Fatih Karakılıç'ın haberi:
Jöle ise bir tabaka  oluşturmadığından abdest ve gusle engel olmaz.' açıklamasında  bulundu.
Bir vatandaşın, 'Kına, oje, ruj ve jöle gibi makyaj malzemeleri  abdest ve gusle engel midir?' sorusunu cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu,  abdest ve gusülde yıkanması gereken organların, zaruret olmadıkça tamamının hiç  kuru yer kalmadan yıkanması gerektiğine hükmetti.
Abdest alırken,  yıkanması gereken organlardan birinde kuru yer kalması halinde abdest sahih  (geçerli) olmayacağına dikkat çeken Kurul kararında, 'Gusülde ise vücutta, suyun  ulaşabildiği her yerin yıkanması gerekir. Bu itibarla, abdest veya gusül alacak  kimsenin, yıkanması gereken organlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak  bir tabaka bulunmamalıdır. Oje ve ruj gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun  bedene ulaşmasına mani olan maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest  veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Jöle ise bir tabaka oluşturmadığından  abdest ve gusle engel olmaz.' denildi.
'SAÇ BOYASI ABDESTE MANİ  DEĞİLDİR'
'Saç boyası, abdest ve gusle engel midir?' sorusunu da  değerlendiren Din İşleri Yüksek Kurulu, içeriğinde kan gibi dinen temiz olmayan  şeyler bulunmadığı sürece, el veya başa sürülen kına, boya gibi maddelerin katı  atıkları iyice yıkanıp, sürüldüğü yerlerden temiz ve saf bir su akması  durumunda, bunların deri ve saçlarda bıraktığı renk suyun deriye nüfuzuna engel  olmadığını açıkladı. Kurul kararında, deri üzerinde tabaka oluşturmayan kına,  saç boyası ve jöle gibi maddelerin abdest ve gusle mani olmadığını  bildirdi.
Diş doldurtmak veya kaplatmanın abdest ve gusle engel olup  olmadığına da açıklık getiren Yüksek Kurul, tedavi amacıyla diş doldurmak veya  kaplatmanın caiz olduğunu, abdest ve guslün sıhhatine engel teşkil etmeyeceğine  hükmetti. Kararda, şu ifadelere yer verildi: 'Ancak çıkarılıp takılabilen, sabit  olmayan dişlerin gusül abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması  gerekir. Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan  sonra, dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız  yıkanınca, kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi,  gerektiğinde tedavi amaçlı olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve  abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini yapabilir. Yapılan bu işlem tedavi amaçlı  ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir ihtilaf söz konusu değildir. Diş  dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya abdestin geçerli  olup-olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine  bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için  suyun altına girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine  bağlatmanın caiz olduğunda görüş birliği içindedirler.'
ABDEST  NASIL ALINIR?
Din İşleri Yüksek Kurulu, abdestin nasıl alınması  gerektiğini de şöyle özetledi: 'Niyet ve besmele ile abdeste başlanıp önce eller  bileklere kadar ve parmak araları da ovuşturularak üç defa yıkanır. Varsa deri  üzerindeki hamur, boya, sakız gibi maddeler temizlenir. Parmaktaki yüzük  oynatılır. Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin parmaklarıyla  dişler temizlenir. Sağ el ile üç defa ağza, üç defa da burna su verilir. Üç kere  yüz yıkanır. Sonra dirsekle birlikte sağ kol üç defa, sonra aynı şekilde sol kol  üç defa yıkanır. Sağ el ıslatılarak avuç ve parmakların içiyle başın üstü bir  defa mesh edilir. Bu şekilde başın dörtte birini mesh etmek yeterli ise de iki  elle başın tamamının mesh edilmesi Maliki mezhebine göre farz diğer mezheplere  göre sünnettir. Eller yine ıslatılarak başparmakla kulağın dışı, şehadet parmağı  veya serçe parmakla içi mesh edildikten sonra her iki elin arkasıyla boyun mesh  edilir. Önce sağ, sonra sol ayak, parmak uçlarından başlanarak topuk ve aşık  kemikleri de dahil olmak üzere yıkanır. Parmak aralarının yıkanmasına özen  gösterilir.'risalehaber