Tarih: 30.06.2014 19:46

Pazarlı Hemşehrimiz Beyazıt Ramazan sohbetinde konuştu

Facebook Twitter Linked-in

Risale Haber - Haber Merkezi

Türkiye Diyanet Vakfı'nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.'nin katkılarıyla gerçekleşen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı açılışla birlikte yoğun bir ziyaretçi akınına uğradı ve hafta sonunu yüzleri güldüren bir okuyucu bereketi ile noktaladı. Bu yıl Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde yapılan ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (ESKADER) katkılarıyla organize edilen Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nin ikinci konuşmacısı ise Mesnevî sohbetleriyle tanınan eğitimci yazar Dursun Ali Taşçı oldu.

İnsan ve terbiye merkezli bir konuşma yapan Dursun Ali Taşçı, Ramazan'ın İslam âlemine barış getirmesini dilerken dinleyenleri düşünmeye sevk eden bir doyumsuz bir sohbet gerçekleştirdi. Takdimini Fuar Basın Danışmanı ve ESKADER Genel Sekreteri Elif Sönmezışık'ın yaptığı programda, tasavvufî değerler üzerinden insanı tanımlayan Taşçı, Kur'an'dan, hadislerden, ulema, urefadan ve zaman zaman Batılı filozoflardan ilgi çekici alıntılar yaparak insan terbiyesinin niçin ve nasıl olması gerektiği ve bunların manevî sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

TERBİYE EKSİLDİKÇE ZALİMLEŞİYORUZ

'Terbiye üzerine konuşmadığımızdan beri, insan daha da zalimleşti.' diyerek sözlerine başlayan Dursun Ali Taşçı, uygarlık ve medeniyet aynı olmadığı gibi eğitim ve terbiyenin de aynıolamayacağını ifade etti. İnsanın fanilik duygusunun müthiş bir kimlik oluşturduğunu dile getiren Taşçı, insanın ne olduğu ve olacağı sorularına insanlık tarihi boyunca bir cevap bulunamadığına dikkat çekti. Peygamber Efendimizin 'Çocuklarınıza bırakacağınız en değerli miras iyi bir ahlaktır.' hadisi naklederek ahlakın niteliğine değinen Dursun Ali Taşçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bir insan kendini bulamamışsa dünyanın tek başına kralı da olsa zalimdir. Dünyada verilen eğitimden geçenler bu dünyayı kana buluyor. Kişi kendini bildiği sürece insandır. Hakk'ı da böylece tanıyabilir. Rum Suresi 30. ayette fıtrat kavramı geçiyor. Bunun sonucunda Allah'ın yasakladığı bir şeyi insan yaparsa insanlıktan çıkar. Din bir araçtır, onunla insan yapılır. Kim o aracı kullanmazsa insan yapamaz. Zalim bir insan bir toplumun başına geçince Firavunlaşır, o zaman her şey daha kötü olur. Özellikle ilkokulda iyi bir öğretmen bulmak gerekir. Kötü eğitim yüzünden çocuklarımızı kurban veriyoruz. Bir insanın zihin dünyasında sonsuzluğa çıkacak bir kapı yoksa o esaret hayatı yaşıyordur. Bu bakımdan fıtrat çok önemlidir, ancak dünya eğitim sisteminin hiçbir yerinde fıtrat kavramı yer almaz. Maddenin atomunu öğrettik ama insanın atomunu öğretemedik. Dünyadaki yaygın eğitim sistemiyle ancak bir zalim yetiştirebilir.'

FÂNİSİN, MUTLULUK ARAMA

İnsanın fıtratını tanımadığında hayvandan aşağı konuma indiğini anlatan Dursun Ali Taşçı, Allah'ın dünyayı biz insan olalım diye yarattığını, nötr bir halde doğan insanın mutlaka terbiye edilmesi gerektiğini vurguladı. Özel hayatında iyi huylu olmayan insanın sosyal hayatta iyi huylu bilinmesinin bir anlamı olmayacağını söyleyen Taşçı, faniliğin olduğu yerde mutlak mutluluğun aranamayacağını, her an her şeyin olabileceği bir düzlemde acabalar içinde olan insanın kuşkularla mutsuz olacağını belirtti. İnsan-ı kâmil olmayı olgun bir meyve olmaya benzeten Dursun Ali Taşçı, insanın yaradılış meziyetlerini korumak için çok güçlü olması gerektiğini, vahyin ışığı olmadan insanın akıl gözünün bir işe yaramadığını, ifade ederek terbiyeyi şöyle tanımladı:

TERBİYE RABBANİ OLMAKTIR

'Terbiye, Rabb'in insandaki tecellisidir, fıtratın gelişim sürecidir, yani Rabbani olmaktır. Bana göre terbiyenin başka tanımı yoktur. Fıtratınızı ne kadar kemale erdirebilirseniz, o kadar terbiye olursunuz. Kur'an'daki Lokman Suresi'ndeki tavsiyeler insanı terbiye eder. Nasıl yürüneceği, nasıl konuşulacağı anlatılır. Hepimiz düşünüp, yapıp, söylediklerimizden ibaretiz. İnsanın yaradılışındaki zaafları bilmek zorundayız. O zaaflara yaklaşmamak bir emirdir. Onun için bizim Peygamberî bir ruh taşıyan muallimlere ihtiyacımız var. Aile dediğimiz unsur çok önemli. Ebeveyn özellikle ibadetiyle çocuklarına örnek olup terbiye edebilir. Ezan sesi ile büyüyen çocuklar en azından kültürel Müslüman'dır. Kendi yaradılış sistemi ile bütünleşen insan olgunlaşabilir.' 


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —