Yusuf KAMBUR

“… Bir de Kurban bayram günlerinde, O’nun kendilerine rızık olarak sunduğu hayvanları (kurban ederken), üzerine Allah’ın adını ansınlar. Artık ondan hem kendiniz yiyin, hem de yoksula, fakire yedirin.”

(Hac: 22/28)  

Ramazan ayından sonra gelen hicri aylar (Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayının ilk on günü) Hac ayları olarak Kur’an’da ifade edilmiştir.(Bakara: 2/197) Fecr suresinin ikinci ayetinde geçen “On gece” nin Zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu tercih edilen görüştür. 

Arife günü dâhil Kurban bayramının dördüncü gününü de içine alan (beş günde) gerçekleşen önemli ibadetler mevcuttur. (Arafat’ta vakfe, Teşrik tekbirleri, Bayram namazı, Ziyaret tavafı, Mina’da şeytan taşlama, Kurban kesme, Cuma namazı, Sila-i rahim…)

Hac ibadetinde sayısız dersler, hikmetler bulunmaktadır. En çarpıcı olanı “mahşerin provasına” benzemesidir. Bir tek farkla ki, bu geçici bir durumdur. Ölüm henüz gerçekleşmemiştir. Tövbe kapıları ardına kadar açıktır.

Bu prova bizlere “ölüm varsa ve hayatın hesabı verilecekse” kulluğu terk ederek dünyaya aşırı bağlanmanın yanlışlığını öğretir. Kefen mesabesindeki ihramdan çıkış yeni bir başlangıç fırsatı sunduğu için “kurbanla” teşekkür vazifemizi yerine getirmiş oluyoruz.

Teşrik tekbirleri, orada bulunan kardeşlerimizle gönül bağımızı kurma, dualarına ortak olma, mübarek beldelerin havasını koklama fırsatını verir. 

Kurban ibadeti denilince ilk akla gelen Âdem aleyhisselamın çocuklarıdır. İnsanlar ya aynı anne babanın çocukları ya da dinde kardeştirler. Bu kardeşlik ilişkisinde Habil rolünde miyiz yoksa Kabil rolünde mi? “Kardeşiz de Habil misin yoksa kabil mi?”

“Allah ancak ve ancak takva sahiplerinin ibadetini/kurbanını kabul eder”(Maide: 5/27) İlahi mesajı davranışlarımızın Allah katındaki değerini ortaya koyar. Neyi, kim için yapıyoruz?

Kurban ibadetinde İbrahim aleyhisselamdan önemli dersler var. “Sahip olunan her bir nimet imtihandır” mesajı açıktır. Halilüllah/Allah’ın dostu olmak herkese nasip olmaz ve her dostluğun bir bedeli vardır.

Çok sevdiğiniz şeyler sizde sevgide bir zaaf meydana getirebilir ve bu da imtihanınız oluverir. “Allah bir bedene iki kalp koymadığı gibi”(Ahzab: 33/4) Bir kalpte de aynı büyüklükte iki sevgi bulunmamalıdır. Hiçbir sevgi Allah sevgisinin üstüne çıkmamalıdır.

Hacer validemizin tavrı ibret dersidir bizlere. “Bunu sana Allah mı emretti ey İbrahim?” diye sormuş “evet” cevabı alınca tam bir teslimiyetle Rabbine sığınmıştır. Sükûnet bulmuştur. Mesaj gayet açıktır “İşin Allah’a kalmışsa oldu bil..”

İbrahim aleyhisselam evlat hasretiyle yanıp tutuşurken “üç gece arka arkaya gördüğü bir rüya” imtihan içinde imtihanı getirmiştir. Koşma çağına gelen İsmail’ini Allah için kurban edeceksin. “Beterin beteri var” dedirten bir imtihan.

İbrahim aleyhisselamın “evlat kurbanını” Hacer’e söylememesinde de gizli bir hikmet saklıdır. Allah yolunda attığımız bazı adımları paylaşmak işi çıkmaza sokabilir. Annelik içgüdüsü devreye girerse imtihan kaybedilebilir. Mesela Hacer, “Bir rüyaya dayanarak evladını kurban mı edeceksin ey İbrahim?” diyebilirdi. Nice hayır işleri daha başlamadan sona ermiştir.

İbrahim aleyhisselamın kararlılığı, İsmail aleyhisselamın “babasına olan güveni” tam bir teslimiyet olarak ortaya çıkmıştır. Allah (cc) teslimiyet gösterenlere mutlaka bir çıkış yolu yaratmıştır. (Talak: 65/2)

Kurban ibadeti denince akla Rahmet Peygamberi Muhammed aleyhisselam gelmektedir. Öncelikle hatırlanmalıdır ki Efendimiz de “bedeli yüz deve ile ödenen bir kurban olan Abdullah’ın oğludur.”

Kurban ibadeti “İslam’ın şiarıdır.” İnsanlık ve özellikle iman edenler bu konuda kendi nefislerinin temayüllerine değil Allah ve Rasulünün tercihlerine odaklanmalıdır. “Kimse kendini Allah’tan daha merhametli” görmemelidir.

Kurban ibadeti insana, Allah karşısındaki acziyetini, varlık hiyerarşisindeki saygın değerini hatırlatır. “Varlık âlemindeki her şey insanın hizmetine sunulmuştur.” “Arıya yük vuranlar eşekten bal umarlar.” Bugün bir hayvanı kurban edemeyen yarın canını nasıl feda edecek?

Sonuç olarak şu hatırlatmayı da yapmalıyız ki, “Kurban kesilecek, kan akıtılacak” diye bu işlemleri ulu orta çocukların ve canlı hayvanların gözleri önünde, onlara işkence ederek, eziyet çektirerek, acemi kasapların elinde oyuncak yaparak olmaz. 

Kurban, baştan sona bir ibadet, rahmet ve merhamet ekseninde icra edilmeli, çevre temizliğine dikkat edilmeli, milli bir servet olan derilerin zayi olmasına meydan verilmemelidir. 

“Sizden Allah’a ulaşacak olan takvanızdır” işte budur. Ziyafet anlayışından ibadet bilincine odaklanmaktır. Kurbanlarımız Gazze evlatlarının yaşamasına bedel olsun inşallah…

Bayram Günü Rize-Pazar için:

Sabah namazı   : 04.00

Bayram namazı: 05.22

 


HAC-KURBAN DERSLER

HAC-KURBAN DERSLER

3.06.2025 10:42:00

365