İşte Kaya’nın okuduğu o açıklama:
Bundan 4 yıl önce bir katliama tanık oldu dünya… Türkiye’den kalkan, yükü insanlık onuru olan, derdi İslam Ümmetinin yetimleri, Filistinli Kardeşlerimize destek olmak olan Mavi Marmara Gemisi insan soyunun en iğrenç ve şeytani taraflarını toplayan en iğrenç gücü olan Kapitalizmin eli kanlı devleti Faşist- Siyonist İsrail Askerlerinin baskınına uğramıştır. Uluslararası sularda seyreden bu gemiye yapılan, hiçbir hukuk tanımayan bu kanlı baskın sonucunda, yüreğinde ezilen Filistin Halkıyla dayanışma içinde olmak gibi kutlu bir dava taşıyan 9 güzel insan, 9 kardeşimiz, şehid oldu. Yapılan saldırıda ağır yaralanan ve
4 yılı bitkisel hayatta geçen Süleyman Uğur Söylemez kardeşimiz de bundan yaklaşık iki hafta önce şehit olmuştur.
Bu onurlu ölüm, yok oluş değil, bir diriliş müjdesidir. Çünkü insanlığın vicdanını paylaşan güzel insanların ortak yargısıdır ki
Faşist- Siyonist İsrail bir turnusol kâğıdıdır.
İsraile karşı nasıl duruyorsanız o kadar insansınız.
Yani İnsanlığın vicdanında kanlı bir tümör misali duran Siyonistlere ne kadar tavırlıysanız, bu konuda ne kadar mücadele veriyorsanız o kadar iyi ve kötü mücadelesinde iyi olanın yanında yer almışsınızdır demektir.
Öyle olmasaydı , Roger Garaudy ,
[İsrail Terör ve Mitler]kitabını ne olursa olsun , hangi bedelleri öderse ödesin yazar, Deniz Gezmiş ve arkadaşları 1960 ların Türkiyesinden kalkıp FKÖ ile beraberİsraille savaşır, Rachel Kore çok uzak diyardan gelip , parlak bir geleceği reddederek buldozerlerin altında can verir miydi? Rabbim tüm onurlu insanlara Siyonist- Faşist İsraile Karşı Mücadele olanaklarını nasib etsin…
Mavi Marmara’yı basan İsrail aslında neyi vurdu? İsrail,
insanlık onurunu vurdu. İsrail vicdanı vurdu. İsrail, güce değil hakka tapan anlayışı vurdu. Fakat başta İsrail olmak üzere yeryüzünün tüm zalimleri bilsinler ki, insanlık onuru vurulamaz.
Ey soysuzluğun ve kalleşliğin kahpe temsilcileri…. Bilin ki vicdana kurşun geçmez… Ey insanlığın yüzkarası zalimler… Ne kadar baskın yaparsanız yapın… Ne kadar batırmak isterseniz isteyin Mavi Marmaraları, biliniz ki tüm denizleri kurutsanız bile, yine de ezilenlerin gözyaşları denizlerdeki suları yükseltecek, Mavi Marmaralar yine yollarına devam edeceklerdir. Dünyanın bütün zalimleri bilsinler ki onların bir oyunları, bir planları varsa,
Allahın da bir planı var ve bu dünyanın yoksul ve zulme uğramışları Allahın planlarına memur olmaları yakındır.
Mavi Marmara şehitlerine selam olsun ki bu kirli dünyada hala daha insan kalabilmiş güzide yüreklerin var olduğunu bize göstererek umut aşıladılar bizlere… Güneş doğuyorsa elbette iyi insanlar hala daha var olduğundandır yargısına örnek teşkil ettiler şehadetleriyle…
Onlar mazlumların defterine adlarını şehadet kanlarıyla yazdılar…
Bu faşist , Siyonist çete , dünyada kendini insanlığın vicdanında konuşlayacağı hiçbir yer bulamayacaktır.
Bu 10 güzel insan insanlığın ideallerinin kalbi olan Kudüs’e adlarını ışıkla yazdıracaklardır. Bu noktada İsraile ve Kapitalizme karşı direnen tüm güçleri selamlıyor ve bütün samimiyetimizle dua ediyoruz…
Şu unutulmasın İsrailin döktüğü kanın bedeli ne
1-2 çete devletinin katil yetkililerinin özrü, ne şehit yakınlarına verilmesi teklif edilen ve verilmesi düşünülen paralar asla değildir.
