1956’nın Rize’deki en önemli okullarından olan, Rize Yapı Enstitüsünü duvarcı ustası bölümünden mezun oldu. O yıllarda bu okuldan mezun olan Üniversite mezunu sayılıyordu. Fakat mezun olduğu okulda ki eğitim branşını değil de, kafasına yatan ve olmak istediği mesleklere odaklandı. 1961 ile 1972 yılına kadar, Rize’de Muhabir ve temsilciliğini bile yaparak, önemli haberlere imza attı. Bir asra yaklaşan sağlıklı bir ömrü her gün ofisinde çalışarak geçiren ve yaptığı çalışmaların kendisini her gün yenilediğini ve gençleştirdiğini söyleyen, Rize’nin ilk gazetecilerinden, sağlıkçılarından, Esnaflarından, Kızılaycılarından, Çaykur çalışanlarından ve emekli olduğu 1985 yılından bugüne değin halen yürüttüğü Arzuhalcilik mesleğinin hayatta kalmış sayılı kişilerinden olan, hacı Yurdakul KAYIKÇI’yı, Rize Merkezde genç kuşağın dışında tanımayan insan yok gibi.
Röportaj: Bayram Ali KAVALCI
Emekli Arzuhalci, Rize’nin yaşayan tarihi hafızası Hacı Yurdakul KAYIKÇI, “Yurdakul ismime yakışan bir hayatla, Yurdum için her zaman canını vermek isteyen, yurdumu ve şehrimi çok, çok fazla seven, yurdum ve yüce Mevla için her zaman ve her an iyi bir kul olmaya çalışan ve insanları çok seven ve onlara faydalı bir Yurdakul olmak için uğraş veren bir faniyimdir.”dedi.
1985 yılında Rize sağlık İl Müdürlüğünden emekli olan, Rize’nin en canlı hafızası hacı Yurdakul KAYIKÇI, “Emekli olduktan sonra, heyecanlı ve hiperaktif yapımdan dolayı boş durmam mümkün olamayacağından, kendime rahat ve ailemde zaman ayıracağım bir iş olarak Arzuhalciliği seçtim. Zaten kamudaki görevlerimde dilekçe ve diğer farklı yazışmalarla ilgili bir hayli geniş tecrübeye sahip birisiyim. Haftanın 5 günü ofisime gelir çalışırım. Yazdığım her dilekçeden para almam. Durumu iyi olanlardan ücret alırım. Haftanın son iki gününü, muhtereme eşime, torunlarıma ve evlatlarımla ayırırım. ”diye konuştu.
Aynı zamanda çok sayıda antika daktilo koleksiyonuna sahip olan, emekli memur, gazeteci ve Arzuhalci hacı Yurdakul KAYIKÇI’nın mini ofisinin duvarlarındaki onlarca çerçeve içinde yer alan teşekkür ve takdir belgeleri, eski Rize Valileri, eski Rize Belediye Başkanları, Emniyet İl Müdürleri, Çaykur Genel Müdürleri ve çeşitli, Vakıf, Dernek ve STK’lar tarafından kendisine verilen başarı ve tebrik belgelerinden oluşmaktadır.
Gelin şimdi, Rize’nin derin hafızası hacı Yurdakul KAYIKÇI’yı kendi kaleminden okuyalım.
Emekli, Sağlık Memuru, Arzuhalci Yurdakul KAYIKÇI, “ Rize ili Merkez ilçesi Pilavdağı mahallesinde 01. 07. 1937 yılında dünyaya geldim. 7 nüfuslu ailenin 4. çocuğuyum. İlkokulu Merkez Kurtuluş ilkokulunda okudum. İlkokuldan sonra, Rize’de Yapı Enstitüsüne duvarcı bölümüne yazılarak okula başladım. 3 sınıftan 4. Sınıfa geçen duvarcı bölümü öğrencileri ikinci bir meslek için, Ya duvarcı, ya sıvacı veya taşçılık bölümüne ayrılırlar. Bende Taşçılık bölümünde ayrılarak 1956 - 1957 ders yılında yapı Enstitüsünü bitirdim.
Okulu okumakta iken taşçılık bölümü öğrencisi olmamdan dolayı mesleğim icabı yazları çalışırdım. Mezartaşı, kesme taş gibi işlerde çalıştım. 1954 – 1955 yıllarında Rize merkezde şeyh camiinin sistemin taşlarını yapmak için camii inşaatını alan usta benim gibi taşçılık bölümünde okuyanları işe alıp, burada halen camii girişinde bulunan alandaki taşları yaptık, 4 lira yevmiye ile çalıştım. Halende Kale camiinin yanında bulunan mezarlıkların başında konulmuş bulunan mezar taşlarından yazdıklarımdan vardır. Hatırladığıma göre Hacı Hasan Gencağaoğlu ruhuna Fatiha gibi mezartaşı yaptığım orada vardır.
İlkokul hayatımda iken yazları Halan Şeyh camiinin arkasında ziraata çıkmakta, sayın hacı Ahmet Kabil’in evinin bulunduğu yerde hacı Eşref suyu diye bir su vardı. Ondan bakır güğümle su alıp, elimizde güğüm ve birde bardak almak üzere 2 bardağı 100 para ya satıp okul masraflarımı alırdım. O zaman gazyağı teneke ile satılırdı. İki tenekede kırk para ( yani 1 kuruş ) 100 para ( yani 2.5 kuruş ) la iki tenekeyi doldurup, bir yıllık okul masrafımı çıkartırdım.
