Hızır Ali Telatar
Tarihçi-Yazar
Eski Pazar Belediye Başkanı
İkinci Dünya savaşından sonra Amerika’nın öncülüğünde Soğuk savaş döneminde Nato adı altında Askeri oluşum kurulmuştur.Türkiye Kore savaşında gösterdiği başarıdan sonra birliğe Şubat 1952 de dahil edilmiştir.Türkiye Nato ya girdikten yedi ay sonra İzmir’e ilk üssü açılmıştır.Bunun akabinde Karadeniz sahillerinde ve Türkiye genelinde Radar üsleri ve Füze rampaları kurulmaya başlandı.Pazar da kurulan Radar da bunlardan biridir.Natonun finansörlüğünde bir Fransız firmasına verildi.
Fransız firmasın Proje müdürü Portıkal isminde bir mühendisti.Zamanın en iyi oteli olan Basa Palas’a yerleştiler.Portikal Pazar halkı ile iyi ilişki kurdu.İşçi ve ustaları Radar’a yakın bölgeden temin etti.İşi bittikten sonra Pazar’la ilişkisini kesmedi.Fransaya giden Pazarlı işçileri bulup,hasret giderdi.Radar’ın sayesinde Hisarlı köyü asfalt yola ve elektriğe kavuştu.Yine radar sayesinde ,Rizeden önce ,Pazar1983 yılında otomatık telefona geçti.Tesisler açılınca Alay seviyesinde asker geldi.Pazar’da ekonomi canlandı,boş evler Subay ,Assubaya kiraya verildi.İlçenin yaşantısı değişti.Askeri doktorlardan faydalanıldı.Merkezde Askeri Gazino,Hamidi’ye de plaj açıldı.2000 den sonra Radarların teknolojileri yenilendikten sonra birlik Bölük seviyesine düşürüldü.Sistem olarak Erzurum’a bağlandı.
Karadeniz de Nato tarafından kurulan izleme Radarları Rusya yı endişelendirdi.1957 Eylül ayında Rus yapımı iki kişilik 860 bordo numaralı Su-54 Keşif/saldırı uçağı, kurulmakta olan Radarları izlemek için sınırlarımıza girdi.Uçuş esnasında arızalanan casus uçak Pazar hamidiye sahiline mecburi iniş yaptı.Mecburi iniş olayını hatırlıyorum.Uçak çok alçaktan gürültülü bir şekilde köyümüzün üzerinden geçti.Korkudan eve kaçtım.o tarihlerde Hamidiye sahilleri kumsal olup,yerleşim yoktu.Pazar –Ardeşen kara yolu trafikten girip,yar başından Fırtına’ya inmekte idi.Uçak iniş yapmadan önce yakıtını denize boşaltıp,kanadın yarısı deniz içinde,yarısı kumsalda olmak üzere inişi tamamladı.
Olay haber alındığında Jandarma Karakol komutanı Üsteğmen ve sonradan Jandarma Genel Komutanı olan Hulusi SAYIN Paşa ,Kaymakam dan aldığı araç( Jeep )’le olay yerine gidiyor.Giderken ,yeni kurulmakta olan Radar için hazır İstihkam taburundan bir manga askeri de yanına alıyor.Olay yerine gelindiğinde uçağın başında Hamidiyeli bir avcı vatandaşımız tüfekle siperde bekliyor.Rus pilotlardan Yüzbaşı olan,uçaktan çıkmış,yarı beline kadar suda telsiz kablolarını toplamaktadır.Yüzbaşının üniformasının önü madalyalar ile dolu idi.Askerlerimiz iki Rus pilotunu teslim alarak karakola geliyorlar.Getirilen pilotlardan biri Yüzbaşı,diğeri Üsteğmen rütbesinde idiler.Her ikisi ayrı,ayrı nezarete alınmadan önce ,Yüzbaşının elbiseleri en yakın ekmek fırınında kurutuldu.Eskiden Rusya ya çalışmaya giden çok olduğundan tercüman bulmada güçlük çekilmedi.Jandarmanın üstünde olan Polis Karakolu bekçisi,İbrahim Terzi tercüman olarak getirildi.İlk olarak Rize ve Ankara ya telgraf çekilerek bildirildi.Ertesi gün uçakla Natodan gelen Amerikalılar uçağı inceleyerek,teknik bilgileri not aldılar.Fotoğraflarını çektiler.
