CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçim çalışmaları kapsamında Artvin'de STK temsilcileri, esnaf odaları temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlarla bir araya geldi.
Hayati Akbaş
ARTVİN-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yerel seçim kapsamında Artvin’de miting düzenledi. Yoğun katılımın sağaldığı mitingin ardından Grand Artvin Otelde STK temsilcileri, esnaf odaları temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlarla bir araya geldi.
İki oturumdan oluşan toplantının ilk bölümü basına açık gerçekleşti. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada şunları söyledi;” Birincisi güçlü bir demokrasiye ihtiyacımız var. Yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü, can ve mal güvenliğine, tarafsız yargıya ihtiyacımız var. Bunların olmadığı demokrasi demokrasi değildir. Dolayısıyla eğer biz demokrasiyi savunup bütün kurumları ile hayata geçirebiliyorsak herkesin can ve mal güvenliği var demektir. Yerlisi yabancısı da herkes gelir Türkiye'de yatırımını yapar. Eksik olan demokratik standartlardan sürekli geriye gidiyoruz ve hiç bir büyük yabancı yatırımcı gelip yatırım yapmak istemiyor. Çünkü yarın sabah kalkar birisi benim mal varlığıma el koyarsa ne olur? Yargı bağımsız ve tarafsız değil. Bunun sağlanması lazım.'
Türkiye'nin üretim ekonomisine geçmesi gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, 'Gerçek anlamda Türkiye üretmiyor. Eğer Türkiye üretseydi saman mı ithal ederdik. Türkiye üretseydi 200 ton sıfır gümrüklü patates mi ithal ederdik. Türkiye üretseydi, soğan, mercimek, fasulye, soya, mısır mı? Hangisini sayayım. Sadece Yunanistan'dan 2018 yılında satın aldığımız pamuğun miktarı 113 milyon dolar. 15 milyon dolarlık tütün ithal ettik. Türkiye'de tütün mü yoktu? Neden bu hale geldi. Neden Türkiye üretimden koparılıyor?' diye konuştu.
Türkiye'nin tarımdan çekilmesi tavsiyelerinin yapıldığını, Dünya Bankası‘nın 'İster ek ister ekme' diyerek destek parası verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, 'Vatandaş ekmedi. 'Nasıl olsa hazır para geliyor' dedi. Destekleme. Sonunda ekilmedi. İki Trakya büyüklüğünde alan Türkiye'de ekilmiyor. 2 Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyorsa nereden alacağız, milleti nasıl doyuracağız? Dışarıdan ithal ederek.' şeklinde konuştu.
Batıda Türkiye'yi beslemek için ülkelerin kavgaya tutuştuğunu belirten Kılıçdaroğlu, 'Bizim bundan haberimiz yok. Sıradan bir vatandaşa göre sorumluluklarımız fazla. Benim sorumluluğum kadar, meslek kuruluşlarının, muhtarların da sorumlulukları var. Türkiye'nin ikinci temel stratejik halkası üreten Türkiye. Üretmek çok değerlidir.' dedi.
Üretmeyen ülkelerin geleceğinin olamayacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, 'Neyi üretecek? Katma değeri yüksek ürün mü üretecek? Elin oğlu geliyor bir çanta dolusu cep telefonu bizim kazandığımızdan fazlasını kazanıyor. O zaman hangi ligde olacak Türkiye. Eğer biz 1. Ligde olacaksa, katma değeri yüksek ürün üretecekse 1. Lige çıkarız. 1. Lige nasıl çıkacağız? Üniversiteler bilgi üretecek. Eğer bir ülkenin üniversiteleri bilgi üretmiyorsa o ülke katma değeri yüksek ürün üretemez.' şeklinde konuştu.
Önemli halkalardan birinin de güçlü bir sosyal devlet olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: 'Güçlü bir sosyal devlet, devletin yoksulun yanında olmak demektir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi, sağlıklı bir gelir dağılımı, işsizlikle mücadele, herkesin iş ve aş güvencesi demektir ama bugün sokaktan geçinen insanların sayısı 6 milyon. Eşleri, çocukları ile birlikte 24-25 milyon insan sokaktan geçiniyor. Bir kadının çöpten bir şeyler toplarken fotoğrafını gösterdiğim için kıyamet kopmuştu. 'Vay efendim nereden çıktı.' oysa bunlar bütün kentlerde var. Kâğıt, plastik, yiyecek toplayan kişi var. 6 milyon kişi buradan geçiniyor.'
İşsizlik ve yoksulluğun olduğu bir ülkede barışın sağlanamayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, 'İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Uyuşturucu bataklığına bakın gençlerimizin arsında. Niçin oluyor? Çoğu işsiz olduğu için. Başka bir çıkış yakalamak istiyor kendisi için.' dedi.
Sürdürülebilirliği sürekli kılmanın önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, 'Devasa Osmanlı, 600 yıllık Osmanlı niye battı? Üretimden koparıldığı için. Osmanlı ne üretiyordu? Bir metre milli demir yolu var mıydı? Yok. Okuma oranı kadınlarda binde 8. Erkeklerde yüzde 5-8. Hangi sanayi ürünü vardı. Mustafa Kemal cumhuriyeti kurduktan sonra ilk yaptığı iş İzmir'de iktisat kongresini toplamak olmuştur.' diye konuştu.
Cumhuriyetin ilk yıllarında tarım ürünleri satılarak, sanayi kurulduğunu, demir yollarının, bankaların millileştirildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, 'Osmanlı'nın parasını basacak bankası yoktu. İlk milli paramızı 1930 yılında Merkez Bankası kurulduktan sonra basıldı. Geçmişi iyi bilemezseniz geleceğe sağlıklı bir yol belirleyemezsiniz. Bunlar miting meydanlarında anlatılır mı? Biraz zor ama kanaat önderleriyle konuşulur. Sizin böyle bir sorumluluğunuz var.' şeklinde konuştu.
Kayseri'de uçak fabrikasının kurulduğunu ve 1940'lı yıllarda Türkiye'nin uçak ve denizaltı ihraç ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, 1950 yılından sonra dışarıdan ithal edildiğini vurgulayarak, 'Bir toplumu geriye götürmek istiyorsanız, teslim almak istiyorsanız ilk yapacağınız iş o toplumu üretimden koparmaktır. Son 16 yılda bir Londra'daki bir avuç tefeciye ödenen faiz ne kadardır? Türkiye devletinin ödediği faiz ne kadardır? 149 milyar dolar. Kim ödüyor? Bizler ödüyoruz. 149 milyar dolar ile ikinci bir Türkiye inşa edersiniz. Binlerce fabrika yaparsınız. İşsizlik olmaz.'
Kılıçdaroğlu, işlerin zor olduğunu ama umutsuz olmadıklarını, 2018 yılında 13 maddelik bildiri yayınladıklarını, buna rağmen hiçbir önlem alınmadığını belirterek, şunları vurguladı:
'Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Bir devlet kendi geleceğini planlar. Japonya, Amerika, Kanada, güney Kore hepsi planlar. 21. yüzyıldayız. Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınma planı var mı? 2019 yılında da kalkınma planı yok. En son kalkınma planının süresi 2018 de doldu. Kimin haberi var.'
Demokratik yollarla her türlü sorunu aşacaklarına değinen Kılıçdaroğlu, görevden kaçmadıklarını kaydetti. Toplantı basına kapalı olarak devam etti.