ABDULLAH UZUN
31 Mart 2024 Pazar günü yapılan yerel seçimlerde İktidar Partisi AK Parti ağır bir yenilgiye uğradı. Oysa geçen yaz yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zafere ulaşmıştı.
Peki, neden AK Parti 31 Mart Yerel seçimlerinde böyle bir tablo yaşadı. Ben ülke geneline yeri geldiğinde, genelde ilçemiz Pazar’da seçim sonuçlarını değerlendireceğim.
Bu benim değerlendirmelerimdir. Tabi ki bir başkası olayı farklı yorumlayabilir.
Bu seçimler hakkında herkesin kendine göre bir fikri oluştu. En çok dile getirilen ise Ekonomik sıkıntıların zirve yapmasıydı.
Evet, nedenlerden biridir. Ama AK Parti eğer ekonomik nedenlerden dolayı bu yenilgiyi aldıysa Çayeli, Pazar, Ardeşen ve Fındıklı’yı kaybetmesine rağmen neden Çamlıhemşin ve Hemşin’i kazandı.
Hatta, AK Parti Arhavi Ardanuç ve Şavşat’ta seçimi kazanırken, CHP’nin kalesi olarak bilinen Ardanuç’ta seçimi kazanmasını neye yorumlayacağız.
Deme ki, sadece ekonomik sorunlar değil, başka sorunlarda bu seçimlerde “NET” olarak ortaya çıktı.
Aslında, Seçim sonuçları yalnızca emeklilere ve ekonomik sıkıntılara bağlanmamalı. Öyle olsaydı Hemşin ve Çamlıhemşin’de adayları Halim Kazım Bekar ve Ömer Altun kazanamazdı? bu yerlerde emekli yok muydu? Kısacası AK Parti bu ekonomik zorlukta da olsa, doğru adamları da bulamadı
AK Parti o kurulduğu yıllardaki Partiden çok uzaklaştı. Partiye mensup birilerinin dediği gibi" AKPE" leşti.
Partinin kuruluşunda görev alan Fedakârlar, cefakârlar kenara köşeye itildi. Bu seçimlerde ve öncesinde ne arandı, ne de fikirlerine başvuruldu.
AK parti, halka dokunmayınca, halk AK Partiye dokundu
CHP başarılı olduğu için seçimi kazanmadı, AK Parti halka dokunamadığı için seçimi kaybetti.
Küskün, kırgın ciddi oranda Ak parti seçmeni sandığa oy vermeye gitmedi.
Sola oy vermek te istemeyen Ak partili seçmen, bir alternatif olarak, Yeniden Refah Partisi’ne yöneldi, oy verdi.
Öncelikle yiğidi öldürelim ama hakkını teslim edelim ki, bu hükümet birçok açıdan cumhuriyet tarihinin en iyi hükümetidir.
Güçlü devlet adına, çok şeylerin başarıyla yapıldığını gören millet, uzun yıllarca iktidarı, takdir ederek iktidarda tuttu, destekledi.
Ama- “MUTLU MİLLET”- adına aynı başarı yakalanamayınca, bu destek her geçen gün azaldı.
Ve bunun bedeli ağır oldu. Belediyeler teker teker kaybedildi.
Kazanan Belediyeler nasıl oldu da bu başarıyı yakaladı.
Pazar AK Parti teşkilatından 11 aday adayı, Belediye başkanlığı başvurusunda bulundu.
CHP adayını açıkladı. Sokaklarda seçim çalışması başlattı. Pazar AK Parti belirsizliği uzun süre devam etti.
Nihayetinde aday olarak Ekrem Kılıç’ta karar kılındı.
Bu açıklama diğer 10 aday da “ŞOK” etkisi yaptı.
Gerçi son bir haftada 3 isim öne çıkmış bunlardan biride Ekrem Kılıç’tı. Kılıç sahaya indi. Çalışmalara başladı. CHP’nin ilçedeki yükselen grafiğini biraz dengeye getirdi. Ama Parti içinde bir türlü birlik sağlanamadı. Kerhen destek veren kırgın aday adaylarının hali ilçedeki vatandaşlarında gözünden kaçmadı.
