Rize’nin Fındıklı ilçesinden olan, emekli öğretmen yazar Sıddıka Pehlivanoğlu’nun, Edebiyat, Roman, Türk Edebiyatı kategorilerinde yazmış olduğu çok sayıda eserleri edebiyat ve roman severler tarafından bir hayli beğeni topluyor.
eğitimci, yazar Sıddıka PEHLİVANOĞLU, “Göçün insan doğasını nasıl etkilediğini vurgulamak isterken en iyi bildiğim yörelerden yola çıktım. Bir köy öğretmeninin ilk tayin yeri serüveninde ücra bir doğu kasabasında karşılaştığı sıra dışı yaşamı kurguladım. Kesişen yaşamlarda yer ve mekan farklılığı olsa da her hikaye gerçeklere vurgu yapmaktadır. Başlıca kitaplarımı alfabetik olarak sıralarsan, Islak Topraklar, Soluk Fotoğraflar, Yaşamın Kıyısından Manzaralar ve Güneşi Beklerken olarak sayabilirim. Kitaplarım; İlkim Ozan Yayınları, Karina Kitap aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. En son yazdığım kitabım 'Soluk Fotoğraflardır. Islak topraklar kitabım uzun soluklu bir hikâyedir. Bu kitabımı yayın evim roman kategorisinde yayınlamıştır. Karadeniz’in bol yağmurlu, maviyle yeşilin en yoğun bulunduğu ve yaşandığı bu doğa harikası bölgede çocukluğumdan beri yaşamımda önemli bir yeri olan yazma aşkı, ancak önemli bir amaca hizmet etmeye başlayınca anlam kazanmış oldu. Sürekli hareket halinde olduğum bir yaşamın ardından gelen emeklilik süreci beni gömüleceğimiz ata topraklarına itti. Yıllardır özlem duyduğum, kokusuna florasına hasret yaşadığım topraklar beni yeniden sözcüklerle dans etmeye, yirmi sekiz harfi şekilden şekle sokup iç sesimi dillendirmeye başladı. Kah ülkemin yaşadığı sorunların kördüğüm olmuş hali, kah gördüğüm başarı hikayeleri satırlara döküldükçe kitaplarım çıktı ortaya. İlk yayınladığım bana heyecanların en tatlısını yaşatan kitabım Islak topraklar. Yaşadığım duyguların kâğıda dökülmüş günceleri gibiydi. Yaşamın kıyısından manzaralar isimli anı kitabım güncelerle dolu geçmişi anlatan bir kitaptır. Yaşadığım kıyıdan, geçmiş ve geleceği seyretme fırsatı bulduğum dönemde, anılarımı kaybetmemek ve geleceğe not düşmek adına; yaşadığım kuşağı, köy ve kent arası uçurumu, özlemlerimi anlatmaya çalıştım. Öğretmenliğin verdiği önlenemez paylaşma aşkıyla tanık olduklarımı anılarıma katarak sizlere sundum. Her ne kadar yoksul hayatlar sürersek sürelim, tüm hikâyeler bizi engin bir düşünce zeminine çeker. Kendimizden bir şeyler bulurken, aslında tüm insanlığın, bütünün parçası olduğu algısına varırız. Kendi benliğimizi yeniden yorumlar, hikâyemizi yeniden yazarız. Bu iki kitap kültür bakanlığı tarafından yazarlara destek alımına hak kazanmıştır. Bakanlık 400 adet satın alıp destek vermiştir. Her şeyin normal akışında devam ettiği yaşamda aniden ortaya çıkan sorunlarla alt üst olan bir ailenin yaşamını anlatırken bu kitapta; gazilerimizin yaşadıklarıyla yüzleşecek, darbelerin insan hayatlarını nasıl ezdiğini yok ettiğini göreceksiniz. Gerisini okuyucuya bırakıyorum.” şeklinde konuştu.
Haber ve Fotoğraf: Bayram Ali Kavalcı