BİR GÖNÜL VE VAKIF İNSANI ÇAYELİLİ ALİ FUAT ALBAYRAK’IN ARDINDAN...
Ali Fuat Albayrak’ta aş derdi ilim derdi için ruhunu Çayeli’ne bırakarak gurbete çıktı. İstanbul’da da birçok sivil toplum kuruluşlarında görev aldı birçoğunun kurulmasında öncülük etti. Yaptıklarıyla, insanlara dokunmasıyla yüreklere iz bırakarak ayrıldı. İstanbul’da geldiğim ilk günlerde tanıştım onunla. Rize tarihi çalışmalarına daha yeni başlamıştım. Birçokları beni anlamaz ve anlattıklarımı bir hayal olarak görürken o beni dinledi, anladı, kucak açtı. Rize’ye dair ulaştığım her yeni bilgi en az benim kadar onu da heyecanlandırırdı. İstanbul’da Rize Dernekler Birliği’nin (RİDEVA) kuruluşunda, Rize Günleri’nin düzenlenmesinde öncülük etti. Yaptıklarıyla vakıf ver dernek işlerine uğraş verenlere rehber olsa da bazıları ondan sonra işi siyasete, Rize üzerinden etiket yapmaya getirdi. Gönül yapma yerine dünyalık işler yapmaya yönelindi.
ÇAYELİ’NİN SOSYAL YAŞAMINA KATKI SAĞLADI
1938 yılında Çayeli Şairler Mahallesi'nde doğdu. İlk ve ortaokul tahsilimi Çayeli'nde, liseyi Haydarpaşa Lisesi'nde okudum. Rize Lisesi'nden mezun oldum. Sonra İktisat Fakültesi'ne başladı. Rahatsızlandığından dolayı bırakmak zorunda kaldım. Askere gitti. Bir süre Çayeli’nde yaşadı. Çayeli'nde kaldığı süre içinde Çayeli Ortaokulu Koruma Derneği Başkanlığı, Çayeli Ziraat Odası Başkanlığı yaptı. Bunun yanı sıra gençlerle tiyatro çalışmaları ve sanatsal çalışmalar içinde oldu. Çayeli’nin sosyal yaşamına katkılar sağladı.
GURBETTE HEMŞEHRİLERİNE ABİ, KARDEŞ, SIRDAŞ OLDU
İstanbul’a taşınmasıyla birlikte burada iş hayatının yanında cemiyet çalışmalarım devam etti. Çamlıca Kız Lisesi'nde uzun süre koruma derneği başkanlığı, Anadolu Yakası İnşaatçılar Derneği Başkanlığı ve Türkiye İnşaatçılar Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Kadıköy Belediyesi Meclis Üyeliği yaptı. Çayeli Derneği'nde uzun süre başkanlık, Çayeli Vakfı'nın kuruculuğunu ve yönetiminde bulundu. Çayeli Derneği Başkanlığı, Çayeli Vakfı Başkanlığı, Çayeli Dernekler Federasyonu Başkanlığı görevlerinde bulundu. Gurbette Çayelililere, abi oldu, kardeş oldu, sırdaş oldu. ÇAYDEF Onursal Başkanlığı sıfatıyla onurize edildi.
ASIL ZENGİNLİK İNSAN SEVGİSİDİR
GÖNÜLLERDE İZ BIRAKMAKTIR
Çay Haber Sitesinden Hatice Kübra Yelkenci ile yaptığı söyleşide dernekçiliğe ve gençlere bakışını şöyle anlatmıştı: “Hizmet etmenin çok yönü vardır. Bunların biri de dernekler ve vakıflar vasıtasıyla olur. İnsan hayatının en onurlu yani insanlığa hizmet edebildiği kadar, insanlığa faydalı olabildiği kadardır. Dernekçilikte sadece insan olarak katkıda bulunmak değil, insanların maddi ve madeni dünyasını zenginleştirmektir. Biz gençlerimize ne kadar çok güzellikleri öğretebilirsek yüreklerine ne kadar çok sevgi koyabilirsek, yarınlara da en iyi şekilde hazırlamış oluruz. İşte dernekçiliğin birinci vazifesi ve mutluluğu budur. Dernekçiliği insanları Allah razı olsun dedirtmek, Allah indinde makbul işler yapmak için, hiç bir şey beklemeden insanların memnuniyetinden mutluluk duyabilenlerin işidir. İnsanın bu uğurda katlanacağı her sıkıntı, çekeceği her çile, mutluluğunu zenginleştirir. Hizmet ederken kimin ne hak ettiğini değil, bana ne yakışır diye düşünerek hareket edersen, hiç bir zaman pişmanlık duymazsın. Biz hep zenginliği maddi olarak ölçeriz. Asıl zenginlik insan sevgisidir. Ne kadar çok insan tarafından sevilirsek o kadar zenginizdir. Bunu kazanmak için dernekler en iyi vasıtadır. Çayeli'ne hizmet etmek, her hemşerimizin olduğu gibi benimde en büyük idealim. Ve çok yüksek hemşerilik duygumuzun, nefret duygusunu köreltip, sevgiyi bayraklaştırıp, birbirini alabildiğine seven bir toplum olabilmektir. En büyük idealim genciyle-yaşlısıyla, kadınıyla-erkeğiyle, okumuşuyla-cahiliyle tam bir bütünlük içerisinde, birbirini seven bir toplum olabilmektir. Ben yaşımın gereğini değil, her yaşın gereğini düşünerek hareket etmeye çalışırım. Gençlere aklın adamı olmalarını, kumanda edilen değil, kendini kumanda eden, ufak şeylerle yetinmeyip hep büyük idealleri olmalarını söylüyorum. Her şeye ulaşabilecek akla ve zekâya sahip olan bu gençlerimiz asıl başarının azimde olduğunu, ne kadar çok azimli olabilirlerse o kadar çok başarılı olurlar. Bizim kuşağın 70 sene içinde kazandığımız tecrübelerimizden, aynı bedeli ödemeden bizim tecrübelerimizden yararlanmayı bilsinler.
Ve uzun zamandır sağlık sorunları yaşayan güzel insan aramızdan ayrıldı. Yarın kendisini 30 Mayıs (2024 Perşembe) öğle namazını müteakip Karacaahmet Şakirin Camii'nden son yolcuğuna uğurlayacağız. Onu tanımanın onunla sohbet etmenin bahtiyarlığını ölünceye kadar yüreğimde taşıyacağım. Mekânın cennet olsun…
Fatih Sultan KAR / İST.