AK Parti adayı açıklandığından seçim gününe kadar Ekrem Kılıç tek başına, İlçe başkanı veya bir iki eski partililerle kampanya yürüttü. Kendisi ilçede tanınmasına rağmen propagandasında yanındayım diyenler çok hatalar yaptı. Öyle olmasaydı seçimi kazanırdı. Hemşin-Çamlıhemşin örneğinde olduğu gibi.
İftar yemeğe düzenlendi. Halktan kopuk, eski bakanlar, yeni bakanlar, eski milletvekilleri, yeni milletvekilleri, bürokratlar adeta boy gösterisi yaptılar. Bu bana göre olumsuz bir tepkiye dönüştü.
Eskiden garibanlar ziyaret edilip evlerde “İFTAR” yapılırdı. AK Parti bu yönüyle tanınırdı. Yeni Jenerasyon iftarları kapalı alanlara ve belirli zümrelere taşıdı.(Cumhurbaşkanımız hariç)
Halka samimi yanaşılmadı. Kucaklaşmalar, sarılmalar bile bunu gösteriyordu. Partinin tecrübeli ağabeyleri sahaya hiç inmedi. Bunlar, aday ve ilçe teşkilatı tarafından aranıp sorulmadı. Adeta “SEÇİMİ KAZANDIK” havasıyla çalışmalara devam edildi.
CHP İlçede AK Partinin o insanların gönlüne hitap eden yaklaşımını çok güzel yürüttü.(Bunun CHP değerlendirmelerimde detaylı yazacağım)
AK Parti adayı AK teşkilatlarda gelen biri değildi. Yani kan uyuşmazlığı da ortaya çıktı. Bunu kapatacak olan İlçe teşkilatı, eski partililer ve gönüllü AK Partililere zaten hiç ulaşılmadı. Ulaşmak istenmedi. Rehavet içinde “kazandık” edasıyla yola devam edildi.
İlçenin Bakanı Osman Aşkın Bak, diğer ilçeler ve ilde gördüğü ilgiyi nedense Pazar’da görmedi, göremedi. Bunun birçok nedeni var ve o konulara girmiyorum.
2 Rize Milletvekili sahaya zaman zaman çıktı. Konuşmaları, gezmeleri çok fazla samimi görünmedi. Bunlarda seçmenden karşılık görmedi. Küskünlerle toplantılar yapılmasına rağmen, onları faal olarak sahaya çalışma yapmaya çıkaramadılar.
Sonuçta, Pazar’da seçim sadece ekonomik krizle değil, yanlış seçim çalışması, stratejinin net olarak vatandaştan yana olmayışı, bu sonuçları meydana getirdi.
Sandıklar açılıncaya kadar oy hesapları yapıp kazandık gözüyle bakılan seçim, sandıklar açılmaya başlayınca adeta şoka dönüştü. Kılıç, kendi mahallesinden bile yeterli oyu alamadı.
Şimdi önlerinde çok uzun bir zaman var. ”NEREDE HATA YAPTIK” diye oturup değerlendirme yaparlarsa birçok yanlışın bu sonucu getirdiğini göreceklerdir.
Erdoğan, “bu kaybedişin sorumluları mutlaka bulunacak” dedi. Bakalım bu mağlubiyeti Çayeli, Pazar, Ardeşen ve Fındıklı’ya yaşatanlara kesilecek olan öncelikle Bakan Bak, Milletvekilleri Avcı ve Mertoğlu, Sahada gezen ve iktidarın nimetlerinden istifade eden bürokratların faturasını bende merakla bekliyorum.
Yoksa kenara köşeye itilmiş eski cefakâr partililer mi, ziyaret edilmeyen eski teşkilat görevlilerimi, nokta atış yapılarak gidilen yerlerin dışında kenarda köşede sessiz ve sedasız 31 Mart sonuçlarını bekleyen vatandaşlar mı tekrar fatura ödeyecek.
Bu seçim bir önceki seçimle birlikte düşünüldüğünde
Halk şu genel mesajı vermiştir.
1.Ey Tayyip sana çok güveniyoruz. Ancak ekibini iyi seçemedin. Ekonomiyi düzeltmelisin. Halkına dokunmalısın. Yoksa geleceğin yok. Siyasi hayatın, partinle birlikte biter.
Ve muhalefete de
2.Ey muhalefet alın size altın bir fırsat. Bunu da değerlendiremezseniz, önümüzdeki seçim tabela partisi olursunuz.