Son zamanlarda ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimizde de kovid-19 vaka sayılarında artışlar yaşanmış; buna mukabil başta sağlık teşkilatımız olmak üzere tüm ilgili kamu birimlerinde gerekli önlemler devreye girmiş ve girmeye de devam et
'Son zamanlarda ülkemiz genelinde olduğu gibi ilimizde de kovid-19 vaka sayılarında artışlar yaşanmış; buna mukabil başta sağlık teşkilatımız olmak üzere tüm ilgili kamu birimlerinde gerekli önlemler devreye girmiş ve girmeye de devam etmektedir.açıklamalarına yer veren Rize İl Sağlık Müdürlüğü;
'Sağlık sistemimiz üzerine oluşan ilave yükü vatandaşımızın mağduriyetine sebebiyet vermeden kompanze edebilmek için mevcut yatak kapasitesinin korona hastalarına ayrılmış olan bölümü ortaya çıkan taleple eş zamanlı olarak arttırılmış, bu artış yoğun bakımlar düzeyinde de kendine ifade bulmuştur.
Yine virüsün bulaştırıcı kaynağının belirlenmesi ve toplumda yayılmasının önüne geçilebilmesi için kurulan filyasyon ekipleri eldeki tüm imkânlar seferber edilerek sayıca arttırılmış ve beraberinde Valiliğimizin yoğun takip ve desteği ile de araç ve şoför sayısı da gerekli seviyeye ulaştırılmıştır.
Bu dönemde vatandaşlarımızın süreçle ilgili bilgi seviyesi ne derece yüksek olursa elbette ki korona ile mücadelede başarı düzeyimiz o derece yüksek olacaktır. Bu anlamda toplumumuzun aydınlanması ve akabinde kurallara maksimum riayet edebilmesi için bilmeleri gerekenleri tekraren özetleme gereği duyduk'.ifadelerini kullandı
Toplumun aydınlaması için aşağıdaki kuralları tekrar hatırlatmakta yarar görüyoruz ifadelerine yer verilen açıklamada şunlar dile getirildi.
1. Testi pozitif çıkan hastalarımızın sonuçları sisteme düştüğü andan itibaren kısa süre içerisinde bizzat evlerine filyasyon ekibimiz gelmektedir. Hastamızın genel muayenesi yapılmakta, şikâyetleri sorgulanmakta ve kendisine uygun görülen bir veya iki tane ayrı ilaç 5 gün süre ile kullanması için verilmektedir. İlaçların nasıl kullanılacağı anlatıldıktan sonra pozitif olan bu hastamızla temas eden aynı aile fertlerinin yanı sıra komşu, eş, dost sorgulaması yapılmakta ve akabinde de onlarla tek tek iletişime geçilmektedir.
2. Pozitif hastamızın temaslıları arasındaki ağır kronik hastalığı bulunanlar ile 65 yaş altı üstü herkesten numune alınmakta, bunun yanın sıra semptomu olanlara yaşına bakılmaksızın test yapılanmaktadır. Diğer semptomsuz temaslılardan ise numune alınmasına gerek yoktur.
3. Kişinin pozitif olduğu tarihten itibaren kendisi için 10 gün, temaslıları için ise 14 günlük karantina süresi uygulanmaktadır. Bu süre zarfında kişi ve temaslıları Sağlık Müdürlüğü organizasyonundaki ekipler ve aile hekimlerince sürekli aranıp, sağlık durumları sorgulanmaktadır. Yine kendilerine herhangi olumsuz bir durumda arayabilecekleri bir numara (0464 2100090) verilmektedir.
4. Tedavileri evde devam eden 65 yaş üstü veya ağır kronik hastalığı bulunan tüm pozitif hastalar her gün başında doktor bulunan ekibimiz tarafından aranmakta, olası bir sağlık sorunları saplandığında ise derhal ilgili doktorumuz tarafından ambulans eşliğinde evine gidilerek, değerlendirmesi yerinde yapılıp; gerekirse de tedavisi için hastaneye kaldırılmaktadır.
