Dr.Mahmut AKYILDIZ senoz deresi haber'de DERE'lerle ilgili yapmış olduğu çokönemli açıklamları szilerle paylaşıyoruz.
Rize'den ve yöremizden bahseder misiniz?
Çocukluğum köyde geçti. Orada yazın yaylaya giderdik, klasik olarak köy çocuğu ne yaparsa biz de onları yapardık. İlkokulu köyde okudum. Benim köyde çok güzel bir çocukluğum geçti, yeşili ve doğayı çok severim. Benim en büyük hobim, derede balık tutmaktır. Onun için Riva’da bir yer yaptım. Doğa, yeşil, hayvanlar hepsi var. Tamamen özümüz orası, orada doğduk, orada büyüdük ama buraya geldik, aklımın her bölümü orada geçer.
Köyünüz Çataldere HES bölgesi, bu konudaki düşünceleriniz nedir?
Ben HES'lere baştan beri karşıyım, bu konuda çok ciddi mücadeleler verdik. Şöyle karşıyım, enerjiye karşı değilim, yapılan işin, adresin yanlış olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin Rize çok özel bir bölge. Rize’nin 4 tane vadisi var, bunlar koruma altına alınıp, sit alan ilan edilmesi lazım, hiç plansız programsız, vahşice doğaya girip katlettiler. Ankara’da yapılan planlarla doğayı katlettiler. Oradaki doğanın varlığının temel sebebi akan derelerdir, ana sütüdür, siz onu doğadan uzaklaştırdığınız zaman hep söyledim, oradaki bitki florasının, oradaki hayvan florasının zamanla yok olacağını söyledim. Oradaki su çok özel bir sudur. Başka yerlerde çok daha ucuz maliyetle yapılacak işler, dünyanın cenneti diye sayabileceğimiz, plansız programsız bir şekilde katledilmesini hiçbir zaman tasvip etmedim. Ciddi de mücadeleler verdik Senoz Derneği Başkanlığı yaptığım dönemlerde. Sonra başkanlığı, iki dönem yaptıktan sonra, devrettik. Gönül isterdiki ta baştan orada yaşayan insanlarla, burada yaşayan insanlar birlikte karşı çıksaydık. HES’lerden çok büyük darbe yedik bizim köy olarak özellikle...
Rize ve turizm hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Ben Rize’nin aslında kış turizmi merkezini olmasını istiyorum. Bizim Kaçkarlar’da turizm planlanmasını istiyorum. Nereye gidersen git, o kadar uzun pisti olabilecek bir yer yok zannediyorum. Dünyanın en büyük pistlerinden biri olabilir. Devlet bu işe el atmalı bence. Özellikle doğa turizmi, yaz turizmi konusunda tanıtımlar yapılabilir, bu yapılmak zorunda. O güzellik orada var olduğu müddetçe zamanla burada turizm olacak diye inanıyorum. Doğanın fazla tahrip edilmediği yerleri arıyorlar.
Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Artık dünyada bilgi çağında yaşıyoruz. Neticede var olmak için, önemli olmak için, bir yere gelmek için ciddi mücadeleler yapılmalı. Gördüğünüz gibi üniversiteyi bitirmek bile yetmiyor. Benim önerim, eğitim konusunda mal mülk bırakmak yerine, onlara iyi bir eğitim bırakmalarını tavsiye ediyorum. Hangi branşı seviyorsanız, severek yapabileceğiniz bir meslek yapmak çok önemli. Gençlerin özellikle keşke boş zamanlarında daha çok kitap okusalar. Özellikle gençlerin kendilerini yetiştirmek için birkaç yabancı dil ve sevdiği bir alanda çalışmaları gerekiyor. Hayatta dik durmak gerekiyor. Her yerde olduğu gibi.
Rize dernekleriyle ilişkileriniz nasıl?
