DOĞAL GÜZELLİKLERİ GÖRÜLMEYE DEĞER

DOĞAL GÜZELLİKLERİ GÖRÜLMEYE DEĞER

TRABZON-ARTVİN 30.07.2018 08:32:18 123 0
DOĞAL GÜZELLİKLERİ GÖRÜLMEYE DEĞER

Yusufeli’nde turistlerin akınına uğrayan doğal güzellikler görülmeye değer.

Hayati Akbaş

YUSUFELİ-Artvin Yusufeli İlçesi doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Gerek yerli gerekse yabancı turistlerin akınına uğrayan bu doğal güzellikleri hakkında küçük bir çalışma yaptık. Bu bir birinden güzel doğa harikalarını görmek isteyenler ya da gitmek isteyenler için birkaç bilgi araştırması edindik. Yaptığımız çalışma sonucunda şu bilgilere ulaştık: “

Ciro Çağlayanı

Yusufeli İlçesi'nin Özgüven Köyü sınırları içerisinde, Yusufeli'nin 38,4 kilometre ve Özgüven Köyünün 2,4 kilometre kuzeybatısındaki yer almaktadır. Çağlayana gidebilmek için Yusufeli İlçe Merkezinden kuzeye doğru önce Altıparmak Çayı (Barhal veya Parhal olarak da bilinir) vadisini takiben Taşkıran (Sarıgöl) Köyüne, ardından vadinin kuzeybatıya devamı Özgüven Dere Vadisi üzerinden Özgüven Köyüne ulaşılır. Bu yolun Yusufeli - Taşkıran arasındaki 24 kilometre lik bölümü asfalt kaplama, Taşkıran - Özgüven arasındaki 11 kilometrelik kesimi stabilizedir. Özgüven Köyünden itibaren 1,8 kilometre 'lik yayla yolu araçla aşıldıktan sonra, çıplak gözle görülebilen çağlayan, 15 dakikalık yürüyüş (600 metre) mesafesindedir. İlginç olduğu kadar ürpertici görünümlü bu çağlayanı eğim kırıklığı üzerinden izleyebilmek için, yaya olarak 25 dakika süren oldukça eğimli (70-75o) patikayı aşmak gerekir. Ciro Çağlayan’ına araçla ulaşmak üzere kullanılabilecek bu tek yol, sarp bir relief üzerindedir. Yusufeli İlçesi'nden çağlayana ulaşmak, ortalama 2-2,5 saatlik zaman almaktadır. Ciro Çağlayanı Altıparmak Dağlarının güneydoğuya bakan bölümünde Karataş II Tepe (3 bin 253 metre) ile Gudashevsivrisi Tepe (3406 metre) arasında 2 bin 348 metre yükseltide yer alır. Bu yönüyle çağlayan Anadolu'nun bilinen en yüksekteki çağlayanıdır. Çağlayanı çevreleyen tepeler, keskin sırtlar ve sivri doruklarıyla dikkati çekmektedir. Altıparmak dağları genelinde olduğu gibi inceleme alanında da yaygın olan kayaç birimleri Üst Kretase yaşlı granit ve granodiyorittir. Aşınım süreçlerinden diğer kayaçlara oranla daha az etkilenen granit ve granodiyoritlerin yaygın olduğu alanlar, toprak örtüsünden yoksun çıplak kayalıklar görünümündedir. Yamaç eğiminin yüzde 100 bulabildiği çıplak kayalıklarda, fiziksel parçalanmanın etkisiyle oluşan molozlar eteklerde enkaz örtüleri halinde sıralanırlar. Yükseltinin 3 bin 200 metreyi aştığı inceleme sahasında Pleyistosen buzullaşmasına ait izlere rastlanılmaktadır. Sirkler, tekne vadiler, hörgüç kayalar, morenler ve enkaz konileri sıkça görülen glasiyal şekillerdir.

Özgüven yaylası yolu üzerindeki çağlayanın, her yıl temmuz ayında düzenlenen yayla şenlikleri için çevre köy ve mahallelerden gelen birçok ziyaretçisi bulunmaktadır. Orman örtüsü, sirk gölleri, muhteşem çağlayanı ve bolca bulunan kırmızı benekli alabalığıyla bu alan, ne yazık ki gözden uzak, sık ziyaret edilmeyen bir rekreasyon yeridir. Kuşkusuz bu durum ulaşım güçlükleriyle yakından ilgilidir. Ancak, bu günkü çevre bilinci içerisinde bu bir dezavantaj sayılmamalıdır; nitekim bahsi geçen saha önemli kuş alanı (ÖKA), önemli bitki alanı (ÖBA) ve önemli orman alanı (ÖOA) olarak koruma altına altındadır. Çağlayana ulaşmak için kat edilen yol üzerinde karşılaşılan yabani keçiler ve yavruları veya yolu işgal etmiş bir bozayı, diğer çağlayanlarımıza göre alışkın olmadığımız görüntülerdir. Bu yüzden Ciro, dokunmadan izleyen ve inceleyebilen çevre bilinçli ziyaretçiler için önemli bir doğal yapıdır. Aynı şekilde doğa bilimciler açısından önemli bir laboratuvar, glasyal topografya açısından ise bir müze çeşitliliği sunmaktadır. Yöre biyolojik çeşitlilik ve buna bağlı, eko turizm, biyo turizm, organik ve geleneksel gıda tadımı ve kültürel turizm çeşitliliklerinin iç içe girdiği bir cennet köşemizdir. Bu ortamda Ciro belki yörenin tanınmasının kıvılcımı, itici gücü olacaktır.

Kuşkusuz bir bütün olarak değerlendirildiğinde gelecek için Ciro ve çevresi Türkiye'nin önemli bir turizm konumu ve markası olacak özellikler taşımaktadır. Çağlayan yılın her mevsiminde akış göstermekle birlikte, yapılacak bilimsel veya turistik ziyaretler için haziran - ağustos ayları arasındaki dönem seçilmelidir. Belirtilen dönem içerisinde haziran ayında çağlayan sularının en fazla olması yanında, sis ve yağışa yakalanma ihtimali yüksektir. Bu yüzden temmuz başından, ağustos ayının sonuna kadarki dönem aktivasyon açısından en uygun süreçtir.

Özgüven Köyü

Özgüven, 1988 yılında Barhal köyünden ayrılarak ayrı bir köy olmuştur. İlçe merkezine uzaklığı 35 kilometre Barhal, Bıçakçılar köyleri ve Rize'nin Ardeşen ilçesi ile sınırı vardır. Yörede yapılan araştırmalardan, Masis Tepesinin eteklerinde bulunan Gudashev Manastırının bir heyelan sonucu göçük altında kalmış olduğu anlaşılmıştır. Köyün tarihi hakkında kesin bilgiler olmamakla beraber yörede bir manastırın bulunmuş olması köyde yerleşimin eskilere dayandığını göstermektedir. Yörede İntkor yaylası ile Masis ve Karataş tepeleri görülmeye değerdir. İntkor yaylasında 166 metre. yükseklikten dökülen Ciro Şelalesi bir başka güzelliktir.

Köy halkı her yıl Temmuz ayı içerisinde, Bıçakçılar köyü Dumlupınar mahallesi halkı ile birlikte topluca ve göç şenlikleri, eğlenceleri eşliğinde İntkor yaylasına göç ederler. Yaylaya çıkınca eğlencelere devam edilir, tulum eşliğinde yöresel halk oyunları oynanır. İntkor yaylasının arkasında biri volkanik, sekizi tabii göl olmak üzere Kapıgöl, Karagöl, Büyük göl vs. adlarındaki toplam dokuz göl bulunmaktadır. İntkor yaylasındaki derede bolca kırmızı benekli dere alabalığı bulunur.

Barhal ( Altıparmak ) Köyü

Yusufeli ilçe merkezine en uzak köylerden biridir. Yeni adı ile Altıparmak Köyü Kaçkar dağlarının eteklerinde kurulu olan köy merkezi Kaçkar dağlarına tırmanmak isteyen turistlere ev sahipliği yapar. Kaçkar dağlarında trekking (Doğa Yürüyüşü) yapmak isteyen turistler araçlarla Barhal Köyü’ne kadar geldikten sonra buradan kendilerine katır kiralayarak yollarına devam ederler.

Barhal yöresi, eski bir yerleşim yeri olması nedeniyle, bu bölgede yaşamış çeşitli uygarlıklardan kalma tarihi eserler barındırmaktadır. Bu tarihi eserlerin en önemlisi ve en heybetlisi Barhal Manastır Kilisesidir. Barhal çayı akarsu sporlarının yapılabileceği uygun parkurlara sahiptir. Altıparmak, Marsis ve Kaçkar dağlarının doruklarında bulunan buzul ve krater gölleri görülmeye değerdir. Barhal'ın doğal güzelliklerine bir de halkının sıcak kanlı ve yardım severliği eklenir. Bu özelliklerinden dolayı yerli ve yabancı turistlerin uğramadan edemedikleri bir yer olmuştur. Turizm sektörünün harekete geçirilmesi ile bu bölgenin doğal güzellikleri, folkloru, yaşayan el sanatları, kaleleri, tarihi camileri, kiliseleri ve milli parkıyla önemli bir rolü oluşmaktadır.

Yaylalar Köyü

Köy merkezi Hevek Deresinin üst kıyısında kuruludur. Köyün geniş bir alana dağılmış Olgunlar (Meretet), Cami, Şereze, Köramet, Karamolla gibi çevre mahalleleri vardır. Artvin iline 155 km, Yusufeli ilçesine 50 km uzaklıktadır. Yusufeli'nden talep oldukça köye kalkan minibüsler bulunmaktadır. Yusufeli - Hevek yolu Barhal üzerinden geçmektedir, Hevek deresini takip eder. Oldukça bozuk satıhlı, ancak güzel manzaralı bir yoldur. Yaylalar köyü, klasik rotadan Kaçkar Dağı çıkışı için başlangıç noktasıdır. Ayrıca Kaçkar Dağları'ndaki dağ silsilesini aşmak için bir uğrak noktasıdır. Köyde bir pansiyon ve kampçılık için gerekli bazı malzemeleri (yiyecek, yakıt, pil, vs.) satan bir bakkal bulunmaktadır. Dere kıyısında çadır kurmak için uygun düze bir çimlik alan da vardır.

Altıparmak Dağları

Altıparmak Dağları, Barhal'ın batısında yer alır. Yüksekliği 3 bin 562 metredir. Barhal yeni adını da yine bu dağlardan almıştır. Altıparmak Dağları sıradağlar şeklinde uzanmakta olup, Rize ile il sınırı oluşturur. Altıparmak Dağlarında irili ufaklı çok sayıda buzul gölleri vardır. Altıparmak, Barhal Çayının da kaynaklarını oluşturmaktadır. Trekking ve Dağcılık sporlarına da elverişlidir.

Marsis Dağları

Marsis Dağı, Altıparmak Dağlarının silsilesi olup, yüksekliği 3 bin 334 metredir. Barhal Köyünün kuzey batısında yer alır. Marsis Dağında bulunan Karagöl bu bölgede bulunan ve görülmeye değer en büyük buzul göllerindendir.”


Anahtar Kelimeler:
1

ÇAYMER sezonu açtı, kendi yaş çay fiyatını açıkladı

2

Macaristan’dan getirdiler, Rize’de denenmeye başlandı

3

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

4

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

5

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI