Günün Hadis-i Şerifi....
Bismillahirrahmanirrahim
Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyuruyor:
Kadir gecesi; Yüce Allahın c.c., ümmet-i Muhammed’e (sav) sınavı illa kazansınlar diye, bir ömre bedel hediyesidir ve baha biçilmez bir müjdesidir.
Bin aydan daha hayırlı, faziletli ve bereketli kılınmış bir gecedir. Ancak yüce Rabbimiz hikmeti gereği, bu çok avantajlı geceyi, Ramazan ayının içine gizlemiştir. Ta ki Ramazanın her günü ve gecesi, bu müjdelere mazhar olacak titizlikle ve ciddiyetle geçirilsin.
Yine Hikmet-i İlahi gereği; Cuma günündeki KABUL SAATİ de gizlenmiş. İnsanlar içindeki evliyalar da, Hızır AS da, günahlar içinde GADAB-I İLAHİ de gizlenmiş.
Hatta ömür içindeki ölüm saati v.s. de gizli tutulmuş. Ta ki insanlar gaflete düşmesinler, sürekli uyanık olsunlar, Cuma gününün her dakikasını değerlendirmeye çalışsınlar. Ta ki; her yabancının Hızır olma ihtimaliyle dikkat edip, hiç kimseyi hor görmesinler. Ömrünün her saatinde, ölümün kendilerine çok yakın olduğunu düşünerek gaflete düşmesinler...
İnsanlar tarih boyunca bu inançla yaşadıkları müddetçe, huzur, güven ve mutluluk içinde yaşamışlar. Ne var ki son zamanlarda, Müslüman’lara bir şeyler olmağa başladı. İnsanları teslim alan Sekülerizm (dünyevileşme) hastalığı, maalesef Müslüman’lara da bulaştı.
Ramazan Ayı içinde gizlenmiş olan Kadir Gecesini (27. Geceye) otomatiğe bağlandı.
Müslüman’ların birçoğu Cuma günkü içindeki dua kabul saatini, yalnız Cuma Namazının kılınış vaktine kilitlediler.
'Gerçek Hızır’ı' bulsalar bile, neredeyse kovacak hale geldiler.
Gadab-ı İlahiyi unuttuklarından, küçük günahları bırakınız, büyük günahları bile aşikare işlemeye başladılar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi, sırf dünya için ölesiye çalışmaya başladılar.
Oysa bunların gizli tutulması, sayılamayacak kadar çok hikmetlere binaen idi…
İşte yukarıda sayılan nedenlerledir ki bir Ehl-i Keşfin müşahedesiyle, vefat edenlerin İmanlı olarak sınavı kazanma oranları, maalesef %5 veya 6’lara düştüğü gözlenmiş.
ŞİMDİ LÜTFEN DÜŞÜNELİM:
% 5-6’nın dışında kalanlar, dünyanın tüm servetlerine sahip olsalar bile, kaç para eder?! Tüm Dünyadaki saltanatları, fabrikaları, bankaları, yazlıkları, Karun gibi hazineleri olsa, acaba bundan sonraki Ebedi hayatta, o kişi için ne işe yarayacak?...
***
Bu asırda bu insanlık, acaba niçin bu duruma düştü?
Çeşitli sözler söyleniyor olsa da, meselenin özünde dünyevileşme, her şeyi matematiğe ve mantığa bağlama anlayışının yerleşmesi yatıyor. Yani toplumda pragmatik bir kafa yapısı oluşturuldu. Bana faydası varsa, gayrimeşru olsa da doğrudur, anlayışı pompalandı.
Bir asra yakın zamandan beri, devlet tedbirleriyle (!) halk, dininden uzaklaştırıldı.
Din eğitimi, milli eğitim destekli olarak yozlaştırıldı. Neticede de böyle bencil, menfaatçi kafalarla ve batı Felsefesi'nin tabii neticesiyle karşı karşıya kaldık.
Böyle yetişmiş bir nesile de Şeytan; “..11 Ay gevşek yaşasan da, günahlarının af edildiği bir Ramazan ayın var. Bin aydan (yani bir ömürden) daha çok kazandıran bir Kadir gecen var. Bir de Umre yaptın mı, ohhh, günahları da sıfırlarsın. Gam çekme, daha önünde çook ömrün var.”..şeklinde vesveseleriyle, ince hesap yaptırıyor, rehavet ve gaflet tuzağına düşürüyor.
Oysa ömür içinde, ÖLÜM gizli değil miydi?
