Ayder yerli ziyaretçilerin mekanı haline geldi. Günlük, haftalık veya en fazla 15 günlük yerli vatandaşların dinlenme mekânı oldu. Ulusal boyuta bir türlü ulaşamıyor.
Yerliler geliyor, yabancılar ise bir türlü istenilen oranda gelmiyor.
GÜNE BİRLİKÇİLER
Bunun birçok sebebi var.
MARAN AVM GÖZDE OLDU.
Merkezi hükümet tarafından yapılması gerekenlerin yanında birde yerelde yapılması gerekenler de var.
Bu hafta sonu Ayder'e gidenler özellikle araçlar çile dolu bir gün yaşadılar.
AYDER'İN GÖZ BEBEĞİ KAPLICALAR
Yayalar da öyle. Araçlar dar yollarda sıkışmış, âdeta birbirine girmiş bir vaziyetteydi.
KONAKLAMA YERLERİNDEN BİR KAÇI
Yayalar için düzenlenen tretuvarlar içler acısı durumda.
Çöpler de aynı. Hele birde Minibüs durağının olduğu ye var ki. Şaşmamak elde değil.
GÖZLEME 2 TL DEN SATILIYOR.
Ben bu olumsuzlukları gördükten sonra 'turist neden gelmiyor' sorusunu artık sormayacağım.
.jpg)
.jpg)
İSTANBUL'DAN AYDER'E GELDİLER
Sayın Çok değerli belediye başkanımız İdris Melek maalesef üzülerek söylemek isterim ki, minibüs durağı yanında var olan demir korkulukları tam en az beş senedir boyayamamış.
.jpg)
ŞAMPİYON RİZESPOR DA UNUTULMAMIŞ
Kaç kez yazdık söyledik. Âmâ çözüm yine yok.
AYDERLİ HOCASINI ÇOK SEVİYOR
Yoksa o bölge Çamlıhemşin Belediyesine ait değil mi? Böyle olsa da iki kilo boya ile yapılacak bu işin inadımı olur.
PİKNİK ALANI DEVLET YAPMIŞ
Ayder her geçen gün yerlilerle dolup taşıyor.
ÇAMLIHEŞİN BELEDİYE BAŞKANIMIZA KORKULUKLAR'NE ZAMAN BOYANACAK'
Yabancıları soruyoruz sadece Arapların görüldüğü söyleniyor.
.jpg)
YENİDEN YAPILAŞMA YÖREYE UYGUN HALE GETİRİLİYOR.
Neden acaba? Bu haliyle Ayder Yabancılara hizmet veremez. Bakıyorsunuz Yapılaşma kötü olsa da düzene girmiş. İş yerleri biraz daha modernize edilmiş. Fakat yerelde yapılmamış, yapılacak çok iş var. Öncelikle, yollar ve yayalara ait tretuvarlar iki kişi karşılaştığında geçemeyecek kadar dar ve kötü. Hiç olmazsa kırılan parkelere el atılsın. Gelen Araplara rehberlik edecek tek Allah’ın kulu dil bilmiyor. Bunlar zormudur? Halk Eğitim Müdürlüğü Arapça kurs açıp, yöre halkına ders verse ticaretle iştigal edenlere dil öğretse olmaz mı? bu yeterli çözüm olmasa da en azından serum vazifesi görür. Daha fazla yazmadan AYDER için yazılan bazı olumlu olanları seçtiğim yorumları inceledim. Bunu sizlerle paylaşıp, Ayder görüntüleriyle baş başa bırakıyorum.(Kaçkar53.com) YORUMLAR
İlk cümlem belki bir çok insanı kızdıracak ama bugüne kadar Ayder’e gitmediyseniz bundan sonra gitmeyin. Lütfen gitmeyin ki oradaki rezil yapılaşma bitsin. Her yıl bir önceki yıla göre daha büyük beton binalar inşa edilmekte. Yaylaya giden insanların görmek istediği ahşap otantik konaklama mekanları yerini lüks otellere bırakıyor. Fakat herşeye rağmen Ayder Yaylası güzel doğasıyla direniyor. Kaçkarlar Milli Park alanı içinde kalan Ayder Yaylası, Rize Çamlıhemşin’e 18 km mesafede. Ayder Yaylasında genelde yörenin insanları arazi alıp inşaat yapıyor. Yayla 1994 yılından itibaren turizme açılmış. Ayder’in en meşhur şeylerinden biri suyu.
