Tarih: 14.10.2013 15:54
Rize’de herkes aday olur ama Başkan olmaz
Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı,
Karadeniz Gazetesi'ne yaptığı açıklamalarda çok önemli konulara cevap verdi.
İşte Bakırcının özel açıklamaları...
RİZELİ BAŞKAN OLMAYI SEVER
Rize zor bir ildir. Rize’de herkes belediye başkanıdır. Bu nedenle burada belediye başkanlığı yapmak öyle kolay değil. Bu güne kadar Rize’de belediye başkanlığı algısı yoktu. Burada şunu belirteyim ki, biz Rizeli belediyeye gelmeden bütün işlemlerini yapsın dedik ve bunu başardık. Kurduğumuz bir sistemle İstanbul’daki, Almanya’daki bir vatandaş da belediyede olan işini artık yaptırabiliyor. Su borcu var mı yok mu, emlak borcu var mı yok mu buna rahatça ulaşabiliyor. Kısaca Rizeli her zaman başkandır. Burada bir dernek seçimi olsa herkes oraya başkan olmak ister. Kaybeden taraf yarın ayrılıp bir başka dernek kurar. Zamanında bizim köyde muhtarlık seçimi nedeniyle kaybeden taraf ayrılıp köyü ikiye böldü. Bunun için Rizeli hep başkan olmak ister. Ama Rizeli aldığı sorumluluğu yerine getirir. Rizeli, devletine, milletine asla söz getirmez.
BELEDİYE BAŞKANI OLDUĞUM ZAMAN RİZE’DE SİVRİSİNEKTEN GEÇİLMİYORDU
Ben 2004 yılında belediye başkanı olduğumda burada halk, evlerinin camlarını açamıyordu. Karadeniz’in yeşil ile mavisinin buluştuğu yer olan Rize’de yapılan vahşi çöp depolama olayını görünce önce şaşırdım. Allah Allah, bu nasıl bir iş! Şehrin göbeğinde hiçbir önlem alınmadan çöp dökülüyor. Rüzgar estiği zaman Rize’deki kokudan sokaklardan geçilmiyordu. Belediye başkanı olduktan sonra ilk olarak bu sorunu çözdük. Allah’a şükür artık Rizeli camını da rahat açıyor. Rize sokaklarında da rahat rahat gezebiliyor.
RİZE’DE EN BÜYÜK SORUN TRAFİK
2004 yılında ilk belediye başkanı olduğumda gazeteci arkadaşların o zaman sorduğu soruyu çok iyi hatırlıyorum. 'Bu şehrin en önemli sorunu nedir?' diye sordular. Ben de trafik sorunu demiştim. Ve bugün gelinen noktaya baktığımızda ne kadar haklı olduğum ortaya çıkıyor. 2005–2006 yılında sahil geçişi yapıldığında biz Menderes Bulvarı’nın bu şekilde şehre hizmet veremeyeceğini söyleyerek ve biraz da şehir kamuoyundan destek alarak sahil geçişinin biraz daha denize doğru açılması gerektiğini söyledik ama çok inandırıcı olamadık. Şimdi Menderes Bulvarı, Atatürk Caddesi ve Cumhuriyet Caddesi problem yaratmaya başladı. Ben belediye başkanı olduğumda sahil yolu çalışmalarını durdurmuştum. O zaman birçok kişi bana 'Ne yapıyor bu adam' diye serzenişte bulunmuştu. Trafik sorununu nasıl çözeceğiz? Bunu üç aşamada yapacağız. İlk adım kısa vadeli, şimdi bunun için adımlar attık. Fakat yeter mi, yetmez. İkincisi orta vadeli bir çözüm. Üçüncüsü uzun vadeli bir çözüm. O da Güney Çevre Yolu bittiğinde uzun vadeli çözüme o zaman kavuşacağız? Bizim için önemli olan da bu zaten. Güney Çevre Yolu’nu bitirdik mi trafik sorununun yüzde yetmiş beşi halledilmiş olacaktır.
