“Hiç şüphesiz Allah’ın Kitabını okuyanlar, Namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli açık infakta bulunanlar işte ancak bu kimseler asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.
“Hiç şüphesiz Allah’ın Kitabını okuyanlar, Namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli açık infakta bulunanlar işte ancak bu kimseler asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler.
Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tamamıyla ödedikten başka lütfundan fazlasını da verecektir. Allah şüphesiz çok bağışlayıcıdır ve
Şükrün karşılığını da bol bol verendir.”
(Fatır: 35/29-30)
“Allah’a karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekâtını verin, yöneticilerinize (İslam’a uygun olan emirlerine) uyun,
Rabbinizin cennetine girin.”
(Müslim, İmare, 38; Tirmizi, Cuma, 80)
Soru:
Hocam, güzel dinimiz İslâm imanın hemen yanında salih ameller işlemeyi, ilmin hemen yanında ilme uygun güzel davranışlar ortaya koymayı ve ahlaklı olmayı emreder.
Çalışıp çabalamadan “cennete gitmek imkânı yok mu?”
Cevap:
İmanına uygun davranışlar ortaya koymayan ve hatta davranışları ve ahlaki özellikleri adeta imanını yalanlayan kimse, koskoca tarlasını bin bir meşakkat sürüp tohum ekmeyen kimse gibidir.
Böyle biri, “tarlayı sürdüm ya daha ne olacak” deyip tohumunu ekmediği tarlanın başında oturup hasat edeceği ürünün hayallerini kurmakla “bir şey elde edebilir mi?”
“Evet, bol bol ayrık otu ve bir sürü diken…”
İslâm, hiçbir değer ortaya koymadan ham hayaller peşinde koşturan değil, hayırda yarışan ve emek üreten Müslümanlara “ebedi kurtuluşu vadeden” bir dindir.
Baştaki ayet-i kerime ve hadisi şerif açık ve net…
Rabbim “Allah katında değer görecek salih ameller işlemeyi nasip eylsin!”