Hulusi üsteğmen ilk olarak Yüzbaşının ifadesini almak istedi.Rus Yüzbaşı” rütbe olarak sizden üstüm,ifade veremem”dedi.Ankara dan ekip gelene kadar ,Pilotlara iyi davranıldı.Nezarethaneye otelden karyola,yatak ve Lokantadan yemek getirtildi.Fakat gelen yemeği Yüzbaşı yemedi.Nedeni sorulunca “bu yemeklerin hepsi benimi?”dedi.” Evet,bu günden sonra misafirimizsınız,Türkiye ye hoş geldiniz”, denilince yemeye başladı.İki gün sonra Ankara dan biri Kurmay iki Albay geldiler.Kurmay Albay karakolda bulunan Vali,Kaymakam ve askeri erkana,”ifadeyi acele edip daktilo etmeyeceğiz.Yavaş yavaş sohbet şeklinde konuşturacağını,sıkılılarsa ara vereceklerini belirtiyor.Vali Bey ikisinin bir arada ifadesinin alınmasının doğru olmadığını söylüyor.Albay sayın Valim onlar sadece iki dil bilebilirler,fakat ben yedi dil bilmekteyim.Keşke gizli konuşsalar da geliş nedenlerini anlasak.İlk defa Yüzbaşı çağrılıyor.Yüzbaşı heyetin içinde iki yüksek rütbeliyi görünce esas duruşa geçiyor,kıpırdamadan bekliyor.Albayımız ”Yüzbaşım geçmiş olsun,hoş geldiniz diyor.Fakat Yüzbaşında hareket yok.On dakika ısrar dan sonra rahatlayıp oturuyor.Peşine arkadaşı üsteğmen çağrılıyor.Oda esas duruşa geçip bekliyor.onada rahat olmasını,arkadaşı ile görüşebileceği söyleniyor.Bunun üzerine kucaklaşarak ağlamaya başlıyorlar.İki gündür nerde olduklarından haberleri yoktu.Alınan ifadeler sabaha kadar sürüyor,daktilo ediliyor,sabah ezanında bitiyor.Pilotlar ifadelerinde:Tiflisten Batuma gelirken,rotalarının bozulduğunu,Türk hava sahasına girdiklerini anlayınca dönmek istediklerinive bu esnada uçağın arıza yaptığını,iniş zorunda kaldıklarını,başka bir amaçlarının olmadığını,Türklerden memnun kaldıklarını,asıl korkularının serbest kaldıktan sonra,Rusya da başına gelecekleri ifade ettiler.Tabiki öyle diyecekler.Asıl gayeleri Radar yerini ve ne zaman faaliyete geçeceğini havadan keşif yapmak.İfadeler tamamlandıktan sonra her ikisi ayrı araçlarla Ankara ya götürüldüler.
Haberi alan Ruslar,Batum üzerinden Pazar’a geliyorlar.Türkiyenin müsaadesi üzerine bir ton odun ve bir teneke Gaz yağı alarak Uçağın enkazını kimse incelemesin diye yakıyorlar.Amarikalıların incelediklerinden haberleri yok.Yanmıyan parçaları da bir motor kiralayıp denizin açığına getirip batırıyorlar.
Korgeneral Hulusi Sayın,
28 Nisan 1926’da Elazığ’da doğmuştu.
1945 yılında Askerî Lise’den, 1948 yılında Harp Okulu’ndan, 1950’de Piyade Okulu’ndan, 1952’de Jandarma Subay Okulu’ndan ve 1964 yılında da Harp Akademisi’nden mezun olmuştu.
İlk görevi Gemerek İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı olan Hulusi Sayın, 1956 yılında Reyhanlı Hudut Bölük Komutanlığı yapmış. 1959 yılında İtalyan Jandarma Teşkilâtı Carabinieri de bir yıl süreyle görevde bulunmuş. Türkiye’ye döndükten sonra 1972 yılına kadar Jandarma Genel Komutanlığı karargâhında Harekât ve İstihbarat şubelerinde çalışmış. 1974 yılında Tuğgeneral olduktan sonra Mardin Sınır Tugay Komutanlığı’na atanmıştı.
1978 yılında Jandarma Genel Komutanlığı Yar Başkanı iken emekli edilen Hulusi Sayın, haksız eylemden emekli edildiği gerekçesi ile idare aleyhine dava açmış. 1980 yılında davayı kazanarak TSK’ya dönmüş ve 1978 yılından geçerli olmak üzere Tümgenerallik hakkı kazanmış. Jandarma Eğitim Tümen Komutanlığı’na atanmış, ardından 1985 yılında Korgeneralliğe terfi ederek, Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanlığı yapmıştı.
1987 yılında, PKK’ya karşı etkili bir mücadele yürüten Olağanüstü Hal Bölgesi Jandarma Asayiş Kolordusu’nu kurmuş. 1988 yılında görevi 1 yıl uzatılmış… Bu görevini 30 Mart 1989 tarihinde Korgeneral İsmail Selen’e devretmiş… Jandarma Genel Komutan Yardımcılığına atanmıştı.
1989 yılı 30 Ağustos’unda emekliye ayrılan Hulusi Sayın, aynı yılın Ekim ayında dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından Başbakanlık Güvenlik Baş müşavirliği görevine getirilmişti. Evli ve 4 çocuk babasıydı.30.01.1991 de evinin önünde terör örgütleri tarafından şehit edildi.Pazar’ı hiç unutmadı.Tanıdıkları ile dostluğunu sürdürdü.Pazardan gelen asker çocuklarla bizzat ilgilenirdi.