8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile basın açıklaması gerçekleştirdi.

Artvin Kadın Dayanışma Platformu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile basın açıklaması gerçekleştirdi.

GÜNDEM 9.03.2023 15:10:03 167 0
8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile basın açıklaması gerçekleştirdi.

Hayati Akbaş

ARTVİN-Artvin Kadın Dayanışma Platformu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile basın açıklaması gerçekleştirdi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Halitpaşa meydanında bir araya gelen Artvin Kadın Dayanışma Platformu gönüllü kadınları “Soracak hesabımız, yeniyi kuracak gücümüz var” diyerek siyah kıyafetleri ve deprem bölgesine gönderilmesi için suları ile bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.

Artvin Kadın Dayanışma Platformu gönüllülerinden öğretmen Alev Hanoğlu Erdem’in okuduğu basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Kadınların dayanışma ve mücadeleyi örgütledikleri; renkleriyle, sözleriyle eylemleriyle bir araya geldiği, isyanını eyleme dönüştürdüğü 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü hazırlıklarımızın devam ettiği bir süreçte 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ili etkileyen iki büyük depremin ardından 20 Şubat günü Hatay merkezli depremler yaşadık.

11 ili kapsayan ve milyonlarca insanı etkileyen depremlerin sonucunda, on binlerce insan hayatını kaybetti, on binlercesi yaralandı, milyonlarca insan evsiz kaldı. Milyonlarca insanın ruhsal durumlarında ise ağır travmalar oluştu.Rantçı sistemin liyakati ve insan yaşamını hiçe sayan uygulamalarından milyonlarca insan doğrudan ve dolaylı olarak etkilendi ve 6 Şubat’tan beri, bu ülkede yaşayan her bireyin hissettiği gibi yemeklerimizin tadı yok, uykumuz anlamsız, battaniyelerimizi montlarımız ısıtmıyor; çünkü yasımız, acımız ve deprem sonrası yaşananlara karşı büyük bir öfkemiz var.

Deprem sonrasında yaşananlar, kurtarma ve yardım organizasyonlarının gecikmesi, sistemli yapılmaması başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere deprem bölgesinde yaşayan halkı olumsuz etkilemiştir.

141 ülke üzerinde yaptığı araştırmaya göre cinsiyet eşitsizliklerine bağlı olarak kadınlar sosyo-ekonomik eşitsizliklere de maruz kalmakta ve bundan ötürü doğal afetlerden daha fazla zarar görmekte; ölüm oranları erkeklerin ölüm oranlarının ortalama 14 katına çıkmaktadır. Bireylerarası eşitlik ilkesinin yeteri kadar gözetilmediği toplumlarda, afetlerden en fazla zarar gören grupların başında, düşük gelirli bireyler, kadının aile reisi olduğu haneler, kayıt dışı bireyler, azınlıklar, göçmenler, mülteciler ve yabancılar, fiziksel veya akli hastalığı bulunanlar, evsizler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar yer alıyor.

Bu tehditlere karşı önlemlerin hızlı bir biçimde alınması son derece önemli iken, asıl üzerinde durulması gereken ise, afet meydana gelmeden önce toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı afet yönetimi stratejilerinin oluşturulmasıdır. Yapılan araştırmalar da göstermektedir ki, afet dönemlerinde hızlı bir biçimde koordine olan yine kadınlardır ve kadınların afet planlamalarında aktif yer alması hem süreci hızlandırması hem de kadınların ihtiyaçlarının belirlenmesi açısından son derece önemlidir.

Deprem sadece yıkılan binaların sayısı ve yeniden inşa edilecek yapıların maliyeti değildir. Bu yaklaşım insanın hiçe sayıldığının göstergesidir. Oysa deprem fiziki sonuçları dışında, etkileri yıllar içinde ortaya çıkan psikolojik ve sosyolojik bir durumdur. Deprem ailesini kaybetmiş çocuklar, çocuklarını kaybetmiş ebeveynler, sağlıklı bir bireyken geri kalan hayatına engelli olarak devam edecek insanlar demektir, deprem etkisi belki de hiç geçmeyecek travmalar bütünüdür.

6 Şubat tarihinden beri sadece depremin yarattığı yıkımdan değil, yönetimsel eksiklerden kaynaklı yıkımlar, travmalar yaşadık;

Bugün sizlere enkazın altında kalan kızının elini tutan babadan bahsetmeyeceğiz. Enkaz altında kalan yakınının sesini duyup yardım bulmak için çaresizce çabalayan insanlardan bahsetmeyeceğiz. 4 çocuğunu kaybeden annenin

‘kızımın parmağı havada kalmış, yardım istemiş kızım ama bulamamış, soğuktan ölmüş’ diye ettiği feryattan bahsetmeyeceğiz. 7 aylık bir bebeğin 140 saat sonra enkazdan çıkartılmasının sevincinin yanında asıl sorulması gereken soruların, 7 aylık bir bebeğin neden enkaz altında olduğu, 7 aylık bir bebeğin neden 140 saat boyunca enkaz altında olduğu, 7 aylık bir bebeğin neden annesiz babasız 140 saat boyunca bir enkazın altında olduğundan bahsetmeyeceğiz.

Bugün size kadınlardan bahsedeceğiz. Depremin meydana geldiği ilk andan itibaren hızlı bir şekilde koordine olarak bölgeye devlet kurumlarından önce ulaşan, bayatlamayan ekmek yapan köylüden, evindeki eşyalarına hangisi orda işlerine yarar diyerek bakıp bölgeye ulaştırmaya çalışan kadınlardan Yanlış politikalarla başımıza yıktıkları dünyanın enkazını elleriyle kaldıracak kadınlardan, yaşananların hesabını soracak, unutulmasına izin vermeyecek kadınlardan ve

Mucizenin 58 saat sonra bir enkazdan kurtarılan bebek değil, mucizenin o çocuğun kendisinde olduğunu, mucizenin yaşamın ta kendisi olduğunu bilen kadınlar olarak söz veriyoruz!!!

Refakatçisiz bıraktıkları, tarikatların çaldığı çocukları kurtaracağımızın, hayatın onlarda bıraktığı boşluğu hep birlikte dolduracağımızın, bizlere mezarlık evler yapmalarına, satmalarına izin vermeyeceğimizin, hiçbir çocuğun bir beton yığınının başında annesini beklemeyeceği bir yaşamın bu enkazı ellerimizle, dayanışmayla kaldıracağımızın, iyiyi, doğruyu, özgürlüğü birlikte inşa edeceğimizin, ülkeyi mutsuz insanlar mezarlığına çevirenleri göndereceğimizin sözünü veriyoruz. Bölgeye gönderdiğimiz dayanışma paketlerine yazdığımız gibi ‘Deprem bölgesindeki sevgili kız kardeşlerimiz, bu yara hepimizin, birlikte iyileşeceğiz.’”


Anahtar Kelimeler:
1

ÇAYMER sezonu açtı, kendi yaş çay fiyatını açıkladı

2

Macaristan’dan getirdiler, Rize’de denenmeye başlandı

3

Projenin ilk ayağı Rize Pazar’da başladı.

4

İSTANBUL’DA DÜZENLENEN YÖRESEL ÜRÜNLER FUARI SONA ERDİ.

5

BATUM’DA SINIR TEMSİLCİLERİ TOPLANTISI YAPILDI