İsmail Avcı'nın haberi:
Tarihî surların Dağkapı Burcu’nda bulunan mescidi, teravih vaktinde birçok kişi doldurdu. Tarihî mescidin geçmişini bilenler de şükür namazını eda etmeden ayrılmıyor. Geçtiğimiz aylarda restorasyonu biten mescit, sanat galerisi olmaktan son anda kurtuldu.
İslam âleminin Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonraki 5. Harem-i Şerif’i kabul edilen Diyarbakır, sayısız manevi hazineyi topraklarında barındırıyor. 6 peygamber kabri ve 3 nebi makamının yanı sıra 32’sinin ismi belli 770 sahabeyi misafir eden tarihi şehir, cami, han, hamam, kilise ve mescitleriyle adeta bir açık hava müzesini andırıyor. Rahmet ve bereket ayı Ramazan, bu sene Diyarbakır’a da önemli bir hediye sundu. Bin yıllık Mervani Mescidi, 84 yıl sonra ibadete açıldı. Bir zamanlar Diyarbakır’da hüküm süren Mervanilerin, Dağkapı Burcu’na yaptığı mabet, 1930 yılında kapatılmıştı. Restorasyonu bittikten sonra ‘Sanat galerisi’ olmaktan son anda kurtarılan tarihi mescitte, 84 yıllık aradan sonra ezan sesi yeniden yükseldi.
1056 yılında Mervanoğlu Ebû Nasr Ahmed tarafından yaptırılan tarihi ibadethane, konumu itibarıyla diğer camilerden oldukça farklı. Mervani Mescidi, Diyarbakır’ın dünyaca ünlü surlarının üstünde yer alıyor. 5 kilometre uzunluğundaki 82 burçlu tarihi surlarda yer alan cami, görenlerde hayranlık uyandırıyor. Bazalt taşlarıyla örülmüş tarihi Dağkapı Burcu’nun birinci katında turizm bürosu, ikinci katında ise Mervani Mescidi yer alıyor. Hemen dibinde ise şehrin fethinde şehit düşmüş sahabe Sahat b. Vakkas’ın (İbavender) kabri var. Bu manevi yapı on yıllarca metruk haldeydi. Alt kısmında bulunan geniş salon yıllarca kurs, teşhir salonu ve atölye olarak kullanıldı. Diyarbakır Valiliği 2013 yılında ‘Dağkapı Burçlarının Onarımı ve İşlevlendirilmesi’ projesi kapsamında Mervani Mescidi’nin de bulunduğu burçları restore etmeye başladı. Dönemin Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, restorasyondan sonra yapının bir bölümünün tanıtım bürosu, diğer bölümlerinin ise geleneksel el sanatları satış merkezi ve sergi salonu olarak düzenleneceğini açıkladı. Üzerinde “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekât veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar doldurur.” yazılı kitabe bulunan mescide Diyarbakırlılar sahip çıktı. Bunun üzerine tarihi yapının yeniden mescit olarak düzenlenmesine karar verildi. Restorasyonu geçtiğimiz aylarda biten tarihi mabet müftülüğe devredildi ve imam görevlendirildi. Geniş bir salonu üç tane de müştemilatı bulunan mescitte bayanlara da yer ayrılmış durumda. Mescidin Gazi Caddesi’ni gören damında da namaz kılınması için çalışmalar devam ediyor. Mescidin cemaati her geçen gün artıyor. Tarihi mescide gelenler, mescidin geçmişini biliyorlarsa genelde şükür namazı kılıyor. Teravih namazını mescitte kılan Ömer Evsen, bin yıllık eserin yeniden asıl kimliğine dönmesinin kendilerini sevindirdiğini söylüyor. Aziz Arslan ise mescidin sergi salonu olarak düzenleneceğini duyduğunda çok üzüldüğünü belirterek, “Ancak daha sonra bu yanlıştan vazgeçildi. Çok şükür bin yıl önce olduğu gibi yine namaz kılınıyor, dua ediliyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” diye konuştu. Eserin kurtarılması için büyük gayret gösteren Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat ise sahabe Sultan Sasa makamının ardından Mervani Mescidi’nin kurtarılmış olmasının sevincini yaşadıklarını dile getirdi.
Zaman