RAMAZAN GÜNLÜĞÜ;CÜZ : 14, Sayfa : 261-281,Sureler : Hicr ve Nahl sureleri.
CÜZ : 14
Sayfa : 261-281
Sureler : Hicr ve Nahl sureleri.
Konusu: Semud kavminin yaşadığı bölgenin adıdır Hicr. “Kayalık arazi ve kapalı havza” anlamına gelmektedir.
Surenin konusu “Kur’an, vahiy ve peygamberliktir.” İnsanın beden ve ruh varlığının yaratılış süreci ile İblisin Allah'tan gelen secde buyruğuna uymaması anlatılır. İyilerin uhrevi mükâfatları, Allah'ın rahmetinin genişliği; Hz. İbrahim ve Lût ile Eyke halkı ve Hicr halkıyla ilgili kısa bilgiler, Hz. Peygamber'e ve müminlere verilen müjdeler, inkârcılara yapılan uyarılar surenin belli başlı konulandır.
Lut Peygamberin eşinin “helâk olanlar arasında” sayılması manidardır.
Nahl suresi ise, Allah’tan “şifalı bal” üretmesi kendisine vahyedilen “bal arısından” dolayı bu ismi almıştır. “Ortalama ömrü birkaç ay olan arının bir yaratılma amacı olsun da, ilahi bir şaheser olan insanın bir yaratılış amacı olmasın mı?”
Surede şu vurgu yapılır: “Eğer Allah insanların yaptıkları zulümler yüzünden hemen enseleseydi yeryüzünde bir tek canlı varlık kalmazdı.”
Seçme ayetler:
(الر تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ وَقُرْاٰنٍ مُبٖينٍ)
“Elif Lam Ra. Bunlar Kitabın yani özünde açık ve (hakikatı) açıklayıcı olan ilahi hitabın ayetleridir.”(Hicr: 15/1)
(رُبَمَا يَوَدُّ الَّذٖينَ كَفَرُوا لَوْ كَانُوا مُسْلِمٖينَ)
“Bir gün gelecek, inkârda ısrar edenler “keşke biz de Müslüman olsaydık” diye hayıflanacaklar.”(Hicr: 15/2)
(ذَرْهُمْ يَاْكُلُوا وَيَتَمَتَّعُوا وَيُلْهِهِمُ الْاَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ)
“Ey Peygamber! Sen onları kendi hallerine bırak, yesinler, içsinler, dünya nimetlerinden biraz daha faydalansınlar bakalım. (Bitmez tükenmez) emelleri onları oyalasın dursun! Nasıl olsa başlarına neler geleceğini yakında öğrenecekler.”(Hicr: 15/3)
(وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا مِنَ السَّمَاءِ فَظَلُّوا فٖيهِ يَعْرُجُونَ)
“Bu inkârcılar (öyle inatçıdırlar ki,) Biz onlara gökten bir kapı açsak, onlar da bu kapıdan girip göğe yükselseler (gökyüzünün derinliklerinde dolaşsalar),
(لَقَالُوا اِنَّمَا سُكِّرَتْ اَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَسْحُورُونَ)
“Kesinlikle derlerdi ki, “al işte basiretimiz/ bağlandı, hiçbir şey göremez olduk. Daha da beteri, (galiba) biz topyekûn büyülendik.”(Hicr: 15/14-15)
(نَبِّئْ عِبَادٖى اَنّٖى اَنَا الْغَفُورُ الرَّحٖيمُ)
“Ey Peygamber! Haber ver kullarıma: Ben evet Ben, tarifsiz bir bağışlayıcı, eşsiz bir merhamet kaynağıyım!”
(وَ اَنَّ عَذَابٖى هُوَ الْعَذَابُ الْاَلٖيمُ)
“Ama (unutmasınlar ki,) en çok elem ve ıstırap veren azap da Benim azabım!”(Hicr: 15/49-50
Hadis-i Şerif:
(السَّمَاءِ عَنَانَ ذُنُوبُكَ بَلَغَتْ لَوْ آدَمَ ابنَ يَا)
(أُبَالِي ولَا لَكَ غَفَرْتُ تَنٖى اسْتَغْفَرْ ثُمَّ)
“Ey Âdemoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim!”(Tirmizi, Daavat, 106)