Tarih: 02.06.2013 22:28
MÜBAREK ÜÇ AYLAR
MÜBAREK ÜÇ AYLAR
Yusuf KAMBUR
İlahiyatçı İmam-Hatip
Hicri takvimde peş peşe gelen Recep, Şaban ve Ramazan ayları Müslümanların manevi hayatında önemli bir yere sahiptir.
1-Üç aylardan biri olan Ramazan ayı, Kur’an-i Kerim’in nazil olduğu ve orucun tutulduğu aydır.
“O Ramazan ayı ki, insanlığa rehber olan, bu rehberliğin apaçık belgelerini taşıyan ve hakkı batıldan ayıran Kur’an işte bu ayda indirilmiştir. Sizden kim bu aya ulaşırsa oruç tutsun…” (Bakara:185)
2-Recep ayı “eşhuru-l hurum” savaşmanın haram olduğu dört aydan birisi olarak Kuran’da bahse konu olmuştur.
'Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına göre ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.' (Tevbe: 36)
3-Şaban ayına gelince, sahih rivayetlere göre Peygamberimizin Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Şaban ayıdır.
Ayrıca bu üç ayın fazileti hakkında Hz. Peygamber (sav)’in birçok sözü (Hadis-i şerif) bulunmaktadır. Hz. Peygamber (sav)’in övgüsüne mazhar olması, içlerinde isimleri bizzat peygamber tarafından zikredilen gecelerin bulunması İslam Geleneği’nde bu üç aya daha fazla önem verilmesi ve “mübarek üç aylar” şeklinde adlandırılması sonucunu doğurmuştur.
“Resulullah (sav) Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” (Müslim)
“Şaban, Recep ile Ramazan arasında insanların gafil bulunduğu ve amellerin, âlemlerin Rabbi olan Allah’a yükseldiği aydır. Ben de amelimin (Allah Teala’ya) oruçlu olduğum halde yükselmesini seviyorum.” (Nesei)
Hz. Peygamber (sav) bu üç ay geldiğinde ibadetlerini yoğunlaştırmış; gündüzlerini diğer aylara nazaran daha fazla oruçlu geçirmeye, gecelerinde de daha fazla ibadet ve zikirde bulunmaya özen göstermiştir. Her ne kadar Recep ve Şaban aylarının tamamını, aralıksız oruç tutmamışsa da ibadetlerinde bir yoğunlaşma olduğu görülmüştür.
Recep ayının ilk Cuma gecesi “Regaip Kandili”; yirmi yedinci gecesi (Bu yıl 6 Haziran çarşambayı perşembeye bağlayan gece) “Miraç Kandili”; Şaban ayının on beşinci gecesi “Berat Kandili”; Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi de “Kadir Gecesi” olarak kutlanmaktadır.
4-Bu gecelerden Kadir Gecesi hakkında Kur’an’da “Kadir Suresi” yer almaktadır. Kadir gecesi Kur’an ve sünnetle sabittir.
5-Berat gecesi ile ilgili açık bir ayet bulunmamaktadır. Âlimlerin çoğunun Kadir Gecesi’ne işaret ettiğini belirttikleri Duhan Suresinin ilk ayetlerinin Berat Gecesi’ni işaret ettiğini söyleyen bazı âlimler de bulunmaktadır.
“Ha-Mim. Gerçekleri apaçık ortaya koyan bu Kitaba andolsun ki, Biz onu kutlu bir gecede indirmeye başladık. Çünkü Biz insanları daima uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede tefrik olunur.” (Duhan:1–3)
Peygamber (sav) bu gece ile ilgili olarak “Şaban ayının yarısı gecesi gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz. Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne iner ve şöyle buyurur. “Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Ona rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Ona şifa vereyim!..” (İbni Mace) buyurmuştur.
6-İsra ile ilgili Kur’an’da açık ayet bulunmakta ancak Miraç ile ilgili açık bir ayet bulunmamaktadır. Hz. Peygamber (sav)’in bir gece Mescid-i Haram’dan alınarak Mescid-i Aksa’ya götürülmesine İsra, oradan da yedi kat semaya yükselmesine Miraç denmektedir. İsra suresinin ilk ayeti İsra olayına işaret etmektedir. Bazı Müfessirler Necm suresinin ayetlerinin Miraç mucizesiyle ilgili olduğunu söylemişlerdir.
“Gecenin bir bölümünde bir kısım ayetlerimizi (varlık delillerini) göstermek için kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. O her şeyi işiten ve görendir.” (İsra:1)
7-Regaip gecesi ile ilgili Kur’an’da ayet bulunmamaktadır. Fazileti hakkında Peygamber Efendimize nispet edilen rivayetler mevcuttur.
“Şu beş gecede yapılan dua kabul edilir, geri çevrilmez. Regaip gecesi, Şaban’ın 15. gecesi, Cuma geceleri, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri.” (İbn-i Asakir)
Müslüman her gün ve gecesini kendisine bahşedilen son gün ve gece olarak kabul etmeli ve kulluk vazifesini titizlikle yerine getirmeye çaba sarf etmelidir. Mübarek gün ve geceleri ise dünya hayatının yoğunluğuna ara verip kar-zarar hesabının yapıldığı muhasebe zamanı olarak değerlendirmelidir.
Allah’ın rahmet deryasının büyüklüğü çok çok önemlidir ancak daha önemlisi bizim o deryadan nasiplenmek için hangi aracı kullandığımızdır. Susayan birinin yanında yıllarca akan su onun susuzluğunu dindiremez ta ki avucunu suyun altında tutuncaya kadar…
Karınca kararınca bu köşeden susamış gönüllere rahmet parıltılarını sunmaya çalışacağız. Bu güzel ortamın hazırlanmasında emeği geçen Başta Abdullah UZUN olmak üzere herkese teşekkür ederim. Bu mübarek günlerde atılan güzel adımın, güzelliklere vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim. Allah muvaffak eylesin!
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —