Tarih: 06.10.2013 21:56
NEDEN BEDİÜZZAMAN DEDİLER
Bediüzzaman kelimesinin ma’nası şudur; 1. Zamanın harikası. 2. Asrın mükemmel insa-nı. Yani insanlar için kullanıldığında, lugat ma’nası itibariyle, kendi zamanının eşsiz şahsiye-ti, benzeri görülmemiş garibi, emsali olmayan harikası ve saire demektir. Terim olarak ise,
Bediüzzaman ünvanı, insanlar arasında emsali bulunmaz derecede zeki ve kuvve i hafızası şaşılacak derecede yüksek olan kimselere verilmiştir.
Bediüzzaman i Hemedani, Bediüz-zaman-ı Cezeri de tarihde bu ünvanı alanlardandır.
Tarihde bir kaç
Bediüzzaman gelmiş geçmiş. Fakat hem zeka ve hıfzda, hem idrak ve kavrayışta, hem hal ve davranışta, hem kıya-fet ve harekette, hem tarz ı beyan ve üslub cihetlerinde hiç birisi
Bediüzzaman Sa’id i Nursi’ye benzememektedir. Yani Sa’id i Nursi gerçekten ve vakı’a olarak herşeyi ile zamanın Bedi’idir. Hatta meslek ve meşrebi de, davası ve mücahadesi de bambaşkadır, garibtir, bedi’dir.
Bediüzzaman Hazretleri, kendisine zamanın din Alimlerinin büyükleri, hatta ehl i siyaset ve mekteb muallimleri bile “
Bediüzzaman” ünvanını verdikten sonra, kendisi de bazen te’lifatında bu ünvanı imza yerinde kullanmasına bazı itirazlar geldiği zaman, şöyle izah edip cevab vermiştir:
Sual: Sen imzanı bazen Bediüzzaman yazıyorsun. Lakab medhi ima eder?
Cevab: Medih için değildir. Kusurlarımın sened i özürünü bu ünvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi’, garib demektir:
Benim ahlakım suretim gibi, üslub u beyanım elbisem gibi garibtir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esalibi, üslub ve muhakematıma mikyas ve mihenk i itibar yap-mamayı bu ünvanın lisan ı haliyle rica ediyorum. Hem de muradım Bedi’, acib demektir.
الَىَّ لَعَمْرِى قَصْدُ كُلِّ عَجِيبَةٍ * كَاَنِّى عَجِيبٌ فِى عُيُونِ الْعَجَائِبِ (Acayip varlıkların nazarında ben bir garip varlığım. Ömrüme yemin ederim ki, benim de tek gayem garip şeylerdir) beytine masadak oldum. Bir misali budur: Bir senedir İstanbul'a geldim, yüz senenin inkılabatını gör-düm.
Yine bu ma’na için başka bir eserinde şöyle demiştir:
Şimdi anlıyorum ki: Eskiden beri benim liyakatım olmadığı halde bana verilen Bediüz-zaman lakabı benim değildir. Belki Risale i Nur’un manevi bir ismi idi. Zahir bir tercümanına ariyeten ve emaneten takılmış. Şimdi o emanet isim, hakiki sahibine iade edilmiş.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz,
ARŞİV BELGELERİ IŞIĞINDA
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —