(24 Şubat 2024 Cumartesiyi Pazara bağlayan gece)
“Tövbeden Geçer Beratımız Bizim.”
“O halde Rabbini hamd ile tesbih et ve ondan bağışlanma dile!
Hiç kuşkusuz O, kendisine yönelenleri rahmetiyle kucaklayan ve tövbeleri kabul edendir.”
(Nasr: 110/3)
“Tövbe de! Tövbe!
Tövbe tüm günahlarıma, tüm kusurlarıma, içimden geçenlere, dışımda gerçekleşenlere, hepsine birden!
Hep birlikte tövbe…
İbadetlerimdeki noksanlarıma, ahlaki zafiyetlerime,
Kendime mal ettiğim başarılara tövbe…
Kırdığım tüm kalpler için, incittiğim canlar için, alamadığım gönüller için, duymadığım feryatlar için tövbe…
Siyonist zihniyetin yaşattığı zulme engel olamayışıma, kardeşlerimin derdine derman olamayışıma, yüreğimin sızlamayışına, uykularımın kaçmayışına tövbe…
Bilinçsizce yaptığım tüm tövbelere de tövbe…”
Bu zor zamanda kurtuluş beratını alabilmek günahlardan beri olmakla gerçekleşir. O da kusursuz olmak değil kusurunu idrak edip “kusur bağışlayanın divanına durmaktan” yani tövbe istiğfar etmekten geçer.
İnsan var koca bir hayatı gaflet uykusunda geçirmeye azmetmiş. Ne gök gürültüsünü duyar ne de şimşeği görür. “Onlara gökten bir kapı açsak da yukarı çıksalar, bizim düpedüz gözlerimiz bağlandı belki de büyülenmiş bir topluluk olduk derler”(Hicr: 14/14-15) yine de uyanmazlar. “Nefs-i Emmarenin” gönüllü hizmetçileridir bunlar.
Gaflet uykusu Müezzin salasına kadar devam eder. Ebu Cehil tabiatlıdır. Murselat suresinde böyleleri için tam on kez “Hakikati yalanlayanların o gün vay haline” buyrulmuştur. “Tövbe benim neyime” der gibidir.
İnsan var Ebubekir tabiatlıdır (ra), gaflet uykusuna dalmaz. Her an uyanıktır. Görürse ilahi bir ışık tereddütsüz yoluna revan olur ve “sıddık” mertebesine yükselir. “…Onlar seher vakitlerinde bağışlanma dilerler.” Bunlar “Nefs-i radiye-merdiyye” makamındadırlar. Allah (cc) onlardan razı olmuş onlar da Rablerinden razı olmuşlardır.
Bu bahtiyar kulların her halleri tövbe istiğfardır. Allah rızasına ermektir.
İnsan var Ömer tabiatlıdır (ra). Derin gaflet uykusundan zor uyanır ama er ya da geç mutlaka uyanır. Uyanınca da tam uyanır. “Hz. Peygambere (sav) Hudeybiye’deki itirazlarım için nice oruçlar tuttum, nice sadakalar verdim, nice köleler azat ettim” der. “Ancak kim zulmeder, sonra tövbe edip yaptığı kötülüğün yerine iyilik yaparsa bilsin ki şüphesiz Ben çok bağışlayıcıyım, çok merhamet edenim.”(Neml: 27/11) Bu Allah dostlarının tövbeleri derinden ve gönüldendir.
İnsan var Ubey bin Selül gibi (Münafık) tabiatlıdır. “İpini kuvvetle eğirdikten (ve ördükten) sonra (tekrar dönüp) sökerek çözen kadın gibi”(Nahl: 16/92) kararsız, kanaatsiz, tatminsiz, huzursuzdur. İmanla küfür arasında gidip gelmektedir. “İşledikleri kötülükler yüzünden kalpleri pas tutmuştur.”(Mutaffifin: 83/14) Kendilerini kusursuz görür tövbeye ihtiyaç duymazlar.
Ne tam ondan ne tam bundan,
Biraz ondan biraz bundan,
Bazen ondan bazen bundan,
Yazın ondan kışın bundan,
Pazarda ondan mezarda bundan…
Dursun Hoca’nın ifadesiyle biz bugünün Müslümanları olarak “kibir/enaniyet/büyüklük/kendini beğenmişlik ve şımarıklık” halinin revaçta olduğu bir dönemi yaşamaktayız. Hayatın her alanında Milli şairimizin dediği gibi, “Halimiz bir inhilâl etmiş (parçalanmış, dağılmış) vücudun halidir…”
Müslüman bir âlimde, Müslüman bir siyasetçide, Müslüman bir ticaret adamında, Müslüman bir kadında, Müslüman bir erkekte, Müslüman bir yaşlıda, Müslüman bir gençte, Müslüman bir cami cemaatinde görünen bu “İslami değerlerden kopuşun ve savruluşun” sebebi, işte bu zamanın hastalığı olan “kendini beğenmişlik” halidir.
“Kendinizi yunmuş yıkanmış (günahsız) görmeyin! (Kendinizi temize çıkarmayın)”(Necm: 53/32)
Bizi kurtaracak olan “tövbe-i Nasuh’tur,” tövbeyi çoğaltmaktır. Her kötülüğü emreden nefsani arzulardan uzaklaşıp “helal dairesine girmektir.” Günahlarının farkına varıp pişmanlık duymaktır. Günahlarda ısrardan vazgeçmektir.
Bu bilinci 7/24 canlı tutmaktır. Mübarek gün ve geceleri fırsat bilip, “hep birlikte günahlara tövbe etmeliyiz.”(Nur: 24/31) Bizim için kurtuluşun yolu budur.
Sonuç olarak diyebiliriz ki,
“Tövbe, Berbat bir hayattan Berrak bir hayata adım atmaktır.”
İdrak edeceğimiz Berat gecesinin bizi tüm eksikliklerden beri kılmasını, bize kurtuluş beratını kazandırmasını niyaz ediyorum…