“Gençlerle” Arhavi Sohbeti
Geçen hafta sonu yolum Arhavi’ye düştü. Arhavi’nin Bahta (Kireçlik) köyünde akrabalarım bulunduğundan mıdır bilemiyorum, her zaman Arhavi’nin bende özel bir yeri olmuştur. Karadeniz sahilinde ardı sıra dizilen irili ufaklı ilçeler içerisinde, Arhavi sanıyorum en kentli kültürünün olduğu ilçe olsa gerek. Geçenlerde sosyal medyada da paylaştım; bir vesileyle Hopalı emekli Tümgeneral Bahtiyar Türker’den öğrendiğim eski bir deyişte de Arhavi’nin öne çıkan özelliği olarak halkının kibarlığı gösterilmişti. Yeri gelmişken bu deyişi kayda geçmesi adına orijinal haliyle bir kere daha paylaşalım:
Giresun’un funduği, Vakfıkebir’in ekmeği,
Trabzon’un eruği, Sürmene’nin kayuği,
Of’un saruği, Rize’nun çaruği,
Atina’nun kabadayiluği, Viçe’nun beyluği,
Arhavi’nun kibarluği, Hopa’nun ağaluği,
Makriyal’un pirinçluği, Batum’un batakluği.
Eski bir deyişte de görüldüğü gibi Arhavi insanı naifti, kibardı. Arhavi’ye gelir gelmez önceden temas kurduğum Şinasi Büyüklü ile buluştuk. Şinasi amca 85 yaşındaydı ama olağanüstü derecede dinç bir görünüme sahipti. Amacım Arhavi hakkında hasbihal etmekti, o da beni ziyadesiyle memnun kalacağım, sohbete doyacağım bir yere götürmeyi teklif etti. Kısa bir süre sonra tarihi Arhavi Merkez Camii’nin arka taraflarında eski sayılabilecek bir binanın zemin katına giriş yapıp, mütevazı bir ofise ulaştık. İçeride bizi yaşlı bir amca bekliyordu. İçerdeki dolapta duran kütük gibi kalın hukuk kitaplarından bu yaşlı amcanın emektar bir avukat olduğunu düşündüm lakin gerçekte öyle değildi. Odanın soğukluğuna inat, ismi Kâmil Özkazanç olan bu ihtiyar oldukça sıcakkanlı bir şekilde karşıladı bizi. Tanışınca kendisinin 90 yaşında olduğunu şaşırarak öğrendim; tamam, ihtiyardı ama o kadar da yaşlı göstermiyordu. Kâmil Özkazanç gerek düzgün aksanı, gerekse entelektüel hal ve hareketleriyle Arhavi için özel bir insandı. Kendisine ve karşısındakine olan saygısından olsa gerek kravat takmış ve şık giyinmişti.
Sohbetimiz henüz tanışma faslında seyrederken odaya ikinci bir yaşlı amca girdi. O da Kamil Özkazanç gibi kravatlı ve şık giyimli idi. İlçenin eski nüfus müdürü olan bu yaşlı amca, Kadri Kurt’tu. Kadri amca, Kâmil amcanın ta ortaokul yıllarından beri arkadaşıymış. Adeta ağzım açık kaldı, dile kolay 80 yıllık bir dostluk. Kadri amca Arhavi’nin demografik yapısını en iyi bilenlerdendi, çünkü yıllarca nüfus müdürlüğü yapmıştı. Hemen sonra bir amca daha geldi. Adı Nazım Banoğlu olan bu amca da şık giyimli ve fötr şapkalı idi. Üstelik onlardan iki yaş daha büyüktü. Beni bu insanlar ile buluşturan Şinasi Büyüklü, açıklama ihtiyacı hissetti: Bu şık giyimli üç ihtiyar hemen her gün bu ofiste buluşuyor, beraber vakit geçiriyorlardı. Çünkü onlar farklı bir kuşaktı, onlar Cumhuriyet çocukları idi. Kâmil Özkazanç önce Murgul Bakır İşletmelerinde çalışmış, sonra Sümerbank’ın Arhavi Mağazası Müdürlüğünden emekli olmuştu. Nazım Banoğlu ise Maliye’den emekli idi. Yani üçü de eski devlet memuru idi ve eskinin devlet terbiyesini kimliklerinde fazlasıyla barındırıyorlardı. Konuşmalarında ve tüm hareketlerinde oldukça seviyeli ve kibarlardı. Arhavi’yi diğer ilçelerden farklı kılan en büyük özellik sanırım bu kentli kültürü idi.
