Fotoğraf; Engin Tavlı
CÜZ: 23
“Cennet ehli karşılıklı oturup (geçmiş hayatları hakkında) birbirleriyle sohbet ederler. İçlerinden biri der ki: “Benim (dünyadayken) yakın bir arkadaşım vardı. (Şimdi acaba ne durumda?)”
“Sen ahirete gerçekten inanıyor musun? Şimdi biz ölüp, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra dirilip hesaba çekilecekmişiz öyle mi?” diye bana sorar dururdu.
(Sözüne devamla) sordu: 'Onun halini görmek ister misiniz?'
“Bunun üzerine o cehenneme bir şöyle bir bakar ve onu ateşin tam ortasında görür.” Ve ona şöyle seslenir:
“Vallahi az kalsın beni de yakacak/helâk edecek/mahvedecektin (arkadaş)! Eğer Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme atılanlardan olacaktım. (Neyse ki dünyada sana kanmadım, sözlerine kulak asmadım!”
Evet bu, işte budur muhteşem zafer! Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar.”(Saffat: 37/50-61)
Hadis-i Şerif
“İyi arkadaşla arkadaşlık yapan, misk (güzel koku) satanla arkadaş olan gibidir ki, bu insan ya sana miskinden ikram eder veya sen ondan misk alırsın. Bu da olmazsa en azından güzel kokusu üzerine siner.
Kötü arkadaşla arkadaşlık yapan ise, körükçüyle arkadaş olan gibidir ki ya (ateş kıvılcımlarından) elbisesi yanar ya da kötü kokusu üzerine siner.”(Müslim, Birr, 146)
Biliyor muydunuz?
Bir suça bulaşıp hayatları kararan gençlerin en büyük pişmanlıkları arkadaşlarını iyi seçmediklerine dairdir. Birçoğu “kötü arkadaş kurbanı” olduğunu maalesef sonradan dile getirmektedir.
Kötü bir arkadaş kişinin sadece dünyasını karartmakla kalmaz, yanlış telkinlerle inanç noktasında da onun ahiretini, ebedi hayatını mahveder.
Çocuklarımızın kimlerle arkadaş olduğuna çok iyi dikkat etmeli, nerede kimlerle takıldığına bakmalı ve “pişmanlığın fayda etmeyeceği duruma düşmeden” onu çekip çıkarmalıyız.