Biz bu trafik sorununu Valilik, İl Trafik Müdürlüğü ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle planlı şekilde çözeceğiz.
RİZEDE’Kİ TOKİ BİZİM ESERİMİZDİR
Yaşam şartlarının çok iyi olmadığı bölgede kentsel dönüşüm projesi hazırladık. Uzun çalışmalar neticesinde birçok hemşehrimizle yaklaşık % 75’ini kapsayan kişi ile anlaştık. Yüzde onluk bir kısmı ile de mahkeme yoluyla anlaşma sağlandı. Geriye kalan yüzde onbeşlik kısım ise cepli kamulaştırma sistemi ile paraları ödenerek kamulaştırılacak. Birinci kısım 6 blok, 440 binadan oluşacak, mevcut yerde 35 bina ve 125 konut yıkacağız. Bu 35 binanın bir kısmını bugün yıkacağız. Dere ıslahları da bina ile beraber yapılacaktır. Bu proje kapsamında 854 bina Hamam deresinde, 250 konut da Hayrat Mahallesi’nde olmak üzere toplam 1100 konut, 600 kişilik cami inşaatı, alışveriş merkezi 6 ya da 7 tane dükkan ve sosyal donatı alanları yapılacaktır. Toplamda 95 metrekare ile 165 metrekare arasında değişen konutlarımız olacaktır. Fiilen dairesi olan herkese borçlanarak bir daire hakkı veriyoruz. Mağdur aileler tespit edilerek daire imkânı sağlanacaktır. Bu inşaatların toplam maliyeti ise 125 milyon lira. Proje TOKİ’nin projesi değil Rize Belediyesinin projesi.
RİZE’DE BİNALAR DUA İLE AYAKTA DURUYOR
Bir belediye başkanı olarak söylüyorum, merkezde bulunan birçok binamız risk altında. Bu binalarda tedbir almak mecburiyetindeyiz. Geçen yıllarda kent merkezinde yapılmış belediye blokları ve doktorlar sitesinin İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi'ne bağlı bir teknik ekip tarafından incelenmesini istiyoruz. Bunların sağlamlığına ve durumuna bakılacak. Ben şahsen bu binalardan tedirginlik duyuyorum. Belki de muhtemeldir, bunları yıkıp yerine yenilerini yapacağız. Van'da olan depremin Erzurum veya Erzurum'un Rize'ye yakın tarafında olmuş olması halinde o binaların risk altında olacağı kanaatindeyim. Bununla ilgili İTÜ'den bir heyet istedik. Gelip binaları inceleyecekler. Ezbere konuşmaktan çok bilimsel verileri değerlendirmek gerekiyor. Bu iki binayı benim yaşımda olanlar iyi bilirler. İki katlı yapılmışlar. Sonra en tehlikelisi, alt katlarına bodrum açılmış, üst katlarına da iki veya üç kat daha eklenmiş. Bu binalar bu şekilde ayakta duruyor. Bu binalarda mescit, lokanta ve çok sayıda derneğe ve vakfa ait yerler var. Aynı zamanda ilimizin en büyük lokantaları bu binaların altında. Allah muhafaza, böyle bir risk öğle saatlerinde olmuş olsa 3 lokantamız orada, kalabalık nüfus oluyor. Bu durumu kamuoyu ile paylaşmış oluyorum.
Rize'de 1963 yılında ilk kez deniz doldurularak elde edilen araziler imara açıldı. 1967 yılına kadar 50 dönüm deniz arazisi doldurularak imara açıldı. Bu alan üzerinde ilk olarak 2 kat üzerinden 3 blok halinde 150 dükkândan oluşan belediye blokları inşa edildi. Daha sonra bu bloklara kat ilaveleri yapıldı. Bugün itibariyle Rize şehir merkezinin 3/1'lik kısmı deniz doldurularak elde edilen arazi üzerine kuruldu. Rize Belediyesi kayıtlarına göre, 250 dönüm arazi deniz dolgusu ile elde edildi. Bu alan üzerinde kat yüksekliği 10'u bulan yüzlerce apartman bulunuyor.
