Cenab-ı Hak (c.c), Sâd suresi 41-44. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
41-(Ey Resûlüm!) Kulumuz Eyyûb’u da an! Hani, Rabbine: “Doğrusu şeytan (hastalığımdan dolayı yakınlarıma verdiği vesveseleriyle) bana bir yorgunluk ve bir elem dokundurdu!” diye seslenmişti.
42-(Ona:) “Ayağın ile (yere) vur! İşte yıkanılacak ve içilecek (ve böylelikle şifâ bulacağın) bir serin (su)!” (dedik.)
43-Tarafımızdan bir rahmet ve (selîm) akıl sâhibleri için bir ibret olmak üzere ona (Eyyûb’a) hem âilesini hem de onlarla berâber bir mislini daha bağışladık.
44-(Ona:) “Eline bir demet sap al da onunla (zevcene) vur ve yemînini bozma!” (dedik). (*) Gerçekten biz onu sabırlı bir kimse olarak bulduk. (O) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah’a) yönelen bir kimse idi.
(*) Eyyûb (as) zevcesinin i‘tikāden yanlış bir konuşması sebebiyle, sıhhat bulduğu zaman, ona yüz değnek vuracağına yemîn etmişti. Fakat o hanımcağız, hastalık günlerinde kendisine gāyet fedâkârca hizmet ettiği için Allah-ü Teâlâ ona böyle, yüz fesleğen sapından oluşan bir demetle şeklî ve latîf bir cezâyı kâfî görmüştü.