Bu zorlu dönemde kıymetli vatandaşlarımızdan ricamız evinize gelen ve temaslı sorgulaması yapan ekiplerimize temas ettiğiniz herkesin ismini mutlaka bildirmenizdir. İşinden gücünden olmasın, okula göreve başlayacak, başka ildeki evine gidecek, bu yüzden onu zora sokmayalım, bana tepki gösterir gibi gerekçelerle asla ve asla gerçekte temas ettiğiniz bir kişiyi saklamayalım. Çünkü karantinada olması gerekirken serbest olan böyle bir kimse farkında olmadan dahi olsa birçok insana virüsü bulaştıracak ve belki de ne yazıktır ki bazı insanlarımızın da ölümüne sebebiyet verebilecektir. Bu husus da iyi niyet gibi görebileceğiniz
bu korumacı tavır gerçekte büyük bir felaketin tetikçisi olacaktır. Bu konun vebal ve kul hakkı kısmı ise bizim belki de ifade edemeyeceğimiz boyutudur.
Gelinen bu noktada ortaya çıkan iki önemli gerçeği de vurgulamak çok önemlidir. Dönem itibariyle yaşlılarımız ve kronik hastalığı olan vatandaşlarımız da hastalık ağır seyr etmektedir. Ne yazık ki koronaya bağlı ağır zatürre ile hastaneye yatan, tedavisi ağır seyir eden ve çok üzülerek söylemeliyiz ki vefat eden hastalarımızın sayısı belirgin oranda artmıştır.
Bu kıymetli insanlarımıza çoğu kez virüsün özellikle 30 yaş altı genç nüfus tarafından tanıştığını gördük. Yakın arkadaş çevresiyle eğlenceli vakit geçirme, stres atma vb sebeplerle kontrolsüzce, kuralları umursamadan, bazen bir kafeteryadaki masanın etrafında çay içerken, bazen de parkta, bahçede sıkıca bir arada yakın mesafede maskesiz sohbet ederken virüsü kaptıklarının ve bunu evlerindeki aile fertlerine bulaştırdıklarının farkına bile varamamaktadırlar.
Bu yüzdendir ki bunca söylem ve yaşanan acıya rağmen halen kalabalık ortamlarda, kafeterya, restoran vb. yerlerde, arkadaş gruplarında maskesiz bulunmaktan, yeterli fiziksel mesafeye dikkat etmemekten rahatsızlık duymayanların hatta bunu cesaret, farklılık, üstünlük gibi adledenlerin durumunu gerçekte ifade eden tek cümle ancak ve ancak cehalettir.
Önemli diğer bir husus da virüsün yakın arkadaş, komşu çevresi içinde yayılım hızının attığı gerçeğidir. Şöyle ki günlük hayatında genel anlamda son derece titiz davranan, markete girdiğinde, toplu taşıma araçlarında, kalabalık her tür yabancı ortamda maskesine, mesafesine son derece dikkatli, duyarlı insanlarımızın büyük bir kısmı yakın arkadaş, komşuları, aile dışından genel akraba ve dostlarıyla buluştuklarında ise tanışıklık ve samimiyetin verdiği güvenle olsa, maske ve mesafe konusunda aynı dikkati göstermemektedirler.
Örneğin aynı iş yerinde çalışanlar öğle arası, dinlenme molası gibi serbest zamanlarında bir araya gelip daracık bir yerde maskesiz bir şekilde rahatlıkla, endişe duymadan çay içip sohbet edebilmektedirler. Aynı durum belli aralıklarla bir araya gelebilen yakın arkadaşlar arasında da yaşanabilmektedir. Gruptaki kişilerin her birinin de kendi ayrı arkadaş grubunda da benzer davrandığı düşünüldüğünde virüsün neden ve nasıl bulaştığını anlamak hiç de zor olmayacaktır. O halde iş, eş, dost yakın akraba çevremizle dahi birlikteliklerde maske ve mesafe kuralına dikkat etmeli, beraber çay içip bir şeyler yiyeceksek birbirimizinden uzak durarak bunu gerçekleştirmeliyiz.
Çay ocaklarında küçük bir masanın etrafında oturup keyifle sohbet eden oysa kapılarındaki riskin farkında olmayan vatandaşlarımız içinde durum aynıdır.
Özetle maskenin çıkartılmasını gerektiren yemek içmek gibi her türlü faaliyet; eğer mesafe kuralına uyulmuyorsa virüsün bulaşması için mutlak bir sebep teşkil eder.
Sonuçta toplum olarak bize düşen söylenen, konulan her tür kurala uymak, kendimiz dışındaki tüm herkese de saygı gösterip gerektiğinde fedakârlık yapabilmektir. Asla boşverciliğe, umursamazlığa kapılmayacağız. Lakin umutsuz da olmayacağız.'