ÜLKEMİZDE KENTLEŞME ÇOK KÖTÜ
Türkiye genelinde çok ciddi bir kentleşme bozukluğu var. Rize’den bu güne kadar denize baktık. Fakat hiç aklımıza gelmedi, bir de bu şehre denizden bakalım nasıl görülüyor diye. Bir akrabam geldi. Rize’de inşaat yapacak. Kendisine 'Mutlaka otopark koyacaksın' dedim. Adam bana darılıp gitti. O arkadaşın arsasının yanında bir başkası geldi. 'Sayın başkan, bol otoparklı bir bina yapmak istiyorum' dedi. Biz de 'Hemen, hay hay, ne demek' dedik ve gereğini yaptık. Otopark yapmayan bina sahibi şimdi paralı olarak yan taraftaki komşusunun otoparkını kullanıyor. Şehirleşme kültürünü henüz anlayamadık.
Rize’ye önemli işler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Önümüzde önemli projeler var. Bunlardan birisi açılışını yaptığımız dönüşüm projesidir. Kentsel dönüşümle çarpık kentleşmenin önüne geçiyoruz. Kentsel dönüşümde arsa sahiplerinin rızası alınarak anlaşmaya gidiyoruz. Kimse mağdur edilmeyecek. Bir dairesi olan kişiye yine bir daire veriyoruz. TOKİ ile yapacağımız konutların zemin iyileştirmesi yapılacak. Zemine çimento enjekte edilerek bina sağlamlaştırılacak.
Ne İstanbul’dan ne de Rize’den koparım
Rize ve İstanbul benim için vazgeçemeyeceğim iki şehir. Ben belediye başkanı olsam da olmasam da Rize’den de İstanbul’dan da vazgeçmem. Belediye başkanı olduktan sonra ailemi hemen Rize’ye aldım. Rize’de yaşamak bana ayrı bir haz veriyor. Bir çocuğum da burada yaşıyor. Rize’de belediye başkanı olduğumdan beri bir evim var. O evde ailem ve gelinimle yaşıyoruz. Yani eski usul. Son dönemde 'gelin kaynana bir arada durmaz' diyorlarsa bence eğer evler müsaitse ailelerin bir arada olması çok daha faydalı. Ben Rize’den de İstanbul’dan da vazgeçmem.
Makam arabası değil dolmuş kullanırım
Ben sabah eğer namaza kalkıp camiye gitmemişsem mutlaka belediye halk otobüsü ile gelirim. Birçok zaman beni tanıyan yanımda durur, 'Reis benimle gel' der. Benim farklı bir yapım var. Halk otobüsüne binerim, ben para vermem. Ama eğer yanımda oturan Rizeli benim paramı vermek isterse, şoför almak istemese de al derim. Halil Bakırcı Rize’de her saat, her yerde olabilir. Ben sabah kahvaltılarının çoğunu esnafla yaparım. Fakat birileri maksatlı ve kasıtlı olarak bizi yıpratmak adına farklı söylemlerde olabilirler. Bunu belki de bizim partide olan bazı kişiler de yapıyordur.
Silah bizim halkımızın tek zafiyetidir
Karadeniz insanının silaha zafiyeti vardır. İddia ediyorum, Trabzon Rize ve Karadeniz buralarda halkın silaha zafiyetini bilmeyen yoktur. Ben de bir törende bunu dile getirdim. Fakat yine olay çok abartıldı. Burada siyaset yapanının da dağdaki çobanın da dairedeki memurun da silaha zafiyeti var. Benim de silahım var. Bana 'neden var' diye sorarsanız, bu bir zafiyet, dededen kalma alışkanlık de, ne dersen de. Çocuğumun da silahı var. Bizde silah bir zafiyettir.
