Rize heyelanlı bir bölge,bu yüzden her yıl meydana gelen can ve mal kayıplarının asgari düzeye çekilmesi ve hatta ortadan kaldırılması için akademisyenler tarafından birçok çalışmalar yapılmaktadır
Konunun önemine binaen kaçkar53.com editörü olarak, sosyal medyada bu konuyu dile getirmiştik
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof.Dr.Şengül Alpay Karaoğlu ve Prof Dr.Fatih Seyis sosyal medyada ki paylaşımın altına yapımış olduklara açıklamalarda söz konusu çalışmanın önemine değinerek şu bilgileri verdiler.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Moleküller Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Facebook’ta, “Bizim bölgede de çalışma yapıldığını duydum! “Çay arazilerinin içinde bahçenin farklı yerlerinde ağaç olsaydı, bugün ki heyelanlar meydana gelmezdi. Çünkü ağaç, kökü itibarıyla toprağın altının harekete geçmesini engelliyor! Paylaşımda bulunduğum bilgilendirme yazım üzerine açıklamalarda bulunan, bir dönemde Pazar Ziraat Fakültesi Dekanlığı da yapan Prof.Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, paylaşımın altına şu açıklamalarda bulundu.
SONUÇ VAHİM
“Ne yazık ki Çay bahçelerinin içinden ya da çevresindeki tüm meyve ağaçlarını ve çit ağaçları (ıhlamur, karaağaç kayın gürgen vb.) ,sırf yaprak düşmesin, bir sıra çayımız gölgeden kaybolmasın diye özellikle Çayeli ve Rize tarafında herkes Hopa tarafında daha az olmak kaydıyla kesmişlerdir. Bunun bedelini aslında bölge çeşitli şekillerle ağır ödemektedir. Öncelikle meyve ağaçlarının olmaması, çiçekli ve meyveli ağaçların yok oluşu, besin zincirini koparmış birçok (kuşları ve diğer yararlı böcekler) canlının varlığını yok etmiş, istilacı (kelebek -rhikania gibi) türlerin yayılmasına neden olmuştur. İlaveten tozlayıcı böcek türleri yok olunca, hiç bir bahçe bitkisinde (salatalık fasulye vb) işlerinde verim kalmadı. Toprak havalanmasına sebep olacak canlı (solucan, fare, gelincik, karınca vb.) Kalmadı. Sonuç vahim. Neden aç gözlülük. “Rabbena hep bana”” anlayışı sonunda “ne sana ne bana” ya dönü. İlaveten kuraklık eklendi. Toprağı en dayanıklı canlı olan mantarlar istila etti. Ve ne yazık ki bu anlayış sürer ise gelecek çay için ve de çaycılar için hiç de iç açıcı gözükmemektedir.”
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri, Tarla Bitkileri Anabilimdalı Öğretim Üyesi,EskiPazar Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Fatih Seyis yaptığı yorumda şu bilgileri paylaştı.
BU KONU YILLARDIR ÇALIŞILAN BİR KONUDUR
'Resimde çaylık alan içersinde görülen bitki Paulownia ağacı. Paulownia ağacı dünyada hızlı büyümesi ile nam salmış bir ağaçtır. Kökünün en önemli özelliği kalınlaşmış saçak köklere sahip olmasıdır. Bu özelliği nedeniyle de Rize de meydana gelen heyelanlar sonrası gündeme gelmiştir.
Çayda gölgeleme uzun yıllardır çalışılan bir konudur. En uygunu çay bahçesinin ilk tesis edildiği yıllarda gölgelemek amacıyla ağaç dikimidir. Olgunlaşmış bahçelerde ise budamadan sonra gölgeleme tavsiye edilmektedir. Paulownia ağacı ise sadece gölgeleme yapmamakta, yaprakları hayvan yemi, kozmetik alanında, parfümeri alanında, bal üretiminde , gıda katkı maddesi olarak, biyoyakıt olarak, mobilya, kayık ve müzik aletleri üretiminde ve dekorasyon ürünlerinde kullanılmaktadır.
Gölgeleme tesis ederken orta ve yüksek boylanabilen ağaçlara yer verilmesi tavsiye edilmektedir.Bu konuların herbiri bir seminer konusu olduğu için ancak bu kadar özetleyebildim.Saygılarımla'