Fatih Yalçıner'in haberi:
Sıcak ve uzun günlere denk  gelen Ramazan ayı, ağır işlerde çalışanlar için daha zor geçebiliyor. Bu  şartlarda tutulan orucun maddî ve manevî bereketinin daha fazla olacağı  muhakkak. Ancak, çalışma şartlarının ağır olmasını gerekçe göstererek, hiçbir  sağlık problemi olmadığı halde daha kısa günlerde tutmak üzere oruç tutmayanlar  da olabiliyor. Samsun İl Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, “Ramazan’da  özürsüz tutulmayan bir günlük oruç yerine bir yıl boyunca kaza orucu tutulsa  bile Ramazan’daki sevap alınamaz.” diyor.
Ramazan orucunun mazeretsiz  terk edilmemesi gerektiğini belirten Hayrettin Öztürk, “Bu nimetlerden mutlaka  istifade edilmeli, kaçırılmamalı. Çünkü Allah orucun sevabını kendisinin  vereceğini söylüyor. Buna karşın bir kimse zora düşeceğini düşünerek oruç  tutmayabilir. Sonradan kaza yapabilir. Ama Ramazan’daki sevabı hiçbir zaman  alamaz. Çünkü Ramazan orucunun sevabı, sadece Ramazan’da yapılırsa verilir.”  ifadelerini kullanıyor. Oruç ibadetinin hac ibadeti gibi yaşanması gerektiğini  kaydeden Öztürk şu tavsiyelerde bulunuyor: “Hacda nasıl az yiyip, az uyuyup  sürekli Beytullah’ta ibadet halindeysek, günahtan nasıl kaçıyorsak Ramazan’da da  öyle olmalıyız. Bu mübarek ayda tutulacak oruç, sadece yemeden içmeden kesilme  değildir. Aynı zamanda gözü harama bakmaktan, kulağı haram dinlemekten, eli  harama yapışmaktan, ayakları harama gitmekten tutmaktır. İnsan bütün uzuvlarıyla  kendisini haramdan ve günahlardan sakınmalı. Yalan, küs durma, alaya alma, kötü  zanda bulunma ve gıybet yapmadan sakınmalıyız. Bütün bunlar orucu bozmaz ama  mezhep imamımızın ifadesiyle sevap da bırakmaz.”
Ondokuz Mayıs  Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Prof.  Dr. Osman Güner ise Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde bu müjdelerden  bahsedildiğine dikkat çekiyor.
Ramazan’ı hakkıyla yaşayanları özel  ikramların beklediğini dile getiren Prof. Güner, şunları söylüyor: “Oruç,  inanarak ve karşılığı sadece Allah’tan beklenerek ifa edilmesi gereken bir  ibadettir. Kendini frenlemiyorsa ibadet, boş olur. Allah bize kulluk fırsatı  sunuyor. Oruç ibadeti yapmakla ‘Şükredebilirsin’ diyor. Oruç da bize  Yaratıcı’nın huzurunda bir emrini yerine getirme hoşnutluğunu yaşama hazzı  veriyor. Oruca gerekli kıymeti verirsek o da bize müjde olarak yansıyacak. Bütün  vücuda oruç tutturulduğunda mükafatı da o nispette büyük  olacak.”