Otuz yıl önce Rize Tarihi üzerine çalışmalara başlarken şuan aramızda olmayan Vural Kazmaz, Süleyman Kazmaz, Ercan Kazmaz, Yılmaz Kartal ve Dr. Kerim Vardal’dan büyük yararlılıklar gördüm. Hepsini rahmetle, özlemle, saygıyla anıyoru
O BİR RİZE SEVDALISIYDI
Op. Dr Kerim Vardal; 1927 yılında Rize’de doğdu. 1952-53 yılları arasında Rize Belediye Başkanlığı yapmış olan Ahmet Vardal’ın oğludur. İlk Orta tahsilini Rize’de Liseyi Trabzon’da tamamladı. İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde Genel Cerrah olarak görev yaptı. Paris'te L'Hopital Foch Hastanesi’nde göğüs cerrahisi üzerine ihtisasını tamamladı. Uzun yıllar Rize’de Devlet hastanesinde ve özel muayenehanesinde Rizelilere hizmet verdi. İstinye Devlet ve Pendik Devlet hastanelerinde çalıştıktan sonra emekli oldu. 27 Ocak 2019 tarihinde aramızdan ayrıldı. Yüreği güzel bir insan, bir Rize sevdalısıydı. Ondan dinlediğim bir olayı ve Rize kuyumculuğunun öncü ismi Abdullah Gökçay’ı sizlere aktaracağım.
SİRAHOZ’DA ALTIN BULDULAR
1939 senesinde İstanbul basınında büyük yankılara sebep olan ve günlerce flaş haberler sütunlarını birazda şişirilerek dolduran bu olay Rize’de gerçekleşmiştir. Rize'nin Sirahoz (Çorapçılar) mahallesinden iki kardeş bahçelerinde inek otlatırken birkaç altın buldular. Kazıya devam edince eski bir kilisenin bahçesindeki mezarlardan birinin altın mücevheratla dolu olduğunu gördüler. Küçük parçaları kimseye çaktırmadan piyasada bozdurdular. Fakat büyük parçaları ne yapacaklar? Bu iş için şehrin ileri gelen kuyumcularından Abdullah Gökçay'dan faydalanmayı düşündüler.
RİZE KUYUMCULUĞUNUN ÖNCÜ İSMİ
Abdullah Gökçay küçük yaşta Batum’da, Rize'den gitme bir Rum kuyumcunun yanına çırak olarak girmiş ve oradan bu mesleği öğrenerek 1935 senesinde Rize'de yerleşmiştir. Mesleğinin ehli, iyi ahlâklı, doğru ve namuslu iyiliksever bir insandı. Bugün Rize'deki kuyumcuların büyük bir kısmı onun öğrencilerinin öğrencileridir. Rize ilinde çok sevilen Kuyumcu Merhum Erol Gökçay’ın babasıdır. . Mesleğini kimseden kıskanmaz, her bildiğini öğretmekten haz duyardı. Yetiştirdiği kuyumculardan kendisini rahmetle anmayan yoktur.
AZ KALSIN İYİLİĞİNİN KURBANI OLUYORDU
Ne var ki 1939 senesinde bu iyilik seven insan az kalsın iyiliğinin kurbanı oluyordu. Defineyi bulanlar Rusya'dan getirdiklerini ileri sürerek İstanbul'daki kuyumcular için Abdullah Gökçay'ın yardım istediler. Ne yazık ki İstanbul’a ayak basar basmaz Tophane’de polis ve gazetecilerle karşılaştılar. Zira Rize'den ihbar edilmişlerdi. Mahkeme mücevheratın bir kısmını hazineye verdi. Hemşerilerimize kalan kısmından bir kilo ağırlığındaki som altın tas ile bir telefon ahizesi büyüklüğünde altın çubuk ve ellerle yapılmış olan at arabasını bugünkü Kâzım Karabekir Caddesi’nde halka göstermişlerdir. İstanbul’daki antikacıların tahminine göre bu eserler Pontus İmparatorluğu devrinde Atina’da işlenerek Rize'deki kiliselere hediye edilmişlerdir. Şimdi kim bilir hangi antikacının vitrinini süslemektedirler.
Bu vesileyle; Op. Dr Kerim Vardal’ı, Kuyuncu Abdullah ve oğlu Erol Gökçay’ı rahmetle anıyorum.
Fatih Sultan KAR / İST.