Tarih: 17.12.2013 11:10
MEST...
Ev içinde giyilen, dışarıda üzerine ayakkabı giyilen yumuşak deriden, hafif kısa konçlu ayakkabı. Abdest için üzerine meshedilebilir. Diğer yandan 'mest' sözcüğü; keyifle kendinden geçmiş, sarhoş, 'mest etmek'; kendinden geçirmek, çok hoşlanacağı bir şey söylemek veya yapmak, 'mest olmak'; kendinden geçmek, sarhoş olmak anlamlarında da kullanılır. Bir fıkıh terimi olarak 'mest'; ayak topuklarını örtecek şekilde ayaklara giyilen, belli uzunlukta yola dayanıklı bağsız olarak ayakta durabilecek derecede kalın, suyu hemen içeri çekmeyen deri, keçe gibi maddelerden yapılan bir çeşit ayakkabı.
Mestler üzerine meshetmek yolculuk halinde bulunan veya mukîm olan kadın-erkek her müslüman için caizdir. Ashab-ı Kiramın ve fakihlerin büyük çoğunluğu bu görüştedir. Hz. Peygamber (s.a.s)'den sahabeden bir topluluğun rivayet ettiği 'Mukîm, mestler üzerine bir gün bir gece, yolcu ise üç gün üç gece mesheder' şeklindeki meşhur hadis bunun delilidir. Yine meshin caiz olduğu konusunda sahabenin icmaı olmuş ve onlar bunu uygulamışlardır. Hatta İmam Kerhî mestler üzerine meshi caiz görmeyenin küfründen korkuyorum, demiştir. Hasan el-Basrî de; 'Ashab-ı Kiram'dan yetmiş kadarı Resulullah'ı mestler üzerine meshederken gördüklerini bana haber verdiler' demektedir (es-Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-3I, I, 97-98; el-Kâsânî, Bedâyius-Sanâyi, Kahire 1327-28/1910, I, 7-8; İbnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, Bulak 1319, I, 126-127; Hadisler için bk. Wensinck, Muccem, Leiden 1943, II, 51-52; VI, 210-214).
Mestler üzerine meshedilebilmesi için ,fu şartlar bulunmalıdır:
1. Mestler, ayağa abdest için ayaklar yıkandıktan sonra giyilmiş olmalıdır. Bir özür sebebiyle ayağa veya sargısına meshedilmiş olması da yıkama hükmündedir. Bu şekilde bir meshten sonra giyilen mestler üzerine de meshedilebilir.
2. Abdestin, cünüplük, hayız ve nifas dışında başka bir sebeple bozulmuş olması gerekir. Mestler ayakta iken cünüplük, hayız ve nifas hali olursa mesh bozulur ve gusül abdesti alındıktan sonra mestler yeniden giyilebilir.
3. Mestler topukları örtmelidir.
4. Mestlerde ayak parmaklarının en küçüğü itibariyle üç parmak sığacak kadar yırtık bulunursa mestler üzerine mesh caiz değildir. Yırtıkların mestin altında, üstünde veya kenarında olması hükmü değiştirmez. Farklı mestlerde ki yırtıklar toplanmayıp bir mestteki yırtıklar toplanır. Mestin birisinde iki parmak diğerinde bir parmak miktarı yırtık bulunması durumunda mesh caizdir. Mestlerden birisinin önünde bir parmak, arkasında bir parmak, kenarında bir parmak miktarı yırtık bulunsa mesh caiz değildir. Meshe engel olan yırtığın kaidesi şudur: Açılıp altını gösteren veya birarada olduğu halde yürüme sırasında açılıp ayağı gösteren yırtık meshe engeldir. Yırtık üç parmak miktarından fazla veya uzun bile olsa açılıp altını göstermiyorsa meshe engel değildir. İçinde deri astarı olan bir mestin yüzü açılırsa veya delik, yırtık dikilmiş ise meshe engel değildir.
5. Mesh mestin üzerine yapılmalıdır. Mestlerin altına mesh edilmez.
6. Mestler üzerine yapılacak meshin farz miktarı, her ayağın ön tarafına rastlayan mestin üzerindeki el parmaklarının en küçüğü ile üç parmaklık yerdir. Meshin ayak parmaklarının ucundan yukarıya doğru yapılması sünnete uygun bir meshtir. Ancak mestin üzerine su dökmek, mesti sünger, bez gibi bir şeyle ıslatmak, mestin üstüne, enine olarak veya meshe mestin koncundan başlamak da yeterli olur. Ancak bu şekildeki meshetmeler sünnete uygun düşmez.
7. Mestler onikibin adım kadar peşpeşe yol yürünebilecek derecede dayanıklı ve sağlam olmalıdır.
8. Ayakların ön kısmında en az üç parmak miktarının mevcut olması şarttır.
9. Mestler bağlanmaksızın ayaklar üzerinde kendi başlarına durabilmelidir.
10. Mestler suyu altına geçirmemelidir.
11. Mestler, içindeki ayakları gösterecek şekilde şeffaf olmamalıdır (es-Serahsî, a.g.e., I, 99-101; el-Kâsânî, a.g.e., I, 9-12; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., I, 128-134; Tahtâvî, Hâşiye Alâ Merâkıl-Felâh, İstanbul 1985, s. 103-105; el-Fetâva'l-Hindiyye, Bulak 1315, I, 32-34).