İsrail kendi askerinin esaretini ortadan kaldırmak için
300 ün üstünde Filistinliyi serbest bırakarak bir mesaj verirken, döktüğü kanların karşılığı olarak para teklif ederken de aslında bir mesaj vermektedir. Bu mesaj hakaret ve aşağılamadır.
Kınamalarla, notalarla, salvo konuşmalarla, kamuoyunu yatıştırıcı, gaz alıcı beyanlarla bu konu asla geçiştirilemez. Bu sorunun tek çözüm yolu vardır.
O da İsrailin 70 yıldır Nazilere yaptığı uygulamadır. Suçluların, bu katliamın belirleyicilerinin tek tek yakalanıp hesap sorulması ve hak ettikleri cezaya çarptırılmaları…
Biz AGD olarak diyoruz ki artık bu saatten sonra icraata dönüşmeyen söylemlerin hiçbir değeri yoktur. İcraata dönüşmeyen her ifade kar amaçlı ve oy amaçlıdır ve vebali büyüktür.
*********************************************
Bu bağlamda geç kalmış ta olsak 301 emek ve alın teri şehidimizin canına mal olan Soma hakkında da açıklamalarda bulunmak istiyoruz.
Soma bir kader değildir. Sermaye sınıfının daha da zengin olmak amacıyla yaptığı ihmaller ve kırpmalar dan kaynaklı kayıplar asla kutsal değerlere sarılıp açıklanamaz… Soma, kendilerine gökdelenleri, saray ve köşkleri, emekçilere ise kara zindanları layık gören kapitalist anlayışın cinayetlerinden sadece biridir.
Gelişmeyi kendi kaldıkları lükse evlerin pembe panjurlu pencerelerinden, Lüks arabalarının asfaltta jet gibi gitmelerinden yola çıkarak değerlendiren ve Türkiye gelişti diyenleri maden ocaklarındaki gelişmemişlikleri görmeye ve buraya çağdaş teknolojiyi getirmeye davet ediyoruz.
Yoksa olan biteni ilahi alana havale ederek vebalden kurtulamayacaklarını acilen belirtmek isteriz. Bu vesileyle maden şehitlerimize Mevla’dan rahmet acılı ailelerine iş arkadaşlarına sabrı cemil niyaz ederiz.
Yine bu vesileyle Doğu Türkistan’da Çin in yaptığı katliamı, Brezilyanın Dünya kupası vesilesiyle sokak çocuklarına yaptığı katliamı, Somali de ve Afrika’nın bazı bölgelerinde din adına yapılan katliamları, İslam dünyasındaki insan hakları ihlallerinin Avrupa ve Amerika’daki, Dünyanın daha sayamadığımız tüm bölgelerindeki katliam ve hak ihlallerini telin ediyor, şiddetle kınıyoruz.
Bizler AGD olarak şu hususları ifade ediyoruz ve buradan yetkililere sesleniyoruz:
1-Müslüman olmak zulüm nereden gelirse gelsin, kimden gelirse gelsin onun karşısında olmaktır.
2- Kapitalist dünyaya entegre olanlar zülme karşı olduklarını asla iddia edemezler.
3- Bazı kesimler İslam dünyasındaki zulümlerin faturasını İslama kesmekte ama aynı duyarlılığı başka güçlere yöneltmemektedirler.
4-Mavi Marmara şehitlerinin İsrail in kanlı ve zulme sarılmış paralarına ihtiyacı yoktur.
5-Biz Tüm mazlumların , ezilenlerin ve Mavi Marmara şehitlerinin hesabını her platformda sormaya devam edeceğiz…
6- Acilen başta Gazze olmak üzere tüm Filistin halkına yönelik olan ambargolar ortadan kaldırılmalıdır.
7-Gelinen nokta İsrail ve katillerden hesap sorma değil , durumu yumuşatma sürecidir. Bu noktada Amerikanın arabuluculuk oyunlarına maalesef Türkiyenin de geldiği görülmektedir.
8-Mesele sadece Mavi Marmara meselesi değildir. Mesele Kapitalizmin ve sermaye düzenlerinin ortadan kalkması meselesidir. Kapitalizmin ve Faşizmin meşru olmayan çocuğu İsrail , Ortadoğuda habis bir ur gibi durdukça yeryüzünde samimi Müslümanların ve dünyanın ezilen insanlarının huzur bulması asla söz konusu değildir.
Bu bağlamda sorunun çözümünün Kapitalizmin ve Faşizmin çökmesi ile ve Habis bir ur olan Siyonist İsrailin Ortadoğu’dan kesilip atılmasıyla gerçekleşeceğine inanıyoruz…
