HASAN KARAL DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ BÜTÇESİ GÖRÜŞÜLÜRKEN MECLİSTE KONUŞMA YAPTI.
Rize Milletvekili Hasan Karal’ın TBMM Genel Kurulunda Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesi görüşülürken yaptığı konuşma…
Sayın Başkan,
Saygıdeğer Milletvekilleri,
İnsanlık tarihi içerisinde birçok şey değişmişse de değişmeyen tek olgu dindir. İnsanlar, sınırlı hayat çizgileri içerisinde sadece beş duyularıyla yaşamazlar. Zihin dünyalarındaki sonsuzluk duygusunu da yaşam süreçlerine katarlar.
Şu bir gerçektir ki, din olgusu, insanlığın vazgeçemediği en kudretli bir olgudur. Devleti yönetmeye talip siyasilerin, halklarının bu en yüce duygularına kayıtsız kalması da asla düşünülemez.
Değerli arkadaşlarım, bir insan olarak, insanca duygulara sahip bir varlık olarak, gelecek adına hepimizin ortak bir beklentisi vardır: Daha iyi, daha mutlu bir yaşam tarzına sahip olmak, İnsan sayısınca gelecek beklentisinin olduğu yerde bunu sağlamak elbette zordur. Ama bütün dereleri, ırmakları denize akıtabilirsiniz. Deniz, sonsuzluk duygusudur. Derelerin önünü tıkasanız da güneş, onu buharlaştırarak denize ulaştırır. Bunun önüne geçmek asla mümkün değildir.
Neler yaparsak yapalım, gelecek, hepimizin adına ölümdür. Ölüm, bütün bir hayatı paranteze alarak onu sıfırla çarpandır; yani hayatı yutandır. İnsanlığa hizmet adına, insan fıtratına uygun yaptığımız her şey, elbette ki kayda değerdir ve kutlu yaklaşımlardır.
İnanan insanlar için söylüyorum, ya ötesi? Sonsuzluğa gidilirken elleri boş olarak Allah’ın huzuruna varmak üzücü bir varış değil midir?
Siyaseti, insanlara ve insanlığa hizmet olarak algılıyoruz. Kavgamız, bizzat insanla değil, insanlığa tebelleş olan kötülüklere karşıdır ve öyle olmalıdır. Bir doktor gibi, hastaya değil, mikroba düşman. Yaratılanı, Yaratan’dan ötürü sevmek, aynı zamanda fıtratımızın da hayata bir yansımasıdır. İbadeti, evrenle bütünleşmek olarak algılayan Mevlâna; medeniyetimizin önemli bir iz sürücüsü olarak bizlere şunu hatırlatıyor:
“Kavga testiler arasında, kırın testileri, su birliğine ulaşacaksınız.”
Dünyadaki ve ülkemizdeki kavgalara baktığımızda bunu net olarak görebilmekteyiz. İnsanlığa hizmet adına yola koyulanlar, testi hükmünde olan çıkarlarını, şan ve şöhretlerini, makamlarını kırarlarsa, ruh birliğine ulaşarak barışı sağlamakta zorlanmazlar. Ruhlarını kalıba dökemeyenlerin, aynı bayrak altında bir arada barış içinde yaşaması zordur.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, maddi dünyanın içinde zaman zaman zorlanan insanlarımıza, iç dünyalarındaki suyu hatırlatmaktadır.
Dünyadaki oluşumlara baktığımızda, olmak için değil, sahip olmak için çaba harcayan, bu uğurda savaşları göze alan devletlere, kurum ve kuruluşlara rastlamaktayız. Sahip olunan şeyler, adil bir biçimde insanlar arasında paylaşılamıyorsa, oralarda mutlaka kan akmaktadır. Ahlaki erozyonlar, kişisel ve toplumsal bunalımlar ayyuka çıkmaktadır.
