Rize'de Kültür ve tabiat varlıkları çalıştayı

Rize İl Özel İdaresi bünyesinde, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili işlemleri ve uygulamaları yürütmek, denetimlerini yapmak üzere kurulan Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu (KUDEB) ilk çalıştayını gerçe

YÖREDEN HABER 22.06.2014 20:00:18 152 1
Rize
Rize Ticaret Borsası toplantı salonunda yapılan çalıştaya; Rize Eski Valisi Nurullah ÇAKIR, Merkez Valisi Dr. Enis YETER, Rize Vali Yardımcısı ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ümit Hüseyin GÜNEY, Eski Eserler Uzmanı Prof. Dr. Vahit OKUMUŞ, DOKAYA Genel Müdürü Kurtuluş ALTUN, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi KUDEB Daire Başkanı Muhittin ASLAN, İlçe Kaymakamları, Belediye Başkanları, İl Genel Meclisi Üyeleri, Belediye yetkilileri, Kurum Müdürleri, Mimarlar ve Mühendisler Odası il temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve kamu çalışanları katıldı.

KUDEB köprü vazifesi görecek

KUDEB “Ufuk Turu” mesajı ile gerçekleştirilen çalıştayın / seminerin açılış konuşmasını yapan Rize Vali Yardımcısı ve İl Özel İdaresi Genel sekreter V. Ümit Hüseyin Güney, KUDEB’in kültürel ve doğal sit alanlarının imar ve mimari yönünden restorasyonu ve yeniden yapılandırılmasın da, uygulamayla karar organları arasında adeta bir köprü vazifesi göreceğini belirterek; “İlimiz doğal sit alanları açısından bakıldığında yüzde 17’lik oranla genel il alanı ve arazi büyüklüğü içerisinde sit alanı oranı en yüksek olan iller arasında yer almaktadır. İlimizde sit alanlarının oranı bu denli yüksek olmasına rağmen KUDEB’in kurulması noktasında somut adım atılamamış ve bu birim kurulamamıştı. Bunun sıkıntılarını olumsuz yansımalarını bir çok yönüyle hissettik. Bu denli geniş alanları olan son yıllarda turizmin gelişmesiyle beraber yoğun yatırım ve yerleşim baskısı altında bulunan sahalarda gerekli koruma ve onarım planlarının oluşturulmamış olması büyük eksiklik olarak karşımıza çıkmaktaydı. İlimizde Ortofoto haritalarının, harita altlıklarının oluşturulması özellikle Milli Parklar Bölge Müdürlüğü kurulduktan sonra bu bölgede koruma amaçlı imar planlarının uygulamaya geçmesiyle birlikte artık gerek yapılaşmanın gerek yerleşimin önü açılmış durumda. KUDEB’ler burada köprü vazifesi görecektir. Uygulama ve icra organı olamayan, karar birimi olan, yön gösteren, talepleri değerlendiren, sit kurullarıyla alanda ve sahadaki gerçekliklerin, ihtiyaçların buluşturulduğu ara bir birim olarak önemli bir rol alacaktır.” dedi.
KUDEB’e sadece sit alanlarındaki ve korunan bölgelerdeki yapılaşmalarla ilgili bir misyon yüklemeyi, bir görev tevdi etmeyi düşünmediklerini belirten Güney,“ KUDEB’leri adete estetik kurulu gibi kamu olsun özel sektör olsun yapılacak her türlü yatırımda, her türlü imar faaliyetinde danışılan, fikirlerine itibar edilen, ilin mimarisi ve imari açısından uygulamalarına standart getirecek bir birim olarak faaliyete geçirmeyi düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bir ülke, bir kent, bir semt ancak yerel kültürün zenginliği ile cazibe kazanır.
Güney, geleneksel toplumdan modern topluma geçişte birçok yerleşimde mimarlık tarihi ve kültürel mirasımız açısından önemli yerleşimlerin özgün kent dokuları, giderek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu dile getirerek; “Geleneksel toplumda bir inşa ve imar faaliyeti yerine getirmeniz için mutlak mutabakatla hep beraber karar verip ortak akılla ve yörede temin ettiğiniz usta ve materyallerle binanızı, evinizi, konutunuzu inşa ediyordunuz. Ama bu gün insanların imkânları değil tercihleri her şeyi belirliyor. Her türlü inşaat malzemesine, her türlü ustaya her türlü yapım tekniğine sahip olan insanlar eğer modern toplumda onları kısıtlayacak ve onlara yön verecek bir irade net olarak ortaya konulmaz ise şayet bugünkü gibi herkesin kafasına göre mimari ürettiği, doğayla uyumu olmayan rengârenk ama kafa karıştıran, zenginlikten öte kirliliğe yol açmış yapılarla karşı karşıya kalmaktayız. Modern toplumun ihtiyaçları olan gerek imar düzenlemeleriyle gerekse insanlara rol, model olacak modellemelerle çağın ihtiyaçlarını karşılarken yöreye de uyumlu yapılarla insanların toplumla, çevreyle bir arada, uyum içerisinde yaşadığı göz tırmalayan değil gönül okşayan mimariyi en çok ihtiyaç duyduğumuz Rize’mizde hayata geçirebilme gayreti içerisindeyiz ve buna vesile olma gayretindeyiz. Sivil mimarinin en güzel örneklerini ortaya koyan bir ilde yaşıyoruz. Yüzyıl öncesinde bunu başarmış olan bu toplumda geleneksel toplumdan modern topluma geçerken insanlara siz imar anlamında yol gösterici bir kılavuz, bir norm, bir kıstas koymazsanız herkes kendine göre bir imar planı yapar, mimari geliştirir ve sonuçta maalesef bugün yaşadığımız sorunlarla karşı karşıya kalırız.” ifadesini kullandı.
Güney, “Kurulacak olan KUDEB’in ilimize, güzel çalışmalara vesile olmasını temenni ediyorum. Bizlere bu organizasyonun oluşmasında mihmandarlık eden  sayın valimize bütün personelim adına şükranlarımı arz ediyorum.” dedi.