Ruhsatlı silahla suç oranı daha az
Ben bir araştırma yaptım. Karadeniz’de işlenen silahlı suçlarda en fazla ruhsatsız silahla suç işlenmiş. Şunu iddia ediyorum ki, orada birçoğunun ruhsatı olmuş olsaydı o suçların çoğu işlenmezdi. Ruhsat suçu azaltıyor. Yani vatandaş ruhsatım iptal olur, silahım elinden alınır diye suç işleyecekse de kendini frenliyor. Bu nedenle ben de valilere çağrı yaptım silah ruhsatı noktasında. Silah ruhsatı suç oranını azaltıyor.
Her alanda hizmet
En çok yağış alan ve en fazla heyelanın meydana geldiği topraklar olarak, itfaiye teşkilatımızı yeniden yapılandırdık. İtfaiyecilerimize periyodik zamanlarda seminerler vererek 12 kişilik Afet Timi oluşturduk. Özel eğitimli, özel teçhizatlı bu timimiz 24 saat şehrimizin hizmetindedir. Bizim için halkımızın can ve mal güvenliği esastır. Bu mübarek Kurban Bayramı’nda da şehir mezarlıklarımızda görevlendirdiğimiz hafızlarımız tarafından ölülerimizin mezarlarında ruhlarına Kur’an-ı Kerim okutuyoruz. Fakir ve kimsesizlerin mezar başlıklarını yeniledik. Mezarlıklarımızda ot budama, boyama ve çevre temizliğini yaptırdık.
Rize’de belediye algısı oluşmamıştı
Rize’de bu güne kadar belediye algısı oluşmamıştı. Fakat bizimle beraber bu algı oluştu. Artık Rize’de vatandaş belediye binasına gelirken bir resmi kuruma gidiyorum edasıyla geliyor. Ben bu güne kadar resmi bir durum harici makamımda oturmadım. Rize’de belediye algısı yavaş yavaş oturuyor. Daha önce belediye başkanlarına burada neler yapıldığını herkes biliyor. Fakat çok şükür bizim dönemimizde bu algıyı tamamen değiştirdik. Artık Rize’de bir belediye algısı var. Bunu herkes böyle biliyor.
Rize başkadır... Herkes başkan olamaz
Rize’de her ferdin belediye başkan aday adayı olmaya hakkı vardır. Fakat Rize başkadır. Burada herkes aday olabilir ama belediye başkanı olamaz. Buranın formatı belli, adayı da hatta şimdi de belli. Bu nedenle 'Tekrar aday mısın, değil misin' sorusuna yanıtım bu olur. Rize’de herkes belediye başkan olamaz. Rize’nin formatı tamamen farklıdır.
Halkın ortalaması olmaz ise başkan olmam
Yeniden belediye başkan adaylığım konusunda eğer halkımın ortalamasını alamazsam zaten aday olamam. Fakat ben iki dönemdir belediye başkanıyım. Benim bir dönem daha belediye başkanlığımı Rizeliler isterlerse buna diyecek bir sözüm olmaz. Fakat burada karar nihai olarak Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dadır. Bu nedenle Rize’de oturup konuşacağız. Bu sadece benim dememle olacak iş değil.
Evde torunların sözü geçer
İnsan belli bir yaşa geldi mi evde torunların sözü geçiyor. Bizde de öyle. Şimdi evde torun var, bu nedenle evde tek sözü geçen bu aralar torun. Torun sahibi olmak farklı bir duygu. Derler ya, anlatılmaz, yaşanır. Çok farklı bir duygu. Allah herkese nasip etsin. Evlatlarımızı da severek büyüttük ama belli bir yaş geçtikten sonra bebeğe ulaşıyorsun, Allah sana veriyor onu. Yani o anlatılmaz. Önce Allah’a şükrediyorsun.
Tüccar ve esnaf kesimi maça ilgi göstermiyor
Rizespor bu yıl çok iyi. İyi de bir stadımız var. Ben her maça gidiyorum. Buradan Rize’deki vatandaşlara sesleniyorum. Nasıl her hafta cumaya gidiyoruz, 15 günde bir Rize’de maça gidelim. Ama Rize’de tüccar ve esnaf maçlara ilgi göstermiyor. Buradan Rize’deki esnaflara ve tüccarlara sesleniyorum. Rizespor’u yalnız bırakmayın.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —