“De ki: Ey insan; kötü ve zararlı şeylerle iyi ve faydalı şeyler/murdar olanla temiz olan/pis ile temiz asla bir olmaz. Kötü/pis/murdar olanın çokluğu hoşuna gitse/seni cezbetse/hayrete düşürse/iştahını kabartsa da…
Öyleyse ey akıl ve sağduyu sahipleri! Allah’tan gelen emirlere sımsıkı sarılarak kötülüklerden titizlikle sakının ki, kurtuluşa erebilesiniz!” (Maide: 5/100)
“Örneğin, zehirli mantar güzel görünümlü ve lezzetli, fakat aynı zamanda öldürücüdür.”(Mahmut Kısa meali)
“Yüz okka kurtlu et yığmaktansa, bir okka temiz ekmeğe sahip olmak elbet daha iyidir.”(Orhan Kuntman Meali)
Ramazan ayının “evveli rahmet” bölümünü tamamladık hayırlısıyla. Niyet ve gayretimiz kadar aldık nasibimizi. Şimdi “Mağfiret/bağışlanma” günlerindeyiz. “Rabbinizin mağfiretine/bağışlamasına koşun!”(Ali İmran: 3/133) emrine uyarak bizi affedeceği, bağışlayacağı, bağrına basacağı, bizden razı olacağı bir kıvama ulaşmayı niyaz etmeliyiz.
Sahi şu mübarek ayda “iyiye, güzel ve helal olana, temize, arınmaya, kurtuluşa, takvaya” ulaştıracak ne çok fırsatlar sunulmuş bize. Her yanımızı adeta kuşatmış durumda. “Cennet kapıları ardına kadar açılmış, cehennem kapılarına kilitler vurulmuş ve şeytanlar zincirlere bağlanmış” nice eşsiz güzellikler. “Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şanı ne yücedir.”(Müminun: 23/14)
“Kur’an, oruç, sabır, şükür, iyi niyet, iyilik, ihsan, isar, ikram, iftar, imsak, ihlas, sahur, seher, selam, hüsn-ü kelam, salatü selam, tekbir, tesbih, teravih, teşehhüd, teheccüd, namaz, sadaka, zekât, fitre, fidye… Güler yüz, güzel söz, güzel davranış, güzel ahlak…”
“Allah’ın bağışlamasına ve genişliği yer ve gökler kadar olan cennete koşun/yarışın!”(Ali İmran: 3/133) Cennet kapılarını açık tutan güzelliklere, salih amellere koşun! Yarışın birbirinizle. “Yarışanlar bunun için yarışsınlar, çalışanlar bunun için çalışsınlar.”(Mutaffifin: 83/26; Saffat: 37/61)
Ne dedin hocam cennet mi dedin? Cennetin kapıları ardına kadar açık mı? Hem de herkese açık öyle mi?
Evet kardeş!Belli mekânların belli zamanlarda ziyaretçilere açık tutulması gibi Ramazan ayında da cennetin tüm kapıları açık vaziyette. Koku alma duyusu körelmemiş kimselere “cennetin misk kokuları” koklatılmakta. Gözlerine perde inmemişlere ne muhteşem görüntüler servis edilmekte. Kalpleri mühürlenmemiş bahtiyar kulların ruhuna cennetten “rahmet damlaları can suyu olarak damlatılmakta.”
Ama kardeş şu anda Cennet yok. Hem daha ölmedin. Hayat da imtihan da devam ediyor. Baktın pencereden içeri mest oldun, hayran kaldın, iştahın kabardı, rüyalarına girdi, gözlerin kamaştı, bir an önce ölesin ve giresin geldi.
Kulum!
Açılan bu cennet kapısından girmek istemez misin?
Kim istemez ki ya Rabbi? İdris aleyhisselam dayanamadı da hayatını bu cennet için feda etmedi mi? Bunun için ne yapmam lazım ey Rabbim? Ne yapayım da bu güzellikleri elde edeyim?
“Her milletin/toplumun bir kıblesi vardır. Siz hayırda yarışın!”(Bakara: 2/148) Her milletin, toplumun bir değerler sistemi, olmazsa olmazları, boyandığı boyalar, giydiği elbiseler, oynadığı roller vardır. Kırmızıçizgileri, hayatlarını şekillendiren vazgeçilmezleri vardır. Beslendiği bir kaynak vardır.
Kimi soymayı, kimi soyunmayı, kimi aldatmayı, zulmetmeyi, kimi hırs ve kibri, hayasızlığı, iffetten yoksunluğu, “İlahi olanla savaşmayı benimsemiştir.” Kimi kendi eliyle inşa ettiği putlara tapmayı yaşam biçimi olarak seçmiştir.
Ey derin kavrayış/temiz akıl sahipleri!
Dünyalık işlerle ilgili kılı kırk yaranlar! Günlerce hesap kitap yapanlar! “Bu benim hangi işime ne kadar yarayacak” diye mesai harcayanlar! Hata etmeyelim diye akıl danışanlar!
Niyetlerinizi, hayallerinizi hangi değerlerle süslemektesiniz? Davranışlarınıza yön veren hakikatler nelerdir? Ahlaki değerleriniz kimlerinkine benziyor? Ruhunuza/hayatınıza/davranışlarınıza “akan kaynağı bir gözden geçirin!”
Hattı bir kaynağa bağladınız ve ümidinizi de ona bağladınız. Hayatınızı, geleceğinizi, hayallerinizi, hedeflerinizi bağladınız kaynağın çeşmesinden temiz su akmıyor.
Gönül çeşmenizden temiz su neden akmıyor ey Allah’ın has kulları? Ahlakınız Muhammedi ahlaka neden benzemiyor ey peygamber sevdalıları? Davranışlarınız neden tutarsız? İşleriniz neden dolambaçlı? Hep kaçak güreşiyor, kararsız davranıyorsunuz. İbadetlerle beslenen iman ağacınız neden güzel ahlak meyvesi vermiyor?
Ya yanlış kaynağa bağladınız iman hattınızı, ya da dışardan hattınıza pis sular karışıyor. “Cennet kapıları ardına kadar açık olsa” ne yazar siz ruhunuza cehennemden gelen pis kokularını akıttıktan sonra…
Öyleyse, tövbe istiğfara devam, kusurları tedavi etmeye, ahlakı güzelleştirmeye, İstikameti düzeltmeye devam…