CÜZ : 13
Sayfa : 241-261
Sureler : Yusuf suresi 53. Ayetten sonrası, Ra’d ve İbrahim sureleri.
Konusu: Ra’d suresi adını on üçüncü ayette geçen “gök gürültüsü” kelimesinden almıştır. Bu surede ana konu “Hz. Peygamber’in getirdiği mesaj Haktır, hakikattir fakat insanların çoğu inkâr etmektedir.”
Yüce Allah bu surede “Hakkı yağmur suyuna benzetir.” Bu suyla dere yatakları taşar ve bu taşkınlık içinde suyun üzerinde çer, çöp ve köpükler birikir. İşte “batıl olan her şey suyun üzerindeki köpük gibidir.” Değersiz ve etkisizdir. Kaybolmaya mahkûmdur.
Hak-batıl noktasında ikinci bir benzetme yapılır: Maden ısıtıldığında altının üzerinde posalar oluşur. Kabuk ta diyebiliriz. “Batıl bu kabuğa/cürufa benzer” ve atılır. Hak ise “madenin esas cevheridir.” Her insan “köpük ya da temiz su; posa ya da cevher olmayı kendisi tercih eder.”
İbrahim suresinde, ilahi mesajın “karanlıktan aydınlığa çıkaran” özelliğine dikkat çekilir. Dünya hayatını ahirete tercih edenlerin kayıpta oldukları vurgulanır.
Bu surede dikkat çeken bir husus ta, kıyamet günü “kaybedenlerin suçu nasıl birbirine atacaklarını gösteren sahnenin” canlandırılmasıdır.
Seçme ayetler:
(لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتّٰى يُغَيِّرُوا مَا بِاَنْفُسِهِمْ وَاِذَا اَرَادَ اللّٰهُ بِقَوْمٍ سُوءًا فَلَا مَرَدَّ لَهُ وَمَا لَهُمْ مِنْ دُونِهٖ مِنْ وَالٍ)
'Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez; ve Allah insanlara (kendi kötülüklerinin bir sonucu olarak) bir felaket tattıracağı zaman hiçbir şey bunun önünde duramaz: çünkü onların, kendilerini O'na karşı koruyabilecek kimseleri yoktur.'(Ra'd: 13/11)
(لِلَّذٖينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمُ الْحُسْنٰى وَالَّذٖينَ لَمْ يَسْتَجٖيبُوا لَهُ لَوْ اَنَّ لَهُمْ مَا فِى الْاَرْضِ جَمٖيعًا وَمِثْلَهُ مَعَهُ لَافْتَدَوْا بِهٖ اُولٰئِكَ لَهُمْ سُوءُ الْحِسَابِ وَمَاْوٰيهُمْ جَهَنَّمُ وَبِئْسَ الْمِهَادُ)
'Rablerinin çağrısına/emrine uyanlar için mükâfatın en güzeli vardır. O'nun çağrısına uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, (Allah'ın azabından) kurtulmak için hepsini fidye olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. Orası ne kötü bir son duraktır.'(Ra'd: 13/18)
(جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْ وَالْمَلٰئِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ)
'Bu sonuç da Adn cennetleridir. Atalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla beraber oraya girerler. Melekler de her bir kapıdan yanlarına girerler (ve şöyle derler):'(13/23)
(سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِ)
'Selam sizlere! (Bu Rabbinizin rızasını elde etme yolundaki) direncinizin bir sonucudur. Bakın işte: dâr(-ı dünyanın) ardından gelen mutlu son, ne muhteşemdir!'(13/24)
Hadis-i Şerif:
(حَاسِبُوا أَنْفُسَكُمْ قَبْلَ أَنْ تُحَاسَبُوا)
“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin!”(Hz. Ömer (ra)