Mesh süresi mukîm olanlar için bir gün bir gece, yolcular için ise üç gün üç gecedir. Meste niyyet şartı yoktur. Mestler üzerine mesh eller ıslak bir şekilde sağ el parmaklarının sağ mest, sol el parmaklarının sol mest üzerine yatırılıp ve parmakların araları açık bir şekilde mestin ucundan ayak bileğine doğru çekilmek suretiyle yapılması sünnete uygun olanıdır. Mesh süresi abdestin bozulduğu andan itibaren başlar. Meselâ öğle namazı vakti şartlarına uygun olarak mest giyilmiş ve abdest ikindi vakti bozulmuş ise müddet ikindiden itibaren başlar. Soğuktan ayağının donacağından korkan kimse mesh süresi dolsa bile meshetmeye devam eder. Abdestli iken mesh süresi dolan kişinin mestlerini çıkarıp sadece ayaklarını yıkaması yeterli olup yeniden abdest alma şartı yoktur. Mukîm iken mesh müddeti tamamlanmadan sefere çıkan kişi sefer süresi tabi olur. Seferde olan kişi bir gün bir gecelik süresi doldurur ve mukîm olursa mesh süresi dolmuştur. Mesh süresi dolduktan sonra yolculuğa çıkan kişi mestlerini çıkarır ve abdest alarak mestlerini yeniden giyer (es-Serahsî, a.g.e., I, 98-99,103-104; el-Kâsânî, a.g.e., I, 8-9; İbnü'l-Hümam, a.g.e., 130-131; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 33-34, 36; Molla Hüsrev, Dürerü'l-Hukkâm, İstanbul 1979, I, 35; Tahtâvî, a.g.e., s. 105).
Çoraplar üzerine mesh:
Kalın, dayanıklı, yolda yürünebilecek şekilde sağlam, çoraplar üzerine mesh caizdir. Keçeden dikilmiş mest üzerine de meshetmek caizdir. Suyu geçirecek derecede ince çorap üzerine meshetmek icmaen caiz değildir (es-Serahsî, a.g.e., I, 102-103; el-Kâsânî, a.g.e., I, 10; el-Fetâval-Hindiyye, I, 32).
Çizmeler üzerine mesh:
Mestler üzerine giyilmiş çizme veya çizmeye benzeyen ayakkabılara mestler giyildikten ve mestler üzerine mesh yapılmadan ve abdest bozulmamış halde giyilirse meshetmek caizdir. Eğer abdest bozulduktan sonra çizmeler giyilmiş ise çizmelere meshedilemez.
Eldivenlere, peçeye, fes, şapka, sarık üzerine mesh yapılamaz (es-Serahsî, a.g.e., I, 101-103; el-Kâsânî, a.g.e., I,10-11; Molla Hüsrev, a.g.e., I, 36; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 32).
Meshi bozan şeyler:
Abdesti bozan her şey meshi de bozar. Bu yüzden, süre henüz bitmemiş ise, yeniden alınacak abdestte mestlere veya sargılara yeniden mesh yapılır.
Aşağıdaki durumlardan dolayı da mesh bozulur:
1. Mesh süresinin dolması. Süre dolduğunda abdest yoksa mestler çıkarılıp yeni bir abdestle giyilir. Eğer kişi abdestli olduğu halde mesh süresi dolmuş ise sadece ayaklarını yıkar ve mestleri giyer.
2. Mestlerin birisinin veya ikisinin ayaktan çıkması. Birisi çıktığında diğerini de çıkarıp abdest almak veya abdestli ise ayaklan yıkayıp tekrar giymek gerekir. Ayağın mestin koncuna kadar çıkması tamamen çıkması demektir.
3. Mest içinde ayaklardan birine çoğu ıslanacak şekilde su isabet etmiş olması.
4. Guslü gerektiren cünüplük ve hayız, nifas hali.
5. Ayak parmaklarının en küçüğü itibariyle 3 parmak sığacak kadar yırtığın meydana gelmesi (el-Kâsânî, a.g.e., I, 12-13; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., I, 134-135; Molla Hüsrev, a.g.e., I, 37; Tahtâvî, a.g.e., s. 105-107; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 34-35).
Sargı üzerine mesh:
Yaralanmış veya yara çıkmış yahut kesilmiş olan uzuvlardaki sargılar üzerine eğer yıkamak bu azalara zararlı ise meshetmek caizdir. Sargı yaranın üzerinden taşarsa, fazla kısmın altı yıkanır, bu da zararlı ise sargı üzerine meshedilir. Eğer yara üzerine meshetmek zararlı değilse sargı üzerine meshetmek caiz değildir. Sargı üzerine meshetmek de zararlı ise mesh terkedilir. Meshederken sargının çoğuna meshetmek yeterlidir.
Yaranın üzerinden sargının düşmesi durumunda, eğer namaz içinde yara iyileşmediği halde düşmüş ise namaza devam edilir. Namaz dışında düşmüş ise sargı yerine bağlanır ve meshetmek gerekmez. Sargı üzerine meshin süresi yaranın iyileşmesine bağlıdır. Ayrıca sargıyı bağlamak için abdestli olmak gerekmez. Sargıda abdestsiz ile cünüp aynıdır. Yara iyileştikten sonra sargı namaz içinde düşerse namaz bozulur.
Akıntı yapan yara üzerine sarılan sargıdan akıntı sargı dışına geçmiş olursa abdest bozulur.
Ayaklarda sargı varken diğer ayağa mest giyip onun üzerine meshetmek caiz değildir. Sargıya meshedip diğer ayağını da yıkayıp her iki meshi giyerse mestler üzerine meshetmek caizdir.
Sargı üzerine meshetmede niyet şart değildir (el-Kâsânî, a.g.e., I, 13-15; İbnü'l-Hümâm, a.g.e., I, 140-141; Molla Hüsrev, a.g.e., I, 38-39; Tahtâvî, a.g.e., s. 107-110; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 35-36).
Saffet KÖSE
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —