Yasin BAŞALMAZ(İstanbul)
Farzet ki Dönemedim-Kaçkarlara Sığmayan Hayatlar adlı kitabın yazarı Dursun Ali Sazkaya, merkezi Kadıköy’de bulunan Laz Enstitüsünde okuyucularıyla bir araya gelerek bir söyleşi gerçekleştirdi.
Söyleşiye sanatçı İsmail Hakkı Demircioğlu, Gazeteci Adnan Genç, fotoğraf sanatçısı Salim Okumuş, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, Laz Enstitüsü yetkilileri ve okuyucular katıldı.
Söyleşide ilk konuşmayı Laz Enstitüsü üyesi İsmail Bucaklişi yaptı. Bucaklişi; enstitünün kuruluş amacının Laz kültürünü ve Lazcayı koruyup gelecek nesillere aktarmak olduğunu söyledi. Yeni kurulan enstitünün ilk söyleşisinin bugün gerçekleştiğini belirten İsmail Bucaklişi etkinliklerinin devam edeceklerini de vurguladı.
Yazar Dursun Ali Sazkaya’da söyleşide kitabı hakkında bilgiler verdi. Yaz tatilinde yaptığı hüzün dolu yayla yolculuğu sonrası kitabı yazmaya karar verdiğini belirten Sazkaya Türkiye’nin birçok yerinde söyleşilere katılıyorum. Kitaba ilişkin çok olumlu tepkiler alıyorum. En çok bana söylenen şey “kitap da kendimizi buluyoruz” sözü oluyor dedi.
“Farzet ki Dönemedim”i Lazca düşünerek Türkçe yazdığını söyleyen Dursun Ali Sazkaya geçmişte yaşanılan her şeyi otantik bir şekilde yansıttım. Kitabımda unutulmuşluğun, terkedilmişiğin, hüzünlüğün yansımalarını bulacaksınız dedi.
Laz kültürünü ve Lazcayı da değerlendiren yazar Sazkaya; eskiden Lazca öğrenmek nerdeyse abes sayılacak hale gelmişti. Bugün yapılan çalışmalarla bu durum aşılıyor. Fakat sınıf atlamış bazı kişilerde bu durum maalesef devam ediyor dedi. Laz kültürünün unutulmaya terk edilmesinde Lazlarında etkisi oluğunu belirten Sazkaya maalesef büyükşehirlerde kültürümüzü tam anlamıyla yaşatamıyoruz dedi.
Dursun Ali Sazkaya yerel kültür, evrensel kültür ve popüler kültüre ilişkin yapmış oluğu konuşmalarla da dikkat çekti.
Söyleşinin sonunda ise soru-cevap kısmına geçildi ve yazar ile okuyucuları arasında adeta bir beyin fırtınası gerçekleşti.
“Farzet ki Dönemedim” yöremizin yakın geçmişine tutulan bir ayna. Dursun Ali Sakaya bu aynada bizlere kendi ailesinin hikâyesini yansıtırken aynı zamanda Karadeniz insanının ve kocaman bir coğrafyanın serüvenini de sunuyor. Karadeniz'in yaylalarında hasret ve özlemle harmanlanan bu serüven bölgenin sosyal yaşamından, geçirdiği evrelerden kesitler sunarken, darbelerle şekillenen bir ulusun bilinçaltına da ışık tutuyor. “Farzet ki Dönemedim” 4.baskısıyla kitapevlerinde yerini almaya devam ediyor.