RAMAZAN GÜNLÜĞÜ;CÜZ : 18;Sayfa : 341-361;Sureler : Müminun, Nur ve Furkan suresi 20. Ayete kadar.
Yusuf Kambur İlahiyatçı-Yazar
CÜZ : 18
Sayfa : 341-361
Sureler : Müminun, Nur ve Furkan suresi 20. Ayete kadar.
Konusu: Sure adını “iman edenlerden” almıştır. İlk 11 ayeti kâmil müminin özelliklerinden bahsetmektedir. “Felaha, kurtuluşa ulaşmak için neler yapmalıyım?” sorusunun cevabı vardır.
Daha sonra kâinatın yaratılış hikmetleri, önceki peygamberlerin mücadeleleri ortaya konduktan sonra şu temel ilke insanlık benliğine sunulur: “Dünya hayatındaki şaşalı, müreffeh bir yaşam mutlak anlamda Allah katındaki fazilete işaret etmez!Bu dünyada sıkıntılar içinde yaşamak ta Allah tarafından cezalandırılmanın göstergesi değildir.” Hayatın bütünü bir imtihandır.
Nur suresi özellikle “kadın-erkek” ilişkilerini aydınlatan suredir. Kadın erkek ilişkilerine ölçü getirir ve sağlıklı bir zemine oturtur. Kadının “dişiliğini değil kişiliğini öne çıkarmayı” tavsiye eder. Kadın bedeninin “kamuya” açılmasını yasaklar.
Furkan suresinde dikkat çekici bir kıyamet sahnesi idraklere sunulur: “(Peygamber o gün diyecek ki,) Rabbim! Benim ümmetim bu Kur’an’a, devri geçtiği için terk edilmiş bir kutsal kitap muamelesi yaptı”
Seçme ayetler:
(قَدْ اَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ)
“Doğrusu gereği gibi iman edenler gerçek kurtuluşa erecekler.”
(اَلَّذٖينَ هُمْ فٖى صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ)
“Onlar ki, namazlarında derin bir ürperti ve tevazu içinde olurlar.”
(وَالَّذٖينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ)
“Onlar boş sözlerden, faydasız işlerden uzak dururlar.”
(وَالَّذٖينَ هُمْ لِلزَّكٰوةِ فَاعِلُونَ)
“Arınmak için zekât verirler/gerekeni yaparlar.”
(وَالَّذٖينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُون)
(اِلَّا عَلٰى اَزْوَاجِهِمْ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَاِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومٖينَ)
(فَمَنِ ابْتَغٰى وَرَاءَ ذٰلِكَ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْعَادُونَ)
“Onlar ki, iffetlerini muhafaza ederler. Sadece eşleriyle veya ellerinin altında olanlarla yetinirler, bundan dolayı da kınanacak değillerdir. Ama bu sınırın ötesine geçen kimseler haddi aşmış kimselerdir.”
(وَالَّذٖينَ هُمْ لِاَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ)
“Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler.”
(وَالَّذٖينَ هُمْ عَلٰى صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ)
“Onlar ki, namazları üzerine titizlenir/titrerler.”
(اُولٰئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ)
(اَلَّذٖينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ)
“İşte onlar mutluluk yurduna/ilahi nimetlere varis olacaklardır. Onlar ki, Firdevs/görkemli cennetlerin mirasçısı olacak, orada ebedi kalacaklardır.”(Müminun: 23/1-11)
Hadis-i Şerif:
(الْخُلُقِ حُسْنُ اَلإِسْلاَمُ)
“İslâm güzel ahlaktır.”(Kenzu’l-Ummal, 5225)