Bazılarımıza; genç yaşta, okulda, trafikte, futbol sahasında, bazılarımız ani yakalayan ölümcül bir hastalıkla veya bir kaza ve musibet neticesinde, şu ahiret hayatımızı kazanmamız için verilen ÖMÜR sermayemiz, aniden bitivermiyor mu? Şeytanın umutlandırdığı o seraplara ulaşamadan, kendimizi öteki Alemde bulma ihtimalimiz çok yüksek, değil mi?
Kaldı ki Kadir gecesinin, 27. Gece olduğu da kesin değil ki!
Yüce Peygamberimiz bizlere merhameten, “Ramazanın son on gecesinde arayın” diyerek, o ilahi hikmeti bozmadan, sadece biraz kopya vermiş. Alimler de bu gerçekleri bildikleri halde, son on gecelerde her gün kutlamak yerine, olma ihtimali daha kuvvetli olan 27. Gecede kutlamayı, sembolik olarak uygun görmüşler.
Atalarımız da boşuna; “her geleni Hızır, her geceni Kadir bil” dememişler hani...
***
Bu son ON gecede, yani Kadir Gecesinde en karlı ibadet olarak neler yapabiliriz?
Öncelikle, bu güne kadar yapılamayan ibadetler için ve işlediğimiz günahlar için, göz yaşları içinde can-u gönülden Tövbe ve istiğfar edilmeli. Bundan sonrası için de günah işlememeye ve ibadetlerimizi eksiksiz yapmağa karar vermeliyiz.
İbadetlerin en makbulü ve tüm ibadetlerin de mayası hükmünde olan KUR’AN ile meşgul olmalıyız. Bol bol Kur’an okumak, dinlemek ve Kur’anın emir, yasak ve mesajları yönünde araştırmalar, sohbetler yapmak ve Risale-i Nur okumak Kur’an ile meşgul olmaktır. Hasbelkader bilmeyenler, mutlaka öğrenmelidirler. (Lütfen; 10 saatte Kur’an yaz, araştır.)
Dua ve ibadetlerimizin kabul olma ihtimali yüksek olan (yani vaad edilmiş olan Kabe, Ravza, Kudüs ve Kabe’nin şubeleri olan camilerde v.s.) kutsal mekanlarda ibadet ve dualar etmeliyiz.
Kardeşliğin ve dayanışmanın pekişmesi ve Allah c.c. rızası için ziyaretler yapmalıyız.
Kaza namazı olanlar (ve hatta herhangi sebeplerle kabul olmadığı düşünülerek, kaza namazı olmayanlar bile,) bol-bol kaza namazı kılmalıdırlar.
Yatsı ve sabah namazlarımız, mutlaka camilerde ve cemaatle kılınmalıdır.
Bol bol hayır ve hasenatta bulunulmalıdır…
Bu gecelerde en çok yapılacak dua: 'Allahumme inneke afuvvun, kerimün, tühıbbül afve, fa'fu anni.' Anlamı: 'Allah'ım, şüphesiz sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni affet.' (Tirmizi, Daavat, 12)
Zümer S. 53. Ayet: 'De ki; Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan Kullarım! Allahın Rahmetinden ümidinizi asla kesmeyiniz! Allah c.c. bütün günahları bağışlar. O, çok bağışlayan ve affedendir.'
***
BİR İKAZ:
Büyüklerden bir zat: 'Tövbe gibi büyük bir kurtarıcıya sahibim, düşüncesiyle tekrar-tekrar günah isleyen kişiden daha ahmak yoktur' buyurarak, bu hususta dikkatimizi çektiğini ve bizleri ciddi olmaya davet ettiğini de unutmayalım.
“Günahları sıfırlayıp, yeniden sıfırdan başlamak” niyetiyle Tövbe etmek, çok çirkin bir düşüncedir ve sadece kendini kandırmaktır...
Kadr Suresi.: “Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir…”
***
ÖNEMLİ NOT: 03.08.2013’ü, 04.08.2013’e bağlayan gece, Bahçelievler/İst. Selçuk Hatun Camiinde, 23:00’den “tan yerinin ağarmasına kadar” yetişkinlere, (H.İ.Tunç, A.Uyumaz ve A.R.Öztürk tarafından) HIZLI KUR’AN EĞİTİMİ uygulanacaktır. Mür.Tel: 0535 250 8124)
***
BİLVESİLE; SON ON GÜNDEN BİR GECE OLAN
Kadir gecenizi tebrik ve tes’id eder,
Özellikle islam alemi ve tüm insanlık için,
Hayırlara, huzur, barış ve mutluluklara
Vesile olmasını, Yüce Rabbimizden niyaz ederim.
Risale Ajans