AYDER VE YÖREMİZDE TURİZM FAALİYETLERİ
Bugünden itibaren Yöremizde önemli bir konuyu ele alacağız. Turizm;
Bölgemiz her yönüyle yaşanılabilecek yer ve mekânlara sahip olmasına rağmen, yeterince tanıtımını yapamıyoruz.Buna rağmen kendi var olan özellikleriyle turizm yine de canlılığını koruyor.Kaçkar53.com olarak, öncelikle AYDER olmak üzere, yöremizde yapılması gerekenler ve önerilerle ilgili Turizmci yazarımız Ali Akyıldız’ın kaleminden sizlerle birlikte olacağız.
TURİZME GENEL BAKIŞ!
İnsanlığın ilk ayak izlerinden tarihin en büyük imparatorluklarına kadar nice dönem ve deneyimlere tanıklık etmiş Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşıyoruz.
Fırtına vadisi yerleşkesindeki tarihi, doğal, kültürel ve arkeolojik bütün doğal varlıkları bu güzel ülkenin turizm pazarına sunmak ve yöremizdeki bu varlıkları bütünüyle, ayrım gözetmeksizin sahiplenerek turizme etiketlemek gerekir.
Bu güzel coğrafyayı turizm yöresi olmaktan çıkarıp turizm bölgesi haline getirerek dünya turizm pazarına sunmak bu bölgede yaşayan herkesin insanlığa karşı tarihsel sorumluluğu olmalıdır diye düşünüyorum.
Değerli okuyucularım ülkemiz son yıllarda her alanda önemli değişim ve dönüşümler yaşadı.
Özellikle Turizm alanında, dünya turizm aktörleri arasında İngiltere’yi geride bırakarak ilk on Ülke içersinde yer aldı.
Bununla birlikte ziyaretçi sayısı ve harcanan döviz artarken, sadece deniz, kum. güneş üçlüsü üzerine kurgulanan turizm faaliyetleri değil, özellikle kongre, termal, kültür, sağlık, futbol ve birçok turizm faaliyeti yapılmağa başlandı.
Ülkemize gelen turist sayısı artığı gibi, geliri de yükseldi.
Kıyı turizmi için gelen her bir ziyaretçinin ortalama Türkiye’de kalma süresi 5 gün ve harcadığı para 800 ile 850 dolar arasındadır.
Oysa termal ve dağ Turizminde bir ziyaretçinin harcadığı para 2000 avrodur.
Bu açıdan baktığımızda Fırtına vadisi ve yerleşkelerinin termal ve dağ turizmi için barındırdığı potansiyeli açıkça görürüz.
Ne yazık ki ülkemiz her türlü turizm faaliyetlerinin yapılabileceği çok önemli Destinasyon(gidilmesi, görülmesi gereken bölge)olmakla birlikte, yöremize yeterli ve istenilen, düşünülen turisti çekemediğimiz gibi, beklenen Döviz girdisini de sağlayamıyoruz.
Bu, Dünyanın en güzel coğrafyasını, doğal, kültürel, Arkeolojik bütün varlıklarıyla, ayrım gözetmeksizin sahiplenip, koruyup, geliştirebilir ve geleceğe taşıyabilirsek, Dünya turizm pazarına kaliteli hizmet sunumuyla, reklam ve tanıtımıyla sunabilirsek, bana göre turizmin ana oyuncularının Ege, Akdeniz ve İstanbul’a getirdiğimiz 30 milyon ziyaretçinin yüzde onunu getirebildiğimiz takdirde Yöremizi Dünya turizmi içersinde önemli bir konuma getirmiş olacağız.
Tabiî ki Bunun niçin gerekli çalışmaları yapmalı ve turizme etiketlenmiş herkesin katkısı, tecrübesi, yaratıcılığı, önerisi ve düşüncesini almalıyız.