Tuncel Kurtiz’in bir Alevî köyüne defnedilme vasiyeti, tartışmaları beraberinde getirdi..
Aslında bu konuyu tartışmanın “mayınlı bir arazi”ye girmek kadar tehlikeli olduğunu düşünenlerdenim.
Zira, bu ülkede “Alevî-Sünnî” çatışmasını körükleyecek her bir kıvılcım, bu vatan topraklarını yangın yerine dönüştürmeye müsait bir zemin oluşturur.
Eğer vasiyet edenle uygulayan arasında bir problem varsa (ki bu her daim mümkün) orta yol bulunarak çözüm sürecine girilebilir.
Burada “habercilerin” kullandığı üslup önem arzediyor.
Tahtakuşlar Köyü’nün ihtiyar heyetinin ünlü oyuncuya mezar yeri tahsis edip veya etmemesi konusu gündeme geliyorsa, hemen “Alevîlik” konusunu kaşıyarak belli mahfilleri harekete geçirmek için gösterilen çabaya ne demeli?
Bu konu zaten öylesine hassas ki, adeta patlamaya hazır bombanın fitilini ateşlemeye benziyor.
…
Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda, Tuncel Kurtiz’in ölümü sonrası yapılan etkinlikte, onun hayatından kesitler sunuldu.
Perdeye, çocukluk, gençlik ve son dönem görüntüleri ile hayatının özeti yansıdı.
Çocukluk dönemi, gençlikte tiyatro aşkı ve sinema ile tanışması... Uzun yıllar setlerde koşuşturması ve en son olarak dizi filmlerde gösterdiği performans... Ünlüydü gerçi, ama sıradan biri gibi yaşadı Kurtiz.
An geliyor, hayat ipi bir yerden sonra kopuyor.
Gün, planlandığı gibi gitmiyor.
Bu sefer “kader” devreye giriyor.
…
Geride kalanlar, onu mezara gömdükten sonra, “hayat devam ediyor”, yahut “şov devam ediyor” diyerek peşinden alkış tuttu.
Tamam, sanatçı sahnede performansını gösterdikten sonra alkışı hak edebilir(!). Gerçi alkış, insan egosunu şişirdiği için mahzurlu olarak addedilir.
Ama ölünün ardından alkış tutmak neyin nesi?
Bunun ne mantıkta yeri var, ne de kitapta...
Bu olsa olsa, ölümü verene karşı bir tepkidir.
Zaten, “Daha çok gençti, erken gitti, ölüm ona hiç yakışmadı” gibi cümlelerin, inanç açısından inkârı çağrıştırdığı unutulmamalı...
Alkışlar her zaman insanı onore etmez!
Henüz hayatta olanlar için “şov” devam ediyor.
Peki hayatta olmayanlar için?
Davut ŞAHİN
Yeni Asya Gazetesi..
|