Rize-Pazar Cumhuriyet Mahallesinin (Nohadiğa’nın) sırtlarında, Alikaoğlu ailesinin mezarlığında garip ve ilginç bir mezar vardır. Üzerinde herhangi bir yazı yada kitabe bulunmadığı için kime ait olduğunu bilemediğimiz tarihi taş, etrafındaki yeni mezarların içerisinde ilk bakışta fark edilebiliyor. Yöre insanı için bu taş bir dönemler karın ağrısını gidermek için bir tür tedavi görevi de üstlenmiş. Bu yüzden keskin bir metalle muhtelif yerlerinden kazıtılarak elde edilen mermer tozları şiddetli karın ağrısı çekenlere şifa olmuş. Tıbbi açıdan bunun bir gerçekliği var mıdır, elbette bilemem ama bu taşı özellikle anlatmak istememin sebebi çok daha farklı bir şey.

Yöremizde yüzlerce mezar taşını incelemiş ve belgelemiş ve dahi bu alanda üç kitap hazırlamış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, kitabesiz olan bu taş yöredeki tek örnektir ve özellikleri itibariyle bırakın Cumhuriyet Mahallesindeki Alikaoğlu Aile Mezarlığını, Rize’de dahi bulunmaması gerekir. Konuya bilgisi olanların malumudur ki; Osmanlı dönemi mezar taşlarının sarık kısımları rast gele yapılmayıp, özel bir takım anlamlar içerir. Daha da açık ifadeyle; Mezar başlıkları, belirli meslek ve vasıf gruplarına göre özellikle imal edilmiştir. Bir mezar taşının sadece başlığına bakılarak ölü ile ilgili birçok bilgi edilmiş olunur. Çünkü başlıklardaki bütün farklılıkların türlü anlamları bulunmaktadır ve bu durum başlı başına bir araştırma konusudur.

Rize-Pazar Cumhuriyet (Nohadiğa’daki) bu taşın başlığı literatürde “burma sarıklı başlık” diye geçer ve en üst düzeydeki devlet adamları tarafından kullanılmıştır. Durumu daha da iyi açıklamam gerekirse, sarayda görev yapan vezir-i azamlardan kaptan-ı deryalara, sadrazamlardan devletin anlı şanlı paşalarına kadar birçok mühim şahsiyetin mezar taşlarında bu başlığı görebiliriz. Peki ama böyle önemli bir başlıktan Osmanlı’nın eyalet merkezi olan Trabzon’da bile iki-üç tane varken, Pazar’da tesadüf etmemiz gerçekten ilginç bir durumdur. Osmanlı döneminde mezar taşları herkesin kafasına göre istediği özelliklerde yaptırabileceği bir keyif konusu olmadığına göre bu önemli zat kim olabilir? Üstelik bu enfes taşın ait olduğu mezarlık yekpare mermer sandukadan oluşmakta olup, bu sandukanın hemen her yanı türlü kabartma süslemelerini barındırmaktadır. Yani mezarın kendisi de, taş kadar dikkat çekici özelliklere sahiptir.

Mezar taşının kime ait olduğu hususunda rivayetleri kurcalayınca; bu bölgenin yani Lazistan coğrafyasının Osmanlı Devleti ve Fatih Sultan Mehmet adına fethini tamamlayan paşaya ait olabileceği ihtimali ortaya çıktı. Bilindiği üzere 24 Ekim 1461 yılında Trabzon şehrini teslim alıp Trabzon Rum İmparatorluğuna son veren Fatih Sultan Mehmet, şehrin merkezini bizzat teslim almış ancak bu küçük imparatorluğun doğudaki topraklarının kontrol altına alınması daha doğrusu fethin ilanının tatbik edilmesi işi için Ali Paşa adında birini görevlendirmiştir. Bazı kaynaklarca bu görevi icra eden paşanın ismi Hızır Bey veya Cafer Paşa olarak geçse de en çok makul bulunan görüş bu kişinin Ali Paşa olduğu yönündedir.

Dönemin belgeleri ve mevcut kaynaklar incelendiğinde Ali Paşa hakkında herhangi bir malumat ve belgeye rastlanılmıyor. Ali Paşa sanki birden bire tarih sahnesinden çekilmiş gibi… İşte bu noktada Ali Paşa’nın vazifesi esnasında bir şekilde vefat ettiği ve Pazar’da defnedilmiş olabileceği, kendisine sonradan paşalara layık bir mezarlık ve mezar taşı yaptırıldığı fikri ön plana çıkmaktadır. Aksi halde Nohadiğa’daki bu eski ve önemli taş hangi paşanın mezar taşıdır?


Bir Mezar Taşının Düşündürdükleri

Murat Ümit HİÇYILMAZ

4.02.2020 08:46:02

527