TEKNOLOJİK GELİŞMELERE YENİK DÜŞEN BİRÇOK EL EMEĞİ DEĞERLERİMİZ DEN YORGANCILIK
Türkler binlerce yıla üç kıtaya uzanan kültürleri ile, birbirinden farklı, birbirinden güzel ama çoğu dünyaca pek bilinmeyen birçok el sanatının mimarı ve uygulayıcısıdırlar. İşte bu el sanatlarının en köklülerinden biri de yorgan sanatıdır. Yorgan sanatının geçmişinin nerelere kadar uzandığını görmek için 'Yorgan' kelimesinin kökenine şöyle bir göz atmak yeterli olur. Yorgan kelimesinin kökenine ilk olarak Uygur yazıtlarında 'Yourgan' biçiminde rastlanır. Kelime o günden bugüne 'Yorgan' biçimini alarak çıkagelmiş ve önemli bir geleneğe ve el sanatına da isim olmuştur. Ama bugün, doğanın tüm canlılığının; en çarpıcı renklerinin, çiçeklerinin, kuşlarının hayranlık uyandıran motiflere dönüşerek odalara yansıdığı bu sanat dalı ve onu yaşatan sanatkarlar da oldukça azalmış, yok olmaya doğru gitmektedir. Bundan 15 yıl kadar önce 'İstanbul Yorgancı ve Hallaç Esnaf Sanatkarları Odası'na kayıtlı 1200 üye varken bugün bu sayı 200'ü geçmiyor. Evliya Çelebi'nin ünlü 'Seyahatname' sinde okuduğumuza göre de yalnızca Kapalıçarşı'daki dükkan sayısı 105 imiş. Bugün Kapalıçarşı'da bir tek dernek binası kalmış. Dükkanlar ise çeşitli nedenlerle elden çıkartılmış. Oysaki geçmişte en itibarlı mesleklerden biriydi yorgancılık. Bu sanatın ustaları saraylarda, konaklarda, itibar gören, aranan insanlardı. Hatta , belki de tarihin en göz kamaştırıcı düğünlerinden biri olan ve 52 gün 52 gece süren şenlikleri ile nam salan, III. Murat'ın şehzadelerine yaptığı sünnet düğününde de Sultanın önünde yapılan resmi geçide hak kazanan sanatkarlardandı, yorgancılar... Şehzadelerin sünnet yataklarına serilmiş, günlerce el emeği ve göz nuru döktükleri yorganları ile övünüyorlardı elbette. Ancak, yalnızca saraylar, konaklar, padişah düğünleri ile kısıtlı değildi onların yeri. İster zengin, ister yoksul olsun, her ailenin bir gün mutlaka ihtiyaç duyacağı sanatçılardandı onlar. Özellikle de kız çocukları yetişkin hale geldiğinde ve erkek çocuklarının sünneti yaklaştığında .... Her genç kızın çeyizi için ve her sünnet çocuğunun düğününde bütün aileler kendi haline vaktine göre, ama mutlaka bir yorgan diktirirdi geçmişte. Bu vazgeçilmez güzel bir gelenekti. Sünnet çocuklarının bu değerli sünnetlik yorganları ise çoğu zaman saklanır ve çocuk büyüyüp evlenme çağına geldiğinde de gelinin çeyizinin yanına katıştırılırdı, bu yeni ailenin evinde. Sanatın hayattaki yeri o derece köklü ve önemli idi ki; geleneğin ötesinde 'yorgan' kelimesinin halk deyişlerine de konu olmasını sağlamıştı. 'Pire için yorgan yakmak', 'Ayağını yorganına göre uzatmak' gibi atasözlerini doğurmuştu. Gerçi bu deyişler hala biliniyor, kullanılıyor ama o geleneksel el yapımı yorganların hayatta aynı biçimde yer aldığını söylemek artık ne yazık ki pek mümkün değil. Teknoloji gelişti, fabrikalar kuruldu ve el yapımı yorganlar da yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. Ancak yine de bir avuç usta inatla yorgan sanatçılığını sürdürmek için direniyor hala. O birbirinden güzel, her biri bir sanat eseri sayılabilecek yorganlarını dikmeye devam ediyorlar.
RİZE'DE BAŞLAYAN VE DÜNYAYA UZANAN YORGAN SERÜVENİ...
RİZE: Trabzon da yorgancılık ile işe başlayan Servet Baytekin Samsun Organize sanayi bölgesinde Dünyayı rahat uyutuyor.
Trabzon da başladığı yorgan ve yastık dikimini geliştiren Servet Baytekin Samsun Organize Sanayi bölgesinde açtığı dev tesis ile Dünya ya ihracat yapmakta. Baytekin “ İş yerimizde 120 kişi çalışmakta, yetiştiremiyoruz, birçok önlü firmanın ürünlerini biz yapıyoruz ve onların patentini bu ürünlere yerleştiriyoruz. Teknolojiye ayak uydurarak makine parkımızı geliştirdik. Yeni Çin den aldığımız makinelerimizi henüz hayata geçiremedik, bunların hayata geçmesi ile birlikte tesisimizi 24 saat çalıştırmayı düşünüyoruz” dedi.
1980 Yılında
YURT DIŞINA GÖNDERİYORUZ
Yurt dışına yorgan, yastık, yatak örtüsü gibi ürünlerin ihraç edildiğini söyleyen Servet Baytekin” Pamuk ve Elyaf işliyoruz, tekstil fabrikalarının atıklarını alarak onları yeniden alt ürünler olarak işliyoruz, yılda 100 ton elyaf işliyoruz. 25 bin adet yorgan dikimi, 65 bin yastık, 10 bin çok amaçlı yatak, 15 bin adet yatak örtüsü, 4 bin uyku seti işleyerek yurt içi ve yurt dışına gönderiyoruz” dedi.
Hazır giyim ve imalatçıların Termo bant, Vatka, Slikon elyaf, boncuk elyaf üretmekteyiz, yorganlarda geleneksel el dokusuna ağırlık veriyoruz. Firmamız uluslar arası Wooluerk lisansını aldı” dedi.
Kilisli yorgancı, fabrikasyon üretime rağbet artınca büyük emekle hazırladığı el emeği ürününü internet üzerinden pazarlamaya başladı.
Bir zamanlar birçok ailenin yorgancılık yaparak geçimini sağladığı Kilis'te nakışı, kılıfı ve dikimi ayrı ayrı ustalar tarafından hazırlanan ürünler, farklı renk ve desenlerde satışa sunuluyor.