O zaman, midelerini doyurduğumuz insanların, ruhlarını da doyurmak, barış adına elbette ki, hükümetlerin işidir, işi olmalıdır. Artık “iyi vatandaş” yetiştirmek yetmiyor, evrensel algılı “iyi insan” da yetiştirmek, insanlara saygısı kadar, çevreye de duyarlı bireyler yetiştirmek hepimizin görevi olmalıdır.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri
Diyanet İşleri Başkanlığı cumhuriyetimizin kuruluşuyla yaşıt olan teşkilatlarımızdan bir tanesi olup, 1924’ten bugüne başarıyla hizmetlerini yürütmektedir. Diyanet işleri Başkanlığının birinci ve asli görevi din hizmetleridir. Bu görevini ifa ederken Diyanet İşleri topluma doğru bilgiyi ulaştırmak, doğru bilgiyi insanlara öğretmek konusunda çok önemli bir hizmeti ifa etmektedir. Hem kültürümüzün hem de medeniyetimizin anlayışlarını, milletimizin birliğini, beraberliğini temin edici, insanlar arasındaki sevgi ve saygıyı güçlendirici bir usul ve üslup içerisinde Kur’an ve sünnete uygun İslam’ın temel kaynaklarını referans yaparak, bugüne kadar başarıyla yürüttüğü din hizmetlerini 2013 yılı içerisinde de başarıyla sürdürmüştür.
Bu anlamda öne çıkan bazı hizmetlerden örnekler vermek istiyorum. Özellikle kutlu doğum haftaları artık topluma mal olmuş bir haftaya dönüştü. Türkiye’mizin 81 ilinde ve yurt dışında kutlu doğum haftaları büyük kalabalıklarla kutlanmakta, Peygamberimizi doğru tanımamıza hem de İslam’ın belli konulardaki görüşlerinin doğru anlaşılmasına büyük katkılar sağlamaktadır.
Kadın ve aile konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı aile, irşat ve rehberlik büroları oluşturmuş, Kadınların camiye ve cemaate katılarak din hizmetlerinden daha fazla istifade edebilmelerini sağlamak maksadıyla da ülkemizin muhtelif yerlerindeki camilerin fiziki yapısında değişiklikler yapılmıştır.
Cezaevlerinde hükümlü ve tutuklu olarak pek çok insanımız bulunmaktadır. Onların da din hizmetleri çerçevesinde ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla da Diyanet İşleri Başkanlığı, şu anda 208 cezaevinde cezaevi vaizi ve din görevlisi kadrosu tahsis etmiştir.
Engelliler konusunda da Diyanet İşleri Başkanlığımız önemli çalışmalar yapmıştır.
Özellikle camilerimizin fiziki şartlarının engelli vatandaşlarımızın ibadetlerini kolaylıkla yerine getirebilmeleri ve onların bu açıdan da mutlu olabilmelerini sağlayacak şekilde bir değişim, dönüşüm süreci başlatılmıştır.
Türkiye genelinde 4.500 camide engelli vatandaşlarımıza cevap verecek şekilde camilerde yeniden düzenleme yapılmıştır.
Personelin eğitimi konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı büyük bir başarı sergilemekte olup vatandaşlarımızın eğitimi konusunda da camilerde verilen hizmetlerin yanında Kur’an kurslarında da önemli hizmetler vermektedir. Şu anda Kur’an kurslarında hem örgün eğitimde hem de hafızlık eğitiminde binlerce yavrumuz Kur’an-ı Kerim’i öğrenmekte veya hafızlığa çalışmaktadır. Bu çerçevede Meclisimizin kabulüyle Kur’an kurslarının pansiyonlarında kalan öğrencilerin iaşe ve ibatelerinin bütçeden karşılanması kararı da alınarak önemli bir iyileştirme adımı atılmıştır.
Yayın yoluyla da Diyanet İşleri Başkanlığı vatandaşlarımızın doğru aydınlatılmaları konusunda önemli çalışmalar yapmış, Diyanet TV ve Diyanet Radyo yayın hayatına başlamıştır.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri
Bütçesini görüştüğümüz Diyanet İşleri Başkanlığımız, ülkemizin adeta bir sibopu hükmündedir. varlık ve birlik suyumuzdur. Bu topraklarda bin yıldır medeniyetimizi yoğuran değerlerimizi korumak, gelecek nesillerimize yaşanılır bir ülke bırakmak, biz siyasilerin en önemli görevi olmalıdır.
Bu duygularla sözlerime son verirken 2014 yılı bütçesinin, Milletimiz ve Ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan temenni ediyor, Yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. ajans53.
Hasan KARAL
Rize Milletvekili