Kültürel değerler aidiyet bilincini oluşturur.

Güney’in açılış konuşmasından sonra konuşan Rize Eski Valisi Nurullah Çakır, KUDEB ve benzer yapıların daha önce kurulmamış olmasının sıkıntılarını yaşadıklarını, Rize’de hangi korumacılık politikalarına ihtiyaç duyulduğu noktasında doküman olarak herhangi bir kurumun elinde envanteri bulunmadığını vurgulayarak; “Özel idaremizin kurumsallaşması, teknik ekiplerin kurulması ilimizin yaylalarda, vadilerde, yamaçlarda onlardan hizmet bekleyen hemşerilerimize dönük yapacakları faaliyetleri temel olarak gidermenin yanında bu tür doğal ve güzellik arz eden faaliyetlere yeni yeni başlıyor. İhtiyacın çok doğal olarak hissedildiği ve kaçınılmaz olduğu bir coğrafyadayız. Her geçtiğiniz yerde, her vadide adım adım karış karış güzelliklerin ve değerlerin olduğu ama haklı olarak bu değerlerin günlük yaşam içerisinde tüketmek durumunda olan ve sürekli o değerlerle iç içe olan hemşerilerimizin, bu değerleri kullanıcı olanların, aynı gözle olaya bakmasını birinci etapta beklemek, ama zaman zaman da onların daha çok koruduğu görme çelişkisiyle iç içe yaşıyoruz. Metotlu, prensipli, ilkeli, koruma ve kullanma dengesi içerisinde biz çevremizi nasıl ele alabiliriz. Bunu da bir taraftan ihtiyaç hissetmek böylesi güzel bir coğrafya da zaruretlerdendi.” ifadelerini kullandı.



Çakır, “İlimizde yakın bir zaman hızlı bir yapılaşma olmasına rağmen kentsel gelişme, fiziki çevre kalitesi, yapı kalitesi nitelik yönünden beklenen düzeyde değildir. Bu olumsuzlukları gidermek ve olumlu bir dönüşüm yaratmak için bütün kurumlarımıza önemli görevler düşmektedir. Tarihi ve kültürel değerlerimizin sosyal karakterlerini bozmadan, nitelikli biçimde dönüşebilmesi için bu tür faaliyetlerin desteklenmesi, kentsel tasarım ve mimarı tasarım yönünden hayati öneme sahiptir. KUDEB kuruluşu ve onun açılışı veya onun lansmanı gibi de olayı değerlendirmeme adına bu iş genel bir bakış açısıyla yani bugün yapılan çalıştayla / seminerle,  sunumlarla bu olaya bir açı vermek, bir ruh vermek, bir heyecan vererek sonrada topyekûn aksiyona geçilmelidir.” dedi.

Tarihi ve kültürel varlıklarının gelecek kuşaklara aktarılmasının önemini vurgulayan Çakır, “Toplumun geçmişteki sosyal, ekonomik koşullarını kültür değerlerini yansıtan fiziksel yapının, günümüzün değişen sosyal, ekonomik, koşulları altında yok olmasına engel olmak ve çağdaş gelişmelerle bütünleştirerek yaşaması sağlanmalıdır. Ben bu duygularla arkadaşlarımızın heyecanlarını kaybetmeden, kurumlarımızın da olayın üzerine gitmesini sağlayarak, atölye çalışmalarını yaparak, bu ve benzeri seminerlerin yanında kendimizi de yetiştirerek olaya bir bütünlük içerisinde bakmak yapılacak çalışmaları kolaylaştıracaktır. Seminerimizin Rize’mize, Bölgemize, Türkiye’mize ve dünyaya güzellikler getirmesini diliyorum.” değerlendirmesinde bulundu.



