OKUYUCULARI YUNUS EMRE KİTABINI ÇOK BEĞENDİ

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyat Bölümü Öğretim Üyesi ve Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Orhan Kemal Tavukçu’nun, Editörlüğünde Aksaray Valiliği İl

EĞİTİM 15.11.2018 14:41:31 258 0
OKUYUCULARI YUNUS EMRE KİTABINI ÇOK BEĞENDİ

Şu anda, Kırgızistan –Türkiye Manas Üniversitesinde Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ve öğretim üyesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyat Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Kemal TAVUKÇU’nun editörlüğünü yaptığı 266 sayfalık ”yunus der eşkere nihan”, “Yunus Emre Kitabı” Akçağ yayınları tarafından basıldı.

Kitabın içeriğiyle ilgili konuşan, kitabın editörü Prof. Dr. Orhan Kemal TAVUKÇU, ““Milli edebiyatın ilk mübeşşirleri olan Yunus Emre 1240-1320 yılları arasında yaşamıştır. Bu yıllar, Türk milletinin Anadolu’da beka mücadelesi verdiği bir döneme karşılık gelmektedir. Yunus’un doğduğu yıl kefersud’da başlayıp kısa zamanda büyüyerek Konya’ya kadar ulaşan Babai isyanı, hareketin başındaki Baba İlyas’ın Malya ovasında (Kırşehir) mağlup edilmesiyle durdurulmuştur. Akabinde, Moğollar karşısında alınan yenilgi (1243), çöküşe giden süreci başlatmış, nitekim 1308’de Anadolu Selçuklu devleti yıkılmıştır. Bu süre zarfında Moğollar ve Selçuklu ümerası tarafından baskı altına alınmaya çalışılan Türkmen halkın bir kısmı; Ahi Evran, Sadreddin Konevi ve Hacı Bektaş Veli gibi dönemin önde gelen şahsiyetlerinin tavsiyelerine uyarak bölük bölük Uçlara göç etmekteydiler. Nitekim bu göçler, XIV. Yüzyılın hemen başında, 400 çadırlık bir aşiretten Osmanlı Devleti’nin doğunu sağlayan şartları oluşturmuştur. Dönemin sosyal e kültürel hayatı da genel manzaradan vareste değildir. Asya bozkırlarından, yeni memleketler ele geçirmek üzere, doğuya ve batıya hareket eden Moğol orduları; binlerce yıllık şehirleri yok etmiş, işgal ettikleri yerlerin münevverlerini önüne katarak farklık diyarlara sürüklemiştir. Mevlana’nın, babası Bahaeddin Veled ile birlikte Anadolu’ya gelmesi de aynı sebebe bağlanmıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nin bir devamı niteliğindeki Anadolu Selçukluları, tıpkı selefleri gibi, devlet dili olarak Farsçayı benimsemişlerdi. Sesi yüzyılları aşarak günümüze kadar gelen Mevlana’da eserlerini Farsça kaleme almaktaydı. Dönemin entelektüelleri arasında Farsça öyle yaygındı ki Evhadüddin Kirmani ve Ahi Evran gibi fütüvvet erbabı Türkmen babaları bile eserlerini Farsça telif etmişlerdi. Aynı dönemde yaşamış Hacı Bektaş Veli’nin de Makalat’ını Arapça yazdığı bilinmektedir. Bu cümleden olarak Yunus’un yeni bilgi ve belgeler ışığında tahlili bir yaklaşımla tekrar tekrar ele alınması, incelenmesi gerekmektedir. Aynı düşüncelerle hazırlanan elinizdeki çalışmada araştırmacılar şairin eserler, dili ve üslubu, etkileri, muhiti, yaşadığı çağ ve bölgeye dair dikkatlerini paylaşmışlardır. Her biri ciddi emek isteyen bu çalışmalar için araştırmacılara çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Yunus hamurunun mayalandığı ve büyük mütefekkirin hayatının önemli bir kısmını geçirdiği topraklarda “Yunus Emre Kitabı’’nın basımını üstlenen Aksaray Valiliği’ne, desteklerinden dolayı Aksaray Belediyesine, Aksaray Üniversitesi ve İl Kültür Turizm Müdürlüğüne de bu vesileyle şükranlarımı sunuyorum.’’ şeklinde açıkladı.

HABER: BAYRAM ALİ KAVALCI-


Anahtar Kelimeler:

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor