1902 yılında Rize'nin Pazar ilçesinde doğmuştur. Orta öğrenimini Trabzon Lisesi’nde tamamlayan Prof. Balta, 1927 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi’ni “Pekiyi” derece ile bitirmiştir. Daha sonra doktora öğrenimi için Almanya'ya giderek, 1937 yılında Berlin Hukuk Fakültesi’nden Hukuk Doktoru unvanı almıştır. Yurda döndükten sonra üniversite öğretim üyeliğine Siyasal Bilgiler Okulu’nda Esasiye Hukuku öğretmeni olarak başlamıştır. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ve Ankara Hukuk Fakültesi’nde Esasiye Hukuku, Amme Hukuku ve İdare Hukuku dersleri okutan Prof. Balta ölümüne kadar her iki fakültedeki idare hukuku kürsülerinin yöneticiliğini de yapmıştır. Balta aynı zamanda Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari İlimler Enstitüsü’nün de müdürü bulunuyordu. 1943-1950 yılları arasında Rize milletvekili olarak parlamentoda bulunan Balta, 1946-1947 arasında Çalışma Bakanlığı, 1947-1948 arasında da Ekonomi Bakanlığı görevlerini başarıyla yerine getirmiştir. 1929-1950 yılları arasında Avrupa Konseyi İstişare Meclisi’nde Türkiye'yi temsil etmiştir. 1963 yılında Avrupa İnsan Hakları Komisyonu üyeliğine seçilen Prof. Balta merkezi Brüksel'de bulunan, Milletlerarası İdari İlimler Enstitüsü’nün yürütme kurulu ve son olarak da ikinci başkanlığı görevlerinde bulunuyordu. 26 Temmuz 1970 tarihinde vefat etti. Prof. Balta Almanca, Fransızca, İngilizce ve İtalyanca dillerini biliyordu.
Ardından ne demişlerdi
Siyasette dürüstlük ve ahlâk özel vasıflarıydı
CHP Genel Başkanı İsmet İnönü: Büyük ilim adamımız Prof. Tahsin Bekir Balta'yı, Londra’da amansız bir kalp durmasıyla kaybettik. Hepimiz birbirimize yürekten başsağlığı dilesek yerindedir. Sayın Profesör, büyük yerinin boşluğundan toplumumuzun ne kadar sarsılacağını tahmin edemezdi. Bilimde, politikada, açık ve berrak görme, kendisine güvenir sağlam bir bilgi hükmü, bilim ve siyasette dürüstlük ve ahlâk özel vasıflarıydı. Tahsin Bekir Balta’yı daima hatırlayacağız.
Ulus Gazetesi 27 Temmuz 1970
Derin bir dünya görüşü ve insan sevgisi vardı
CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit: Profesör Balta'nın siyasal kişiliği ve devrimciliği, sağlam bir bilgi temeline olduğu kadar, ileri bir sosyal anlayışa, geniş bir dünya görüşüne ve engin bir insan sevgisine de dayanırdı. Profesör Balta'nın görüşleri, parti meclisinde, daima kuşku ve kaygıları silen bir ışık olmuş, tartışmaları kesin bir ağırlık taşımıştır.
Ulus Gazetesi 26 Temmuz 1970
Hiç falsosu olmadı
Doç.Dr. Mukbil Özyörük: Tahsin Balta, belirtmekten çok araştırma ve bulmanın peşindeydi. Evindeki zengin kitaplığının yanı sıra, fakülte kütüphanelerinde el attığı yüzlerce ve yüzlerce monografiyi ilk satırından son satırına nasıl didik didik ettiği bildiğimiz gerçeklerdendir. Biri ölüm günü matbaadan çıkan, ötekine de aynı gün ancak bir iki bahsin eklenmesi kalmış olan iki yeni kitabı, hukukçuların değerli rehberlerinden olacaktır. Prof. Balta, 1943'te siyasete atılmış, daha doğrusu, o devrin usulüne göre, akranı bazı meslektaşları gibi parlâmentoya devşirilmişti. Uzun süre, değişik bakanlıklarda bulundu; hiçbirinde falso vermedi, pot kırmadı. Bir politikacı değil, bir devlet adamıydı. 1950 yılında üniversiteye köklü bilginliğine devlet adamlığını da eklemiş olarak, okuttuğu Kamu Hukuku derslerinin nazariyatına, vakur ve başarılı bir devlet adamlığının tecrübe ve olgunluklarını da ekleyerek döndü.
Cumhuriyet Gazetesi 23 Temmuz 1970
Sağlam bir devlet adamı idi
Dr. Cemal Kiper: Tahsin Bekir Balta sağlam bir vekildi. Sağlam bir devlet adamı idi. O zamandan bu zamana politikanın aktif sahasından ayrıldıktan sonra gerek benim iki defaki umum müdürlüğüm zamanında ve diğer umum müdür arkadaşlarımın devrelerinde, yakın zamanlara kadar, sıkıştıkça, onun ilmi hazinesinden faydalanır ve birçok hukuki meseleleri ona sorar ve ondan kıymetli raporlar alırdık. Hukuk bilgisi, lisan kabiliyeti, idareciliği, tevazuu hiç bir zaman unutulmayacak ve inkâr edilemeyecek derecede büyük ve derindi.
