Karadeniz'deki yaylalar, yörede hayvancılık yapanlara sağladığı ekonomik girdinin yanı sıra, yürüyüş, çim kayağı parkurları, rafting, kano sporları, av ve olta balıkçılığı için uygun akarsularıyla yıl boyunca turizm açısından önemli potansiyel oluşturuyor.
Yaz aylarının sıcak ve nemli havası ile iş hayatının stresi, şehrin gürültüsünden uzaklaşıp doğayla baş başa kalmak, buz gibi suları kaynağından içmek ve yöresel yemeklerden tatmak isteyen turistler, soluğu Doğu Karadeniz'in yaylalarında alıyor.
Geçmişte yaylacıların, yazın yaylalarda hayvanlarından elde ettikleri yağ, peynir, süt gibi gıda maddelerini satarak kışlık erzaklarını temin ettiği panayır kültüründen gelen yayla şenliklerinde, aralarında turistlerin de olduğu binlerce kişi bir araya gelip, birlik ve beraberlik içinde piknik yapıyor. Şenliklerde, büyük horon halkaları oluşturulup davul zurna eşliğinde horon oynanıyor.
Yaylacıların 'kelif' olarak adlandırdıkları tek katlı ahşap evler, ziyaretçileri büyüleyecek güzelliğe sahip. Dağınık yayla evleri, geçmişte taş ya da ahşaptan inşa edilirken günümüzde betonarme olarak yapılıyor. Yaylalarda son yıllarda artan ve önlenmesinde güçlük çekilen kaçak yapılaşma ise görüntü kirliliğine sebep oluyor.
Doğu Karadeniz'deki yaylaların alternatif turizm açısından önemine değinerek, yöredeki yaylaların son yıllarda eşsiz doğası, yeşili ve kültür varlıkları ile alternatif turizmin önemli adreslerinden olduğu biliniyor.
Yöredeki altyapıyı güçlendirmek ve ziyaretçilerin konaklayıp güzel vakit geçirebilecekleri yeni tesislerin yapımı için teşvikler var. Doğu Karadeniz Mastır Planı çerçevesindeki 'Yeşile Yolculuk' projesi hayata geçirilicek.
Foto(Engin TAVLI)