Rize’de dernekçilik iyi yapılıyor diye düşünüyorum. Hemen hemen her yörenin bir derneği var. Rize’lileri başarılı buluyorum. Bu tur dergiler de çok iyi hizmet veriyor. Ben zaten bu konuda aktifim. Benim işim itibariyle çok fazla vaktim yok. Çayeli Derneği’nin başkan yardımcısıyım, onun dışında da tüm derneklerde elimden gelen her şeyi yapıyorum.
Boş zamanlarımı Riva’da geçiririm. Riva Köyü’nde bir spor kulübü kurdum. Kendi mesleki kuruluşlar dışında Riva Spor Kulübünü’nü kurdum ve başkanıyım. Riva’daki hali vakti yerinde olan 10-15 kişiyi bir araya getirdim. Onlarla devletten bir arazi aldık. Oraya futbol sahası yaptık, çim saha. Kulüp binası, ışıklandırma. Şu anda 100-150 öğrenci spor eğitimi görüyor, ben de seminerler veriyorum, hocalar eğitiyor. Oradaki gençliği eğitiyoruz. Onun dışında Kano Federasyonu üyesiyim, bana görev düşen her yerde varım. İşim olmadığı zaman STK’ların içindeyim. Ne kadar zengin olursan ol, etrafında yangın varsa sana sivayet edecektir, ucu sana dokunacaktır. Dışardaki insanlarımızı, çocuklarımıza da bakmamız gerekiyor. Dalında uzman kişiler getirtiyorum, bu tür sosyal işler de yapıyoruz.
YENİ YÖNTEM, HIZLI İYİLEŞME SAĞLIYOR
Halk arasında iman tahtası denilen, göğüs tahtasından yapılan kalp ameliyatlarına veda zamanı... Doktorlar, klasik ameliyatlarda hastanın göğsünde uzun bir yarık açarak göğüs kemiğini kırarken, kalp cerrahı Op. Dr. Mahmut Akyıldız ve ekibi ameliyatı koltuk altından 5-6 santimlik bir kesimle yapıyor.
Dr. Mahmut Akyıldız kimdir?
2 Şubat 1964 yılında Rize’nin Çayeli İlçesi Çataldere Köyü’nde dünya geldi… Çayeli İlçesinin 30 km yukarısındaki Çataldere Köyü’nde çocukluğunu geçiren Mahmut Akyıldız, tamamen o bölgenin kültürüyle yetişmiş bir insan… İlkokulu eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın da köyü olan Çataldere Köyü’nde okudu… İlkokuldan sonra Devlet Parasız Yatılı sınavlarını kazandı ve orta öğrenimi Rize Merkez’de pansiyonda kalarak tamamladı. Ortaokul’dan sonra İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’ne giden Dr. Mahmut Akyıldız, 3 yıllık lise eğimini de devlet parasız yatılı olarak okudu.
Liseden sonra 1 yıl makine mühendisi eğitimi alan Akyıldız, buradan İstanbul Tıp Fakültesi’ne geçti… 1987 yılında mezuniyetiyle birlikte Çankırı’nın kurşunlu ilçesinde mecburi hizmetini, hemen akabinde Tuzla Piyade Okulu’nda kamp doktoru olarak vatani görevini tamamladı.
Bu süreçten sonra Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahi Merkezi’nde kalp damar cerrahi asistanlığına başladı. Siyami Ersek Kalp Damar Cerrahi Bölümü’nde beş yıl asistan, beş yıl da uzman olarak görev yapan Mahmut Akyıldız, Siyami Ersek’teki hocasıyla birlikte özel İsviçre Hastanesi’nin Kalp Damar Cerrahi Bölümü’nü kurdu. Burada da 5 yıl görev yaptıktan sonra kurmuş olduğu kendi ekibiyle Maltepe Üniversitesi’nde 6 yıl görev yapan Dr. Mahmut Akyıldız daha sonra ekibiyle birlikte geçtiği Göztepe Medikal Park Hastanesi’nde mesleki kariyerini sürdürüyor.