Şinasi Bey de dâhil bu dört Arhavili ile Arhavi’yi enine boyuna tartıştık. Ben sordum, onlar anlattı. Demelerine bakılırsa Arhavi merkezin en güçlü ailesi Cordanzade ailesiymiş. Gerçi bu kayıtlardan da zaten bildiğimiz bir bilgiydi. Cordanzade ailesinin diğer bir kolu da Hopa’nın Kise köyünde mevcuttu. Arhavi merkeze bağlı Kale (Kapisre) mahallesinden olan diğer önde gelen bir aile ise Kibarağazade olarak da bilinen Poturoğlu ailesiymiş. Kurtoğlu ailesi ise Arhavi’de hem en kalabalık, hem de oldukça önemli şahıslar yetiştirmiş ileri gelen bir sülalesiymiş. Kurtoğlu ailesinin Arhavi’deki dağılım merkezi ise Pilarget köyüymüş. Derecik (Sidere) köyünden Mirasyedizade ve Kale (Kapisre) mahallesinden Filibelzade aileleri de Osmanlı döneminde önde gelen ailelermiş. Kâmil Özkazanç’ın da mensubu olduğu Napşit kökenli Kazancıoğlu ailesi de oldukça kalabalık bir aileymiş. Abdullahreisoğlu ve İskenderoğlu aileleri de bu ailenin kollarıymış. Daha önce ziyaret ettiğim Dikyamaç (Kamparna) köyündeki köy müzesini yaptıran merhum iş adamı Naim Özkazanç da bu ailenin mensubuydu. Atatürk’ün yakın arkadaşı olan ve 7 dönem Rize milletvekilliği yapan Hasan Cavit Belül de Arhavi’nin Kireçlik (Bahta) köyünden, daha doğrusu benim de mensubu olduğum Pehlüloğullarındandı. Arhavi’de bunların dışında Bıyıklıoğlu, Giritlioğlu, Galatalıoğlu, Lakertaoğlu, Birincioğlu, Hatinoğlu, Zaimoğlu ve Selimoğlu gibi nice önemli aileler mevcuttu.
Soldan sağa: Şinasi Büyüklü, Nazım Banoğlu, Kadri Kurt, Murat Ümit Hiçyılmaz ve Kâmil Özkazanç
Arhavi’nin diğer bir özelliği de ülke çapında üst düzey iş adamları yetiştirmiş olmasıydı. Şöyle ki ülkemizin en zengin 100 ailesi içine dört aile ile yer alan tek ilçeydi. Bu şirketler; Yukarı Hacılar (Payante) mahallesinden Çarmıklı ailesinin kurduğu Nurol Holding, merkezden Jurnaloğlu ailesinin kurduğu MNG Holding, yine Yukarı Hacılar’dan Kurdoğlu ailesinin kurduğu Ata Holding ve Soğucak (Yukarı Potocur) köyünden Şerifoğlu ailesinin kurduğu Özaltın Holding’ti. Bunların dışında ilk 100’e giremese bile birçok iş adamı daha yetişmişti Arhavi’den. Üstelik hepsinin memleketlerine yardımları söz konusuydu ama sohbet ettiğim Arhavililere göre özellikle Çarmıklı ailesi bu anlamda daha öne çıkıyordu.
Arhavi ilçesi Karadeniz sahili boyunca köylerinde Hemşinli kültürüne mensup insanların yaşamadığı tek köydü. Bu yüzden de Laz kültürünün en özgün yaşandığı bölgeydi. Üstelik çok eski bir maziye sahipti. İlçenin hem doğusunda, hem de batısında kale olduğu rivayet ediliyordu. Bunlardan biri yıkık da olsa günümüze ulaşmıştı.
Cumhuriyet döneminden kalma bu ihtiyar delikanlılar ile sohbetimizi güzel bir yemekle taçlandırdık. İlerlemiş yaşlarına rağmen hepimiz aynı yemeği aynı miktarda yedik. Sonra da Arhavi’nin tarihi camisinin etrafında dolanıp bir süre daha sohbet ettik. Sonra da güzel ve keyifli bir günün sonuna geldik. Yaptığım gezilerde nice yaşlıyla sohbet etmiştim ama bu insanlar kesinlikle farklıydı. Bu derece nazik ve beyefendi yaşılar sanırım Arhavi’nin mayasından kaynaklanıyordu. Güzel ve verimli bir gün sayesinde Arhavi’yi genel hatlarıyla tanımış olduk.