Şehirde su yok, köyden gelenler, su içmek için su bulamazlardı. Bizlerde bundan geçimimizi sağlardık. 1956 – 1957 yılında okulu bitirdiğimde karayollarına müracaat ettim, Karayolları 10 bölge müdürlüğüne bağlı Of Çaykara Bayburt geçit yolu
na genişleme yapılmaktaydı, orada sürveyan olarak işe başladım, iki seneye yakın bir müddet çalıştıktan sonra Askerlik görevimi yapmak üzere Piyade yedek Subay okula gidip, askerlik görevini yapmak üzere askerliğe başladım. 3 ay Ankara’da kalıp, üç ay sonra eğitim için İstanbul Topkapı Maltepe’de bulunan 66 tümen 26 piyade alayına eğitime başladım, üç ay sonra çektiğimiz kura ile aynı yerde kaldım.
27. Mayıs 1960 yılında da İstanbul Kuştepede çadırda kalarak istanbul ' un korunmasında ve Beyazıtta bulunan diş fakültesinin önünde görev yaptım. Askerlikten sonrada terhis tarihim olan 30 Haziran 1960 da terhis oldum. Bir müddet istanbulda kalarak Rize’ye gelip, 1963 yılında Rize Zihniderin çay fabrikasında imalat şubesinde salon kâtibi olarak çalıştım.
1968 yılındada Rize Sağlık Müdürlüğünde sekreter olarak memuriyete başladım. Sağlık Müdürlüğü bünyesinde değişik bölümlerde görev yaptım, 1974 yılında Hac görevimi karayolu ile yaptım. 5 hac, 8 de umre hayatım vardır. 24 Aralık 1985 yılında da emekli olup, emekliler kervanına katıldım.
Emeklilik kervanına her ne kadar katılsam da boş durmadım, halen o gün bugün çalışmaktayım. Arzuhalcilik, dilekçe tapu işlemleri ve Veraset intikal beyannameleri doldurmakla hizmet vermekteyim.
Halende Rize Kızılay şubesinin 1. numaralı kayıtlı fahri üyelerindenim. İyi bir Kızılaycıyım. Evli iki erkek birde kızım vardır. Üç çocuğumda evlidir, kızımdan üç torunum, erkeklerinden de 2 şerden 4 torun sahibiyim. Kızımdan olan Yüksek ihtisas ekonomist bir erkek torun ve birde Hukukçu halen Istanbul ' da avukat stajını yapan birde kız torunum vardır, Rize’de yanıma olan büyük oğlumun büyük oğlu adaşımda KTÜ Of İnşaat Mühendisliğinde 4. Sınıf son sınıf öğrencisidir. Allah nasip ederse, Haziran 2020 de Mühendis olarak hayata atılacaktır. Allah’a çok şükür ilerlemiş yaşıma rağmen oldukça sıhhatliyim. Çalışmayı ve işimi çok çok seviyorum. Dostlarımla seyahat etmeyi ve geçmişinin hatıralarını ve anılarını anlatmayı, yeni nesiller aktarmayı çok severim. Rize medyasından sevdiğim bir hayli dostum vardır. Kimseye kusur aramam. Karayollarında çalıştığım zamanlarda Çaykara Dernek mevkiinde şantiyemiz vardı, elektrik yoktu, gece lüks yakardık, çadırda birlikte kaldığım Sürmeneli arkadaşım. Doğru Yol Partisinden, Samsun ' da Milletvekili seçilen İlyas Aktaş ' la birlikte aynı çadırda kalırdık. O zaman ki Başbakan Tansu Çiller’in zamanında milletvekili seçilmiş biriydi. 1957 yılında Rize Belediye Başkanlığı yapan rahmetli İbrahim Şerifoğlu’ndan bugüne değil Rize de Belediye Başkanlığı yaban tüm seçilmiş ve atanmış şahsiyetlerle görüşür, fikirlerime saygı gösteriler, onlarda geçmişten gelen tecrübelerimden dolayı fikirlerimi sorunca katkı sağlamaya çalışırım. Çeşitli STK ve hayır kurumlarının yönetiminde kurucu ve aktif görev yapan özeliğim Rize kamuoyunca bilinmektedir. Rize’nin her şeyi olan Çay nimetimizin daha iyi bir noktaya gelmesi için, ilgili yönetici ve kurumlarla fikirlerimi paylaşır ve bu noktada geçmişte onlara yazıyı da kaleme almışımdır. Pilavdağ mahallesinde evimin önünde bulunana 6 dönüm arazımda Rize’mize özgü, Çayın dışında, mandalına, portakal, Kivi, kokulu üzüm, karalahana, Mısır gibi her türlü yöresel meyve ve sebze dikerim ve halen fidan dikmeye devam eden ve fidan dikmeyi teşvik eden çalışmalar yürütürüm. Beni bu çalışmalar bir hayli dinlendirir. Elde ettiğim ve meyve ve sebzeleri dostlarımla paylaşırım. Geçmişimle ilgili benimle röportaj yapmayı lüzumlu gören, dostum B. Ali Kavalcı’ya dua ve teşekkürlerimi sunuyorum.” şeklinde konuştu.