19 Mayıs tarihinde başladığımız çay alımlarımız devam etmekte olup ikinci sürgün döneminde şu ana kadar 165 bin ton, genel toplamda ise 412 bin ton yaş çay alımı gerçekleştirilmiştir.
BAYRAM ALİ KAVALCI
19 Mayıs tarihinde başladığımız çay alımlarımız devam etmekte olup ikinci sürgün döneminde şu ana kadar 165 bin ton, genel toplamda ise 412 bin ton yaş çay alımı gerçekleştirilmiştir.ifadelerinin yer aldığı Çaykur Basın duyurusunda üreticilere şu açıklamalar yapıldı
'Kampanya dönemine 65.000 ton gibi son yılların en az stok miktarıyla giren Çaykur; saha satışları ve yaş çay işleme kapasitesiyle makrohedefler anlamında planladığı şekilde yoluna devam etmektedir.
Bu yılın satış hedefi olan 120 bin ton paketli çay satışının Temmuz ayı satış gerçekleşmelerine göre 70 bin tonunu satarak son yıllarda aynı aylara kıyasla yapılan en erken satışlar olarak kayda geçmiştir. Bu erken satış kazanımı bizlere, yılın geri kalan kısmında 50 bin ton veya üzerinde daha rahat çay satış yapabilme imkânı sağlamaktadır.
Özellikle geçtiğimiz son iki yıl içerisinde 750 bin tonlar gibi yüksek miktarlarda yaş çay alımı gerçekleştirmemize rağmen fabrikalarımızda sağlanan maksimum işleme kapasitesi neticesinde üreticilerimizin bizlere yüksek oranda çay satmaları sağlanmış, aynı zamanda özel firmalara karşı da oluşan fiyat manipülasyonlarına karşı piyasalar regüle edilerek üreticilerimize bir nevi koruma sağlanmıştır.
Hammadde alımı, işleme ve üretimde yakalanan maksimum gerçekleşmelerin devam edebilmesinin ön şartı olan pazarlama ayağının da çözümlenmesi gerektiğinden özellikle bu yıl erken yakaladığımız satış gerçekleşmeleri, önümüzdeki dönem için bizlere güven vermektedir.
İşletme veya Kurumlar için en önemli başarı göstergesi; hammadde alımı, üretim, pazarlama üçgeninde kurulan denge ve bu dengenin sürdürülebilirliğindedir. Diğer belirleyici veya etkenlerin olumlu ve olumsuz oluşları, kurulan bu düzeneği besler veya eksiltir ancak tam olarak dönüştürmeye yetmez. Dolayısıyla üretim giderleri, işgücü maliyetleri, kullanılan işletme kredileri gibi dış etkenlerin getirdiği olağan yükler de kurulan bu dinamik denge içerisinde zamanla daha kolay yönetilebilir ve çözümlenebilir bir duruma gelecektir.
Grafikli anlatımda yer aldığı gibi son beş yılın hammadde alımı, üretim ve pazarlama gerçekleşmelerine bakacak olursak artan bir yükselme içerisinde olduğumuz görülecektir.'