Ulus Gazetesi 30 Temmuz 1970
Kendisi doğuştan bir diplomat ve çok iyi bir müzakereciydi
Prof. Dr. Cemal Mıhçıoğlu: Tahsin Hocamız genç meslektaşlarının yetişmesi için olanaklar hazırlamaktan zevk alır, onları yabancı üniversitelerde incelemelerde bulunmaya teşvik ederdi. Tahsin Hoca bilimsel alanda uluslararası temaslara büyük önem verir, bizleri bu nitelikteki kongre ve konferanslara katılmaya teşvik ederdi. Can ve duyarlığı vardı. Hiçbir zaman müfrit bir partizan durumuna düşmemiş ve nesnellikten ayrılmamıştır. Aynı çatı altında geçirdiğimiz ve önemli bir kısmı şiddetli siyasal çalkantılara sahne olan yirmi yıla yakın süre içinde bu yargıya gölge düşürebilecek en ufak bir sözüne ve hareketine tanık olmadım. Bu niteliğin dolayı, tamamen karşısında bulunduğu siyasî partilerin mensuplarından da saygı görmüştür. Tahsin Bekir Balta, Türk parlâmento hayatına bilimsel tutum ve yaklaşımı getiren seviyeli bir politika ve devlet adamıydı. Gerek milletvekili, gerek iktisat ve Çalışma Bakanı olarak bu hasletlerini parlak bir şekilde ispat etmişti. Sosyal konulara karşı olan ilgisini çeşitli vesilelerle dile getiren hocamız, ilk Çalışma Bakanlarından biri olarak bugün övgüyle anılan hizmetlerde bulunmuştur. Kendisi doğuştan bir diplomat ve çok iyi bir müzakereciydi.
Cumhuriyet Gazetesi 1 Ağustos 1970
Churchill, Herriot, Schumann, Tahsin Bekir Balta'yı pek beğenirlerdi
Kasım Gülek: Kardeşten yakındı Tahsin Bekir Balta bana. Kırk yıllık arkadaşımdı. İlk tanıştığımız vakit 1930 yılıydı ve ikimizde Berlin’de talebeydik. O devrin en büyük Hukuk bilginlerinden Profesör Martin Wolff, seminerde Balta'dan bahsederken “Dünya çapında bir zekâ ve bilgi hazinesi” der, talebelerine misal gösterirdi. Dünya çapında bir ilim adamı olmuştu. Ankara Üniversitesi Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültelerindeki öğretim faaliyeti dışında Oxford'ta, Berlin'de, Paris'te tanınırdı, oralarda konferanslar vermişti. Dünya dergilerinde yazıları çıkmıştı. Tahsin Bekir Balta'nın politikaya girmesine ben vesile oldum. CHP Genel Sekreteri Memduh Şevket Esendal'ın yardımcısı idim. 1943 seçimlerinde Balta'nın meclise girmesiyle eski yakın dostluğumuza bir de politika arkadaşlığı eklendi. Balta, Peker ve Saka kabinelerinde İktisat ve Çalışma Bakanlıkları’nda bulundu. Üniversitede başlayan arkadaşlığımızı, aynı kabine içinde ikimizde bakan olarak devam ettirdik. Churchill, Herriot, Schumann, Tahsin Bekir Balta'yı pek beğenirlerdi. Vefası sonsuzdu. Genel sekreterlikten ayrıldığım gece insafsız hücumlara karşı beni savunan bu insanın vefasını unutamam. Metin insandı. Çok sevdiği babasının ölüm haberi geldiği vakit yanındaydım. Baba kaybı ile içi yandığı o anda metanetini bozmadı. Sadece gözünden iki damla yaş geldi.
Dünya eşsiz bir insan kaybetti.
Ulus Gazetesi 1 Ağustos 1970
Yeşil- mavi kıyıların insanları onu hep gururla hatırlayacaklardır
Mümtaz Soysal: Profesör Balta, en güç koşullar ortasında, doğru ya da yanlış bir görüşle, anayasayı yapacak Kurucu Meclisin mutlaka genel seçimden çıkması gerektiğini savunan ve bunun için çok şerefle rol oynayabileceği kuruculuk çalışmasının dışında kalmayı bilen adamdı. Balta, çok kuvvetli Karadeniz şivesini hiç değiştirmemişti ve bildiği bütün dilleri de aynı şiveyle konuşurdu. Sürekli bir gelişme ve kendi kendini yenileme temposunun yanında, bu değişmez özellik, bazen bir temel bağlılığın, bir dik başlı sağlamlığın kıskançlıkla saklanan belirtisi gibi gelirdi dinleyenlere. Bilim ve politika çevrelerindeki yankısı kolay kolay silinmeyecek olan bu sesi, yeşil- mavi kıyıların insanları da herhalde hep gururla hatırlayacaklardır.
Milliyet Gazetesi 10 Ağustos 1970
Sporun her türlüsüne düşkündü
Prof. Dr. Nermin Abadan: Tahsin Hoca’nın yüzünü hatırlamağa çalıştığım zaman, ilk tanıdığım günden bu yana Karadeniz halkına özgü, kuvvetli hatlar ve sert çizgiler taşıyan kişilik sahibi yüzü ve rüzgârda uçuşan, çehresine değişik bir anlam kazandıran bembeyaz, gür saçları gözümün önüne gelmektedir. Bu saçlar kendine herkesin kolay kolay unutamayacağı çok sempatik bir görünüş kazandırıyordu. Doğup büyüdüğü Rize'nin Pazar kasabasının diğer delikanlıları gibi doğayı başarılı biçimde denetim altına almayı henüz küçük çocuk olarak yüzmekle öğrenmişti. Sporun her türlüsüne içtenlikle düşkündü. Henüz çevre kirliliği sorunu ortaya çıkmazdan çok önceleri yazın rahatça yüzebileceği temiz bir alan bulabilmek amacı ile kayığını alıp, Marmara denizinin engin ufuklarına doğru açılırdı. Dirençli bir sporcuydu.
Fatih Sultan KAR / İST.