********
Yemeklerden konu açılmışken tabiki bu bölgede yemeden geçilmeyen yemek muhlama. Mısır unu, özel peynir ve tereyağ ile yapılan muhlamayı bugune kadar tatmadıysanız çok şey kaçırdınız, hemen bunu telafi etmelisiniz. Bir başka yiyecek ise bir tür tatlı olan laz böreği, içinde sütlü krema, yufka ve zeytinyağ var. Bunu yiyenler roket yakıtı almış gibi hiç durmadan Kaçkar zirvesine kadar fişek gibi çıkıyorlarmış. En bilinen yemeklerden biride lahana sarması. Ayder’de yöresel şeyler satın alabileceğiniz bir çok dükkan mevcut. Buralardan bal, çay, fındık, hemşin işi başörtüler, peştemal gibi şeyler satın alabilirsiniz. Ayrıca yaylanın girişinde hemen sağ altta Ayder kaplıca tesisleri var. Buradaki doğal kaynak sularında yıkanabilirsiniz. Burada neredeyse şehirde bulduğunuz herşeyi bulmanız mümkün buna internet cafeler dahil.
******
Herşeyden önce arabaynızla gitmeniz tavsiye olunur, çünkü gözlemlediğim kadarıyla turlar erken dönüyor...)Ayder'e giderken yolda, çamlıhemşin yoluna girdikten sonra bir çeşmenin yanında mola vererek sandviçlerimizi afiyetle dere kenarında yedik. bu deneyim anlatılmaz ancak yaşanır. yemyeşil doğa, akan suyun şırıltısı, temiz hava ve enfes sandviçler... ayder e h.içi gitmeniz önerilir çünkü h.sonu yoğunuk had safhada imiş. orada termal tesiste rahatlayın, şahsi öneri...
******
Rize'de bir çok yayla var ancak Ayder Yaylası görülmeye değer olanların başında geliyor. Sizi sıcacık doğasıyla ve ahşap görünümlü evleriyle karşılıyor. Ancak Mayıs ayında gidilmesini tavsiye ederim. Zira Nisan'da bile hava soğuktu. Tepelere tırmanmak isterseniz ,hasta olmanız mümkün. Çay içebileceğiniz bir sürü yer var. Hediyelik eşya satan küşük dükkanlar da mevcut.
*******
Otobüsümüz burda sabah kavaltısı verdi hava çok soğuktu,manzara,şelale çok güzeldi.Restaurantta açık büfe tam bir fiyasko idi.Çayın memleketinde doğru dürüst bir çay içemedik.
******
Hani bir söz vardır 'sal kendini çayıra, ovaya' diye. İşte öyle bir yer. Yemyeşil bir vadi. Karadenizin eşsiz manzarası oradan ayrı bir güzel. Yazın sıcak döneminde Karadenizi ziyaret edenler için güzel (ve genel Türkiye sıcaklarına göre serin) bir duraklama noktası olabilir.
******
Bir kere gidildimi bağımlılık yapan doga harikası bir yayla.Ayder yaylasından mutlak diğer yaylara gezi düzenleyin.Bir çok yaylaya günü birlik gidip gelebilirsiniz.Kısında bir çok işletme burada açık oluyor.Karların altında da ayder yaylası başka bir güzel.
*******
Ayder yaylası dinlenmek için çok güzel.özellik ile doğası ve yakın yayları görülmeye değer. Ayder yaylasından mutlaka Avusor yaylasına çıkın Dolmuşlar sizi buraya ulaşmıyor.1 saatlik bir yürüme ile Doğal gölün yanına mutlaka çıkın.Yanınıza yürüş elbisileri ve yedek tişört alın.Hava durumuna 1 gün önceden mutlaka bakın.Manzarayı göre bilmek için sis ve yağmur olmasın.
********
Ayderinşifalısuyunu, tulum eşliğinde çekilen halayları, çamların arasındaki muhteşem manzarasını, yaz ortasında tepelerdeki karı ve o dağlardan inen suyun sesini, insanını herşeyini sevdim Ayderin...bence anlatılmaz yaşanır,gidin görün ömrünüze ömür katın...
********
Ayder için yazılmış kşe yazısından bir alıntı.
