “hayvanı korumak için insanı kurban ediyorlar.” Kurban kesen Müslümanlara ölüm dâhil her türlü şiddeti reva görüyorlar. Bugün “sokak köpekleri” meselesinde ülkemizde yaşanan fikir ayrılıkları da aynı kapıya çıkmaktadır. 

Sözüm ona güya merhametten “Kesimsiz kurban” adıyla ilginç bir kurban şekli uydurulmuştur. Kurban parası belli yerlere bağışlanacak ama kurban da kesilmiş sayılacak!!!

“Ne oluyor size? Nasıl böyle (saçma) hüküm veriyorsunuz?”

(Kalem: 68/36)

Kurban bilinci, Müslümanın “sahip olduğu,/sevdiği şeylerden Allah rızası için vazgeçebilme” bilincidir. Lafa gelince “Binlerce olsa canım kurban senin yoluna” dediğin bir hayatta nelerden vazgeçebildiğinin ispatıdır. 

İslam davası uğruna “tereddüt etmeden canlarını seve seve feda edenlerle” aynı cenneti paylaşmak için feda ettiğin şey nedir? Bugün bu maddi fedakârlıkta bulunamayan kimse yarın bu yolda “canını feda edebilir mi?”

Kurban ibadetinin bir de “şükür” boyutu vardır. Müslümana “şükür bilinci kazandırmak…” Sahip olduğu bunca nimetin bir teşekkürü olmalıdır. Kurban bayramında dinen zengin sayılan bir Müslümanın özel teşekkürü “kurban kesmektir.”

Sonuç:

İman edenler için İslam ilahi rızaya ulaştıran tek yoldur. Tüm emir ve yasaklar, “Ey iman edenler! Kulluk sözleşmenize bağlı kalın!”(Maide: 5/1) çerçevesinde değerlendirilir. 

Kurban ibadeti; kitap, sünnet ve icma ile sabittir. Maddi imkânı yerinde olan Müslümanlar ya kendileri ya da “vekâlet yoluyla” kurbanlarını keserler. 

Kurulan ortaklıktan tutun, hayvan pazarlığına, etin dağıtımına ve dahi sakatatların gömülmesi, çevre temizliğine varıncaya kadar tüm aşamalar birer ibadet değerindedir. 

Unutmayalım,

“(Habil dedi ki:) 

Allah sadece takva sahiplerinin kurbanını kabul eder.”

(Maide: 5/27)

NOT:

İlçe müftümüz, kıymetli hocamız Recep ŞAHAN’ın ebedi hayata irtihali hepimizi derinden üzmüştür. Rabbim mekânını cennet eylesin, yakınlarına sabrı cemil ihsan eylesin. 

Hocamızın vaazlarına, köşe yazılarına sosyal medya platformlarından ulaşmak mümkündür. Hocamız bu fani âlemde “hoş bir seda bırakmış” ve emanetini asıl sahibine teslim etmiştir.

Selam olsun tüm Allah erlerine…

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —