Bu yaylada çobanlık yapan aile ile Turizmci Araştırmacı Yazar Hikmet Haberal görüştü.
“Ben aslen Borçka doğumluyum. İsmim Emine Kösoğludur. Rize Fındıklı’ya gelin geldim.33 senedir bu yaylaya geliyorum. Büyük Baş ve küçükbaş hayvanlarımız var. Mallarımız hep kayıt altındadır.3 tane çocuğum var. Eşim ise sağımlarını burada yaptıktan sonra kısırlarını alıp Marsis eteklerine Yusufeli hududuna götürüyor. Şu an orada hayvanlarımızı bakıyor. Katım zamanında getirip karıştıracağız. Bine yakın küçükbaş hayvanımız vardır.15 tane de büyükbaş hayvanımız vardır. Yıllar önce ilk Arhavi’ye gidip oradan tepeden iniyorduk. Kışla alıp orada kışlıyorduk. Sorunlar yaşadık. Artık oraya gitmiyoruz. Buraya gelip sahile iniyoruz. Sahilden de yollarda konaklaya konaklaya buraya çıkıyoruz. Nakliye falan yok. Yürüyerek geliyoruz. Hayvansal ürünlerimiz önceleri değerli değildi. Organik çalışmalar daha da değerini artırdı. Önce ihtiyacımızı bırakıp, daha sonra arayan soranlara satış yapıyoruz. Ben bu mallarımın geliri ile çocuklarımı okuttum. Biri Mühendis, Öğretmen ve Hemşire oldular ”dedi.
Mehmet Köseoğlu Emine Köseoğlu’nun eşi; Marsis yaylasında şunları söyledi.”63 yaşındayım.9 yaşımda yaylaya gelmeye başladım ve o günden bu güne hayvancılık yapıyorum. Cins keçilerim vardır. Devlet hayvan başına 25 TL destek verdi.4 aydır Yusufeli hududundayım. Eve dönmedim.15 gün sonra Sırt yaylasına döneceğim. Bir kez kar yağdı. Artık yavaş yavaş aşağılara inme zamanı geliyor” dedi.