Sayın Şeref Oğuz, kaleme almış köşesinde. O’da Çaykaralıymış. Büyük bir serzeniş, üzüntü ile dile getirmiş duygularını. Baştan sona haklı… Hani derler ya, ’Gözümün nuru da olsa… Haklıya haklı, haksıza haksız…)
Muhteşem bir coğrafyayı, ülkenin ve dünyanın gündemine getirmek için yıllarını harca... Tam da bunu sağlamaya başladığında, gelenlere 'örgütlü pusu' kur ve turistlerini söğüşlemeyi 'marifet' bil..., diye başlıyor Ayder'den bahsetmeye ve her yıl ağustos ayında, merak ettikleri için misafirlerini götürdüğü Çamlıhemşin’imizim turistik yöresi Ayder’de karşılaştığı diz boyu rezaletten!..
Her yıl turist sayısının arttığından ve fakat buna paralel olarak kazığın boyunun da artarak devam ettiğinden söz ediyor. İş bu kadarla kalsa iyi, diyor ve ekliyor; hizmet kalitesinin düştüğünden, konuklara kötü davranıldığından, bu tutum davranışlarıyla yaptıklarının ‘turizm’ yapıldığını sanan kendini bilmez, kendisiyle beraber çevresinin adını da kötüye çekmek üzere kürek sallayan bedbahtların varlığından söz ediyor.
‘’Sinek murdar değil; mide bulandırır’’ misali, istenmeyen, olmaması gereken durumların ta Ayder’in girişinde, Çamlıhemşin Belediyesi’nin 10._ TL.(15 TL) oldu. lik giriş ücretiyle başladığından, yörenin Kaçkar Dağları Milli Parkı olarak Turizm Bakanlığı’na bağlı olduğu halde iken, yerel yönetimin turistleri haraca bağladığından, bu vesile ile binlerce araçtan toplanan paranın nereye harcandığı, akıbetinin ne olduğunun merak edildiğinden ve fakat merakı giderecek cevap bulunamadığından söz ederken yöredeki turizmcilerin ‘’eğitimine’’ kesin olarak harcanmadığını alaycı ve üzgün bir eda ile ve fakat haklı olarak dile getirerek taşı gediğine oturtuyor.
Kısa, öz fakat baştan sona sitem ve serzeniş dolu yazı beni ruhen ve bedenen ve zihnen yorgun ve bitap düşürmeğe yetti. Daha üç gün oldu Çamlıhemşin’den geldiğim. Ayder’e çıkmadım. En az onun kadar güzel olan Şenyuva köyünde Şenyuvalılarla beraber geçirdim tatil günlerimin çoğunu. Hep iyilik, güzellik gördüm; gururla, övgüyle bahsettim her gittiğim yerde. Ama heyhat! Bu duyduklarımla moralim çok bozuldu. Eminim sizler de aynı duygu seline kapılmışsınızdır.
Peki, ne oldu Çamlıhemşin’ime, o güzelim beldenin müstesna insanlarına. Okuma – yazma oranını şöyle koy kenara; akademisyenlerin, bürokratların, geçmişten günümüze nice aydınların yetiştiği ve yetişmekte olduğu, hoşgörünün, sevginin, saygının kol kola ve büyük çapta hâkim olduğu, Cenabı Hakk’ın bir nimeti olan o güzel yörenin güzel insanlarına ne oldu? Ne oldu da vurdumduymaz olundu? Nerde o HES’lere karşı çıkanlar, yöreyi canlarından çok sevdiğini söyleyip dünyayı ayağa kaldıranlar, verdikleri hukuk savaşıyla bir şeyleri kazanırken esas olanı nasıl unuttular. Çok yazık oluyor çok… Hemen, acilen gereken yapılmalı, hafızalarda yer eden ‘’Hemşin geleneği’’ tüm yönleriyle hayatın bütün alanlarına hâkim kılınmalı. Bu ve benzeri konularla ilgili olarak gereken ne ise yapılmalı ve kalıcı olmasına azami gayret sarf edilmeli. Aksi halde, şenyuva (Çinçiva) köyünden merhum sakağanç Halil dedenin ‘’ Eyiler getti, kötiler kaldi; kötiler getti hurdaler kaldi; hurdaler da getti murdarler kaldi.’’ Sözünün gerçek olduğu ve tarihe geçeceğini hatırlatır, bu vebal altında hep beraber ezilip, üzüleceğimizi bilmenizi isterim.
Her ne kadar sürçü lisan ettim ise affınıza sığınıyor, gereğinin en kısa zamanda el ele vererek yapılacağı duygu ve düşüncesiyle hepinize sağlık ve esenlik dileklerimle saygılarımı sunuyorum.Ziya Akçal- Ümraniye....
