CÜZ : 19
Sayfa : 361-381
Sureler : Furkan suresi 20. Ayetten, Şuara ve Neml suresi 55. Ayete kadar.
Konusu: Furkan, “İyiyi kötüden ayıran” hem de “iyi ile kötü kendisi sayesinde fark edilen” manasına gelir. Surenin konusu ilahi mesaj olan vahiydir. Vahyin mahiyet, illet, hikmet, maksat ve önemine yoğun bir şekilde temas edilir.
“Kendilerine Allah’ın ayetleri hatırlatıldığı zaman bu ayetlere karşı kör ve sağır gibi davranmazlar, can kulağıyla dinlerler” ayeti vahye karşı takınılması gereken tavrı öğretir.
Şuara suresi “şairler” anlamına gelmekte olup adını son ayetten alır. Hakikati çarpıtmaya çalışan şairler eleştirilir. Surede inkârcılara üzülen Hz. Peygamber teselli edilmektedir.
“Hz. Peygamber için Musa ve İbrahim peygamber örnek gösterilirken, inkârcı muhataplar için de Nuh, Ad, Semud, Lut ve Eykelilerin akıbeti ibret olarak gösterilir. Surede anlatılan her sapkın kavim, esasen insanlık hayatındaki temel bir sapma türüne işaret eder.”
Her kıssanın sonunda, tam sekiz kez şu hakikat idraklere sunulur: “Şüphesiz bunda çıkarılacak ibret dersleri vardır, fakat insanların çoğu yine de inanmayacaktır.”
Seçme ayetler:
(وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلٰى يَدَيْهِ يَقُولُ يَا لَيْتَنِى اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبٖيلًا23.1*************)
“İşte o gün, haddi aşmış olan kişi (aldanmanın pişmanlığıyla) elini ısırarak diyecek ki: Ah n’olaydım! Keşke Rasul ile birlikte bir yol tutmuş olaydım!”
(يَا وَيْلَتٰى لَيْتَنٖى لَمْ اَتَّخِذْ فُلَانًا خَلٖيلًا23.2*************)
“Vah n’olaydım! Keşke falanca/şeytan tabiatlı kişiyi kendime yol gösterici bir dost tutmasaydım!”
(لَقَدْ اَضَلَّنٖى عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ اِذْ جَاءَنٖى وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْاِنْسَانِ خَذُولًا)
“Yemin ederim ki, bana okunup anlatılan Kur’an’dan beni uzaklaştıran odur. Evet, zaten (kişiyi vahiyden) uzaklaştıran her tür şer güç insanı işte böyle yüzüstü bırakır!”(Furkan: 25/27-29)
(قُلْ مَا يَعْبَٶُا بِكُمْ رَبّٖى لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا)
“Ey Peygamber! Müminlere de ki, eğer sizin duanız; iman ve ibadetiniz olmasa Rabbim size niçin değer verecekti ki? Kafirlere de de ki, sonuçta siz de yalanlamış bulunuyorsunuz, bundan böyle inkârınız sizin yakanızı asla bırakmayacaktır.”(Furkan: 25/77)
Hadis-i Şerif:
( يَنْفَعُ لَا عِلْمٍ مِنْ بِكَ أَعُوذُ إِنِّي اَللّٰهُمَّ)
(يَخْشَعُ لَا قَلْبٍ وَمِنْ)
( تَشْبَعُ لَا نَفْسٍ وَمِنْ)
(يُسْمَعُ لَا دُعَاءٍ وَمِنْ)
“Allah’ım! Faydasız ilimden, huşu duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul olmayacak duadan sana sığınırım!”(Müslim, Zikir, 73)