Vali Çakır’ın konuşmasından sonra “Kentsel Gelişme ve Kültürel Değerleri” konulu sunumu yapan Merkez Valisi Dr. Enis Yeter; KUDEB “Ufuk Turu” çalıştaya davetlerinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, KUDEB’in çok önemli bir kurum olduğunu, kentlerimizi daha yaşanır hala getirmenin insan yaşamını daha kaliteli kılmak anlamına geldiğini, bunu gerçekleştirmek için kültürel değerlere önem verilmesi, eski mimari yapıların onarılması ve kentsel yaşama kazandırılması gerektiğini vurguladı. Yeter,
Çevre değerlerinin ve doğal kaynakların akılcı ve verimli yöntemler kullanılarak ekonomik ve sosyal gelişme sağlanmalıdır. Kuşkusuz kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması sürdürülebilir kentsel değişim için önemlidir. Tarihi kentlerde oluşan kültürel mozaiğin doğurduğu bu zenginlik aynı zamanda kentleri simgeleyen değerlerdir. Tarihi alanda mevcut binaların restore edilerek bunların yeniden hizmete sunulması şeklindeki uygulamalar hem anıların yaşatılması hem de ekonomik beklenti nedeniyle önemlidir.” dedi.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi KUDEB Daire Başkanı Muhittin ASLAN “Tarihi Ve Kültürel Varlıklarımızın Önemi; Proje Yönetimi ve Gaziantep Modeli” konulu sunumu kapsamında; kültürel mirasın önemi ve kültürel miras yaklaşımları ile taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında yapılacak tadilat ve tamirat uygulamalarında uyulması gereken yöntemler hakkında katılımcılara bilgi verdi.
DOKAYA Genel Müdürü Kurtuluş ALTUN “KUDEB İşleyiş Mekanizması ve Kentin Döşümü” konulu sunumlarıyla, KUDEB’in görevleri, çalışma şekli, tarihi ve KUDEB bünyesinde yapılan çalışmaları katılımcılara aktardı.

Her eski eser bir üniversitedir.
Çalıştayın ikinci oturumunda Eski Eserler Uzmanı Prof. Dr. Vahit Okumuş, Eski Eserlerin Yapılış Tekniği Kullanılacak Malzemenin Seçimi Karar Verme Panoraması hakkında bilgi verdi. Okumuş, “Eski eserin manasını felsefesini anlamını anlatamazsak onları koruyamayız, koruyamazsınız. İlkokulda, ortaokulda lisede bize her şeyi öğrettiler; ama eski eserin neye yaradığını ne olduğunu niçinini hiç anlatmadılar, sevemedik onları. Eski eser tarihten bize kalan her şeydir. Bir demir parçası, bir cam parçası, bir seramik belki de bir taş parçası eski eserdir. Eski eser onarımı, restorasyonu çok teknik isteyen bir iştir, çok uğraşı isteyen bir iştir. Onun için sadece mühendisin değil, sanat tarihçinin değil, tarihçinin değil, mimarin değil, hayatınızda düşünebileceğiniz her mesleğin, meslekten istifade edebileceğimiz bir konudur eski eserler. Eski eserler bir yaşanmış kültürün bize yansıtılışıdır. Her eski eser bir üniversitedir. Size sanat tarihi, statik, tekniği ve bilimi öğretir. Evet her eski eser bize bilimi öğretir.” dedi.
Sunum ve konuşmaların ardından Vali Yardımcısı ve Genel Sekreterimiz Ümit Hüseyin Güney, KUDEB çalıştayına yaptıkları katkılardan dolayı konuşmacılara hediye takdim etti.



 

Anahtar Kelimeler:
Metin Atasaral
23.06.2014 08:03:28
sayin umit huseyin guney'e ve prof. dr.vahit okumus'a kudeb calistainda bizleri aydinlattiklari verdikleri bilgilerden dolayi tesekkyrlerimi sunarim.ancak tarihi eserleri koruyalim ,tarihi eserler universite dir diyelim ama kizkulemizin yani basina havalimani yapalim.kiz kulemizi karada birakmak gibi bir tehditin olusacagini dusunemdik anlasilan lutfen bu konuda gerekli arstirmalari yapalim. ayrica hava limanini mumkunse kizkulesinden uc km veya bes klm batiya veya doguya kaydiralim. mumkunse denize yapmayalim.

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor