Abdullah Uzun
Pazar Meslek Yüksekokulu başkanı iken o dönemde Pazar’dan bir heyetle Ankara’ya gitmiştik.
Pazarlılar Derneğinde hazırlanan programa katıldık.
Heyete katılanlar okulumuz ile ilgili açıklamalar yaptı.
Veysel Atacan abimiz bizi özel olarak çok iyi ağırladı.
Okulumuz da şu an mevcut 10 sınıfın yapılmasına öncülük etti.
Bu ve bunun gibi destekleri hiç bitmedi.
Bugün Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi ve Yüksekokul olarak hizmete devam eden okulumuza çok büyük katkıları oldu.
Yöremiz ile ilgili eserler, seminerler ve paneller yaptı.
Yaylalarımızla ilgili çalışmalar yaptı. Özellikle Palovit onun vazgeçilmez mekânı oldu.
Bu değerli abimiz ne zaman Pazar’a gelse mutlaka bana uğrar ve sohbet ederdik.
Konumuz hep aynı olurdu “yöremiz”…!
Ankara’ya gittiğimizde iş yerine uğrardık. Kendisi ve merhum oğlu Tekin bizleri çok iyi karşılardı.
Veysel abimiz önce eşini kaybetti.
Biraz yorgun ve bitkindi.
Pazar’a geldiğinde beni ve Turizmci Hikmet Haberal’ı Palovit’e davet etti.
Araya farklı sebepler girince gidemedik.
Bu kez ben yayladayken biricik oğlunun kalp krizi geçirip öldüğü duydum.
Abimiz 2.kez üzüntülerini yenilemiş oldu.
Kendisi de bir türlü ayrılamadığı Palovit Yaylasında acı haberi aldı.
Hakka teslim ve sabırkar tutumu ile tanıdığım Veysel abimi telefonda aradım başsağlığı diledim.
Bana” takdiri ilahi Abdullah ne yapalım” dedi.
Ankara’da defnedildi. Kalabalık bir topluluk namazını eda etti.
Bu sevgiyi hak eden bir yöre aşığıydı Veysel Atacan abimiz.
Hayat bir imtihan ama yine de rabbim böyle ağır imtihanlarla bizleri sınamasın.
Veysel abimizin bir ayağı Ankara’da diğeri ise çok sevdiği ve vazgeçemediği memleketindedir.
Kendisine baş sağlığı diliyorum.
Merhuma Rabbim gani gani rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.